Karadağ ailesi yeni başlayan hafta sonuna hummalı bir giriş yapmıştı. İki saat uzaklıktaki memleketlerinden anneannesi geliyordu. Evler temizlenmiş börekler yapılmış sarmalar sarılmış yoğun koşturmayla geçen günde saat akşam vaktini vurmuştu. Babası otogardan anneannesini almış eve gelmişti. Çalan kapıyla herkes koridora dizildi.
"Anne hoş geldin." Deyip Sema hanım annesinin elini öptü.
İçeri giren Melek Hanım'ın elini sırayla çocuklar öpmüştü.
"Oy benim yavrularım" diyerek sarıldı Melek Hanım torunlarına. Adettendir deyip ne kadar kabul etmeseler de ellişer lira sıkıştırıverdi ellerine.
Yemekler yendi havadan sudan, memleketten havadisler alındı. Çay faslına geçilmişti. Hazel anneannesinin çayını tazelemek için kalkacakken elini tutup yanına oturttu. Kemal Bey'e yolda gelirken durumu çıtlatmış Kemal Bey ne kadar istemese de kızının fikrinin alınmasına izin vermişti. Kemal Bey namazı bahane ederek odadan çıktı. Bunu fırsat bilen Melek Hanım hemen konuya girdi.
"Ee Hazel'im okulda bitiyor iki üç aya."
"Öyle anneanne." Dedi genç kız. Anneannesinin ne yumurtlayacağını merak ediyordu.
"Yok mu şöyle edepli ahlaklı bir doktor falan verelim seni ona." Hazel duyduklarıyla ağzını kocaman bir o şeklinde açtı. Böyle bir şey kesinlikle beklemiyordu. Evet okul bittikten sonra bu konular konuşulacaktı ama şimdi hiç beklemediği bir andı. Kızın şaşkınlığına gülümseyip devam etti Melek Hanım.
"Yok herhâlde böyle ağzını ördek gibi açtığına göre. Bak bizim orada Saniye Hanımlar var biliyorsun dimi?" diye sordu. Hazel başıyla onayladı. Anneannesinin karşı apartmanında oturuyordu. Sene de bir memlekete gittiklerinde bazen denk gelirlerdi. Kızın onaylamasıyla Melek Hanım devam etti. "Hah işte onun bir torunu var maşallah boylu poslu hem de polis, herkes çocuğun peşinde."
"Ee" dedi Hazel durumun gittiği yeri anlayarak.
"Seni görmüş geçen sene geldiğiniz de Saniye'de bu sene okulunun biteceğini söylemiş çocuğa haber gönderdiler. Gelelim bir tanışalım." Diye.
Allah'ım Hazel şoktan şoka giriyordu. İlk defa kendisine görücü çıkmasına mı şaşırsın, babası yan odadayken anneannesinin böyle açık açık konuşmasına mı şaşırsın bilemedi.
"Far görmüş tavşan gibi bakma evladım. Olacak yaşın geldi artık. Ee sen biri de yok dedin." Ne zaman demişti Allah aşkına? Ayrıca neden tam şu anda Talha Hancıoğlu aklına gelmek zorundaydı. "Gelsin bir tanış çocukla olamazsa hayır dersin. Şimdi ayıp olur komşumuz, hiç görüşmeden hayır dersek."
"Anneanne bunun ayıbı mı olur Allah aşkını."
"Kızım hemen itiraz etme bak ben haftaya kadar buradayım düşün taşın bana cevap ver ona göre çocuk gelecek ben buradayken." Deyip izin isteyip kendisi için hazırlanan odaya gitti. Arkasında şaşkın suratlar bırakarak.
Hazel annesine baktı. Sema Hanım'da şaşırmıştı. Annesi pek sık gelmezdi ama böyle bir bombayla da gelmesini beklemiyordu. Hazel gidip annesine sarıldı. Diğer kızlar anne kızı baş başa bırakmak için usulca odadan ayrıldılar. Ne diyeceğine karar veremiyordu. Evet dese bir dert hayır dese başka bir dertti.
"Anne ne diyeceğim?"
Sema Hanım'da sıkıntıyla iç çekti. Daha önce hiç böyle bir durumla karşı karşıya kalmamıştı.
"Bilmiyorum kızım sana ne hayır de diyebilirim ne de evet. Kalbinden geçen neyse onu yap acele etme. Biraz düşün." Dedi. Kızının saçlarına bir öpücük kondurdu. Babası odadan çıktığına göre demek ki o da biliyordu. Allah'ım çok utanç verici. Biraz daha anne kız oturduktan sonra iyi geceler dileyip yatmaya gittiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞIMIZA GELENLER (TAMAMLANDI) 🖤
SpirituellesUyarı : Talha Hancıoğlu hayali bir karakterdir yaşayanlarda onu aramayınız. ▪▪▪ Bir adam ve bir kadının kaderlerinin beklenmedik şekilde kesişmesiyle başlayan aşk hikayesi.. Allah önce adamı yarattı bundan 27 sene önce. Sonra kadını yarattı 22 sene...