Göz Gez Arpacık (bxb)

3.4

❗❗❗Cinsel hassasiyet uyarısı❗❗❗

Okumak istemeyenler lütfen işaretli alanlara dikkat etsinler.

Oy vererek beni mutlu edebileceğinizi unutmayın lütfen ~~

🎇🎇🎇🎇🎇🎇🎇🎇🎇🎇

Gecenin sonunda Göktuğ'un rica ettiği gibi fazla içememiştim. Hoş gerçi, içememiştim ki amına koyayım.

Aklımın bir köşesinde sürekli dedikleri çınlamıştı ve yaptığım heyecan elimi ayağımı bağlamıştı.

Onunla sevişmek... tabii ki istiyordum, kim istemezdi ki? Sonuçta adamla ilişkim vardı ve birbirimizi seviyorduk. Geçen sefer olanları hatırlamak bile içimde bir ateş yaratırken şimdi daha da ileriye gidecek olmamızın düşüncesi bile kalbimi hızlandırıyordu.

"Ben göreve çıkmayı özledim."

Derin bir nefes alarak kederli kederli bizlere bakan Timu gözlerinin sürekli odağını kaybediyor olmasıyla sarhoşluğunu belli ederken Yaşar onu arada kafasından iterek masaya gömülmesini engelliyordu.

Yaşar ve Vural içmiş olsalar da kendilerini kaybedecek kadar abartmamışlardı. En azından az biraz da olsa dinç bakıyorlardı.

Göktuğ ise... öküz gibi içmiş ama yine de sapasağlam duruyordu. Ondaki bu sağlamlığın birçok nedeni olabilirken eskiden de iyi bir içici olduğunu söyleyen tim yüzünden pek de şaşırmamıştım.

"Hadi, yeter bu gecelik."

Göktuğ ayaklanarak kasaya ilerlediğinde onun hesabı ödeyeceğini anlayarak sandalyemden kalkmış ve telefonumu cebime tıkıştırmıştım.

Bizimkiler de kendilerini zorlayarak kalktığında Timu, Yaşar ve Vural'ın arasına girerek kollarını ikisinin boynuna dolamıştı.

"Ben sizi çok seviyorum lan. Hepiniz iyi ki varsınız."

Gülerek konuşan Timuçin beni de gülümsetirken Yaşar boynuna sarılı olan kolu tutarak "Biraz daha konuşursan götüne şu şişeyi sokacağım." Demiş ve birlikte yürümeye başlamıştı.

Timuçin en yakın arkadaşlarının götüne şişe sokmanın etikliği üzerine derin bir muhabbet başlatmışken Vural ağzını kapatmaya çalışıyor, Yaşar ise bakışlarından anlaşılacağı üzerine ciddi anlamda o şişeyi götüne sokma planları yapıyordu.

Hep birlikte çağırdığımız araca binmemizin üzerine verdiğimiz otelin adresiyle arkamıza yaslandığımızda Göktuğ kolunu arkama doğru uzatmış ve sakince omzumu okşuyordu.

"İyi misin? Miden falan bulanmıyor değil mi?"

Gözlerimi kapatıp kafamı arkaya doğru atmışken sözlerini duymamla ona döndüğümde gözlerinde ilgili pırıltıları görerek gülümsemiştim.

"Sarhoş değilim."

Tek sözüm bu olurken gözlerinden geçen mutluluk dudaklarına da yansımıştı.

"Odaya geçince uyursun bebeğim, dilersen şimdi de uyu ama seni kucağıma aldığımda biraz sarsabilirim."

Kendisinin alkollü olduğuna gönderme yapan sevgilimle gülümsediğimde diğer dediklerini düşünmek için zamanım olmuştu.

Odaya çıkınca uyumak mı?

"Uyuyacağımı neden düşündün ki?"

Kaşlarımı çatarak konuşmamla Göktuğ'un gözleri büyürken sertçe yutkunmuştu.