2.3

17.2K 1.5K 522
                                    

Hastalığımızı atlatmak üzereydik, artık o kadar yorgun ve bitkin durmasak da öksürmelerimiz devam ediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hastalığımızı atlatmak üzereydik, artık o kadar yorgun ve bitkin durmasak da öksürmelerimiz devam ediyordu.

Geçen sürede ise halüsinasyon görmediğime emin olmuştum.

Göktuğ benimle ilgileniyor, geceleri üzerimi açtığımda yeniden örtüyor ve kendisi de hasta olmasına rağmen sürekli ateşimi kontrol ediyordu.

Fakat tüm bunların yanında romantik olmadığını hissettiren bir davranışı vardı...

"Sana bakmamdaki asıl neden kendimim. Aynı odada kalıyoruz ve ben hızlı iyileşen biriyim. Senin yüzünden yeniden hasta olmamalıyım."

Sürekli ağzından düşmeyen bu cümle beni sinir ediyordu.

"Acaba kafasını alıp ağırlıkla ezsem... Antrenman zayiatı yazılır mı?"

"Bunu duyarsa o seni ezer."

Bir anda kulağımın dibinde konuşan Timu ile korkarak ona döndüğümde gözlerindeki parıltılarla yanıma oturmuştu.

Kesinlikle bizim hakkımızda konuşacaktı. Timuçin'di bu, gevezelik ve gerzeklik ondan soruluyordu ne de olsa.

"Bakma öyle kötü kötü, alt tarafı hayırlı olsun diyecektim."

Kaşlarımı kaldırıp ona bakmamla elini omzuma atıp beni kendisine çektiğinde derin bir nefes alıp kafalarımızı birbirine yaslamıştı.

"Komutanımızla birlikte olduğunu diyorum yavrum. Hani ikinizde hastayken koyun koyuna yattınız ya. Bir şeyler oldu değil mi?"

Bir yandan hevesle konuşan Timu bir yandan da hiçbir şey bilmediğini bana belli ederken ondan ayrılarak dik bir şekilde suratına bakmıştım.

"Namık Kemal mi konuşuyor?"

Sözlerim üzerine surat asıp bana el hareketi çekerken uzaktan bize bağıran Vural ile toparlanıp antrenman salonuna geçiş yapmıştık.

Burası kapalı olduğu için daha rahattı. Karlı havalarda kullanıma daha uygun olsa da asker olarak genelde dışarıyı tercih ediyorduk. Sonuçta dağda kalan da bizler olduğumuz için gerçekçi ortamlar her zaman daha iyiydi.

Bugünlük ise hasta olduğumuz için içeriyi tercih etmiştik sanırım.

"Herkes ölü gibi çıkacak buradan. Ağrımayan kas istemiyorum. Zorlayın."

Göktuğ içeriye girer girmez hiçbirimize bakmadan emirlerini sıralayıp bize döndüğünde şaşkınlıkla ona bakıyorduk.

"Salon etrafında iki yüz tur. Başla."

Bizi umursamadan ilk emri vermesiyle hızla sıraya girip koşmaya başladığımızda onun bu dominant tavrının nedenini merak etmiştim. Ne güzel bu zamanları aşmıştık ama herif yine başa sarmıştı amına koyayım.

Göz Gez Arpacık (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin