Yorum atmazsanız üzülürmüşüm. Yok mu 300-500 yorum be? (Uzun bölüm merak etmeyin ehe.)
💥💥💥💥💥💥💥💥
**** Sınır Ötesi****
İki gün daha geçmişken yaramın hafif sızlaması dışında ayaklarımız yara bere içindeydi. Cephanelik olayından sonra karşılaştığımız bir grup terörist yüzünden Şahin de yaralanırken beş kişilik timde iki yaralımız vardı. Üstelik cephanelik de tam dolu olmadığı için mühimmatımızı tam olarak yenileyememiştik ve yine mermi kullanırken dikkat etmek zorunda kalıyorduk.
İyi yönden bakarsak ise girdiğimiz tüm mağaraları temizlemiştik.
"Suskun evde bekleyenin var mı?"
Yemek yerken Atmacanın sorusuyla ağzımdaki lokmamı yutarak kafamı kaldırdığımda herkesin bana odaklandığını görmüştüm.
"Var." Kelime ağzımdan çıkar çıkmaz Şahin gülümserken Haylaz da tebessüm etmişti.
"Onunla da böyle konuşmamazlık yapıyor musun? Oğlum insanlar ilgi ister unutma."
Matrak'ın ismine yakışır şekilde eğlenerek konuşmasıyla gözlerimi üzerinde diktiğimde suratındaki gülümseme hafifçe bozulmuştu.
Sanırım biraz fazla ciddi bakmıştım.
"Lan her mağarada şehit olma riskimiz giderek artıyor sen gelmiş bizlere korku salmaya çalışıyorsun. "
Şahin'in dostani bir şekilde elini bacağıma atarak konuşmasıyla iç çektiğimde aslında bir tık haklılardı.
Artık bir süredir beraberdik ve aralarına pek girmiyordum. Kişiliğim bu olsa tamam derdim ama bende ekstra bir kendini geri çekme durumu olduğu için bu ister istemez time yansıyordu.
"Kusura bakmayın. Aklım Hakkari'de kalan timimde."
En azından biraz da olsa sesim yumuşarken Atmaca yine babavari tavırlarına bürünerek gözlerime bakmıştı.
"Bizlerin de geride bıraktığı bir sürü kişi var be oğlum. Baksana hepimiz timlerimizi bırakıp, sevdiklerimize tam veda edemeden buraya geldik. Şehit olmamız an meselesi ama bir şekilde aklımızı da toparlamalıyız. Baksana sen vuruldun, Şahin de vuruldu. Evde bıraktığınız insanlar için güçlü olun. Kendini geri çekme."
Kafamı sallarken bir anda yanımızdaki kayaya saplanan kurşunla hepimiz mevzilendiğimizde kanımda dolaşan adrenalini anbean hissedebiliyordum.
Tıpkı Atmacanın dediği gibi aklımdaki düşünde geride bıraktığım timim olurken gördüğüm her karaltıya sıkmaya başlamıştım.
Kısa sürede çatışma alevlenirken koordinatları hatırlamamla sıkı bir küfür mırıldanmış ve sırtımı yaslandığım kayaya sabitleyerek elimi kulaklığıma atmıştım.
"Çok yakında bir mağara var. Eğer orası doluysa-"
"Mühimmatınızı düzgün kullanın. Sık sık ateş açmayın ama aranızdaki süreyi de iyi ayarlayın."
Şahin benim cümlemi tamamlarken aklımıza olabildiğince kötü senaryoları getirmemeye çalışıyorduk.
Olduğum kayanın bir bölümü kurşunlardan dolayı parçalanırken ufak tanelerin yayılmasıyla gözlerimi kapatıp mermilerimi ayarlamaya çalıştım.
Gözümün önüne gelen Cihan ile kalbim sızlarken buranın bir son olmamasını tüm benliğimle diliyordum.
"En azından veda etseydim be."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Göz Gez Arpacık (bxb)
Teen Fiction--TAMAMLANDI-- Göktuğ timine çok bağlı bir yüzbaşıydı, Cihan ise time yeni katılan bir üsteğmen. Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim. Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir. +18 içerikler, smut ve şid...