--TAMAMLANDI--
Göktuğ timine çok bağlı bir yüzbaşıydı, Cihan ise time yeni katılan bir üsteğmen.
Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim.
Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir.
+18 içerikler, smut ve şid...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ay akşamdan ışıktır!"
Göktuğ'un elinde silahıyla koşu yaparken bağırmasıyla arkasındaki tim hemen devamını getirmişti
"Yaylalar yaylalar!"
Tim artık görevsizlikten patlayacak noktaya gelmişken sonunda bir görev çıkmıştı ama ne görevi olduğunu hala söylememişlerdi.
"Yüküm şimşir kaşıktır."
Göktuğ attıkları turun tamamlanmasına yaklaştıklarını görerek hafifçe yavaşlarken tim "Dilo dilo yaylalar." Diyerek bitirmişti.
"Komutanım, albayla konuşsak da şu göreve gitsek artık."
Vural'ın konuşmasıyla herkes hak verircesine kafasını sallarken Göktuğ da sıkıldığı için onu onaylamıştı.
"Tamam. Odalara gidip dinlenin, ben de duş alır albayın yanına çıkarım. Duruma göre de sizi çağırırız."
Tim duyduklarıyla mutlu olurken Göktuğ bana bakmış ama çok fazla oyalanmadan da arkasını dönüp binadan içeriye girmişti.
"Ee balım, ne yapacağız?"
Timu yanıma gelip elini omzuma koyduğunda bilmem dercesine dudaklarımı sarkıtmıştım.
"Bu seferki görevin sıkıntılı olduğu söyleniyordu. Sizce bugün bilgi alır mıyız?"
Yaşar'ın yere oturup geriye doğru yaslanmasıyla bizler de onu takip ettiğimizde açıkçası kimsenin fikri yoktu.
Askeriye garip bir yerdi, komutanlara bağlı olduğumuz için emir geldiyse uyardık ve sorgulama iznimiz olmazdı. Bu yüzden de hiçbir şey tahmin edilebilir değildi.
"Cihan."
Vural'ın seslenmesiyle gözlerim ona kayarken dudaklarını yalayarak bana bakmıştı. Çekindiği her halinden belliyken ona destek olsun diye hafifçe gülümsemiştim.
"Askeriyede kendini saklaman sinirini bozmuyor muydu? Sonuçta bir sürü tim değiştirdin ve o şerefsiz Salih gibi bir sürü insanla tanıştın."
Salih'in ismi bile o an için gerilmeme neden olurken kendime gelerek omuz silkmiştim.
"Başka bir ihtimalim yoktu ki. Mecburen saklandım. Yoksa olanları görüyorsunuz işte mesleğim ve gururum arasında bırakılacaktım."
Salih'in o gün gurur kırıcı söylemlerde bulunması beni etkilemiş miydi? Açıkçası biraz evet. Çünkü her ne kadar güçlü olsam da o an elim kolum bağlı kalıyordu ve tim olmasa o gecemin çok daha kötü geçeceğine de emindim.
Böyle şeylerle karşılaşmak istemediğim için sürekli kendimi saklamaksa normal bir hayat yaşamama engel oluyordu. Sürekli bir maskeyle gezmek bir süreden sonra çok yormuştu.
"Ama bak, bizde saklanmana gerek yok yavrum. Hatta ben Vural ve Yaşar'ın da itiraf etmesinden yanayım da neyse."
Diyerek yine ortamı yumuşatan Timuçin Yaşar'dan tekme yerken bir anda ortaya şaka yollu kavga çıkmıştı.
