|4|

10.7K 487 15
                                    

Talha daha fazla kızı korkutmasına izin veremedi.

"Kenan" dedi sert sesiyle. Arkadaşını anlıyordu. Kendi kız kardeşinin başına gelse yeri göğü yıkardı ama bu kız muhtemelen masumdu. Şimdiye çoktan öterdi yoksa.

Kenan silahı çekip masanın önünde duran iki sandalyeden birine tekme attı. "Allah kahretsin!"

Hazel başından çekilen silahla derin bir nefes aldı. Öyle korkmuştu ki bacaklarında ki kan çekilmişti. Durduğu yerde sendeledi. Talha kızın düşeceğini anlayıp yardım etmek için uzanmıştı ki Hazel eliyle durdurdu.

"Sakın!"

Bu adamın yardımını istemiyordu. Ona anlatmaya çalışmıştı ama o ölüme gönderiyordu kızı. Hadi bu adam acısından gözü bir şey görmüyordu da, bu Talha denen adam ne ayaktı Allah aşkına. Kenan sakinleşmek için dışarı bakmaya başladı. Kimseyi öldürecek değildi. Korkutursa konuşur diye düşünmüştü ama belli ki ya kızın ağzı çok sıkıydı, ya da gerçekten bir şey bilmiyordu.

Hazel daha fazla ayakta duramayacağını anladı. Masanın karşısında Kenan tarafından tekmelenmeyip hayatta kalan sandalyeye gidip oturdu. İstediklerini düşünebilirlerdi. Önce biraz sakinleşmesi lazımdı. Talha kızdaki rahatlığa şaşırsa mı sinirlense mi karar veremedi. Ama ayakta duramayacak kadar kötü olduğunu farkındaydı. Bir şey demeden kızın yaşlarla dolu kahve gözlerini incelemeye başladı. Aham şaham bir güzelliği yoktu. Orta boylarda, kumral tenli, kahverengi gözlü bir kızdı. Küçük bir burnu dolgun pembe dudakları vardı. Düşüncelerinin gittiği yönle küfretti içinden. Şimdi kızı incelemenin sırası mıydı?

Hazel aklını biraz daha topladığına kanaat getirdikten sonra son kez konuşmaya karar verdi. Böyle olmazdı. Kendini bir şekilde açıklamak zorundaydı. Hala akmakta olan göz yaşlarını sildi. Derin bir nefes aldı. Bu aralar ne çok derin nefes alır olmuştu. Önce Talha denen adama baktı. Onun da kendisini incelediğini görünce gerildi. Ardından Kenan denene baktı. Bir besmele çekip boğazını temizledi. Bu sesle Kenan'da bakışlarını kıza çevirdi. Şimdi iki adam pür dikkat kızı inceliyordu. Kenan içinden yeminler edip kendisini sakinleştirmeye çalışıyordu. Bir yanlışında ya da bir yalanında bu kızı acımadan mezara gömecekti. Bu sefer ne Talha ne de başkası onu durduramazdı.

Hazel gözlerini ikisi arasında gezdirerek konuşmaya başladı. Birinden birinin Allah'ın vermiş olduğu beyinlerini kullanıp durumu anlayabileceğini ümit ediyordu.

"Bakın sözümü kesmez ve sorularıma cevap verirseniz bu durumu anlayabiliriz."

Kenan alaylı bir kahkaha attı. Talha'ya dönüp "Korkudan beyni karıştı galiba." Dedikten sonra yüzünde ki alaycı gülümsemeyi silip kıza buz gibi ses tonuyla konuştu. "Burada soruları biz soruyoruz. Sen!" dedi işaret parmağıyla gösterip "cevap vereceksin!"

Hazel bu adamla bir şey konuşulmayacağını bir kere daha anladıktan sonra kendisine hala aynı soğuklukla bakan Talha'ya döndü. Dışarıdan o kadar kötü bir insan gibi mi gözüküyordu da kendisini açıklamasına bile izin vermiyorlardı? Oysa Talha öyle dikkatli ve keskin bakıyordu ki kız bir an adamın içini gördüğünü düşünmüştü.

"Arkadaşınız anlamamakta ısrar ediyor ama bilmediğim bir şeyi anlatamam size." Artık gerçekten sabrının sonuna gelmişti. Anlaşılmamanın ve bu zibidi heriflerin kendisini bir türlü anlamamasının verdiği öfke ile ayağa kalktı. Kendisi gibi sabırlı bir insanın bile sabrını sonunda taşırmışlardı. Transa geçmiş gibi konuşmaya başladı. Artık dinleyip dinlememeleri umrunda değildi. Beyninde ki senaryolar taşmış diline dökülmeye başlamıştı. Farkında olmadan odada adımlıyor bir yandan da düşüncelerini seslendiriyordu.

BAŞIMIZA GELENLER (TAMAMLANDI) 🖤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin