--TAMAMLANDI--
Göktuğ timine çok bağlı bir yüzbaşıydı, Cihan ise time yeni katılan bir üsteğmen.
Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim.
Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir.
+18 içerikler, smut ve şid...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Açın kapıyı! Cihan aşkım! Göktuğ!..."
Kapının resmen tekmelenmesiyle uyandığımda yanımda yatan Göktuğ da benimle yanı saniyelerde gözlerini açarak kapıya sinirle bakmıştı.
Üzerimizde sadece baksırlar varken sabaha doğru olduğunu anladığımda Göktuğ yataktan kalkarak kapıyı açmış ve nefes nefese olan Timu direkt içeriye girmişti.
Saçlarının ve üzerinin ıslak olması, alkollü halinden eser kalmamış olmasıyla kaşlarım çatılırken gözleri dolu doluydu.
"Beni boğdular."
Çocuk gibi konuşmasıyla aklıma Vural ve Yaşar'ın Timu'yu boğma planları gelirken "Hassiktir." Diyerek şaşkınlıkla tepki vermiştim.
Göktuğ o an benimle ilgilendiği için bizimkileri duymamış olmalı ki sinirle Timu'yu kontrol ettiğinde "kim boğdu?" diyerek sormuştu.
Sevişmiştik, üzerimizde sadece baksırlar vardı ama bu kimsenin umurunda değildi.
"Vural ve Yaşar..."
Timuçin cidden de onlara kırılmış olmalı ki kısık bir şekilde konuşarak omuz silktiğinde Göktuğ tanıdık isimleri duymasıyla durmuş ve hafifçe geri çekilmişti.
Gözleri bir süre Timu'yu incelerken onun kırıldığını anlayarak derin bir nefes verdiğinde söylenecek olsa bile kendisini tutmuştu.
O an Timuçin bizlere baktığında gözleri üzerimde durmuş ve ardından gözlerini kaçırarak burnunu çekmişti.
"Şey... kusura bakmayın. Ben gideyim, özür dilerim."
Suçlulukla konuşan koca adamla kalbim acırken Göktuğ'a bakmamla onun da bana baktığını görmüştüm. Gözlerimde ne gördü bilmesem de eliyle Timu'yu tuttuğunda Timuçin gözlerini yerden kaldırarak Göktuğ'a bakmıştı.
"Saçmalama oğlum. Sanki tanımadığımız birisin, dur şurada da bir anlat ne olduğunu."
Göktuğ sadece bizi baksırla görmesine karşı açıklamasını yapmış ardından da Timuyla birlikte ilerde duran koltuğa oturduğunda yataktan çıkarak altıma bir eşofman giymiş ve bir tane de Göktuğ'a uzatarak yanlarına geçmiştim.
Göktuğ uzattığım eşofmanı alarak üzerine giyerken ben yavaşça koltuğa oturarak Timu'ya odaklanmıştım.
"Ben sarhoş oldum, biliyorsunuz zaten. Yaşar ve Vural benimle ilgilendi. Hayal meyal hatırlıyorum ama sonrasında sinirlendiler. Yaşar küvete su doldurdu Vural da beni boğdu. Şaka yapmış gibilerdi ama... kırıldım işte."
Başta normal konuşsa da ardından omuz silkerek masum masum kırıldım diyen bedenle durumun trajikomikliğine karşı durduğumda iç çekmiştim. Karşımdaki adam şakacı Timu'dan çok ciddi Timu'ya dönmüştü çünkü.
"Ya sen bizimkileri bilmiyor musun? Yaptıklarının farkında bile değillerdir, yani senin kırıldığının... konuşarak halledebilirsiniz, üzülme."
Elimi dostani bir şekilde omzuna koymamla bana dönerek gülümsediğinde içim kötü olmuştu.
"Yaptıklarının farkında olmamaları zaten üzdü ya. Tamam, şakacıyım da... beni suya basarlarken dinlemediler bile. Birkaç kez su yuttum hatta."
Göktuğ babacan bir şekilde gülerken gözlerimi kapatmıştım. Şaka gibiydi amına koyayım. Timu bizimkiler onu boğdu diye kapımıza dayanmıştı ve işin ilginç yanı her zaman şakaya vuran çocuk bu sefer cidden de kırılmış duruyordu.
"Bir süre onlardan uzak durup düşünmek istiyorsan öyle yap, ben arkandayım. Şimdi uyu, gözlerin kızarmış."
Göktuğ içtenlikle konuşurken ona hayran hayran bakmaktan kendimi alamamıştım.
"Ben de arkandayım."
Mırıldanmamla Timu bize gülümserken kafasını yavaşça sallamıştı.
"yeniden kusura bakmayın, böyle bir şey için rahatsız ettim."
Gözleri ikimizin üzerinde gezinirken oflayarak hafifçe omzuna vurmuştum.
"Bir daha özür dileme. Git ve yeni bir odaya geçerek güzelce uyu."
Konuşmamı dikkatle dinleyerek onayladığında iç çekerek kalkmış ve iyi geceler dileyerek odadan çıkmıştı.
"Onu ilk defa böyle gördüm."
Şaşkın bir şekilde konuşmamla Göktuğ omzumdan öptüğünde ona dönmüştüm.
"Timu şakacı bir gevşek olsa da insan. Hepimizi çok seviyor ve bu sefer şakanın dozu biraz abartılmış gibi... Diğer yandan onun şu sıralar fazlasıyla hassas zamanı."
Göktuğ içten bir şekilde konuşurken anlamayarak suratına bakmıştım.
