|5|

11.3K 527 56
                                    

Sakinlemeye çalışan Talha ve ne yapacağını düşünen Kenan Hazel'in çantasına gittiğini görmemişti. Talha'nın adamı Mahir'in sesiyle ikisi de daldıkları düşüncelerden çıkıp arkalarını döndüler. Talha gördüklerinin dehşetiyle hemen harekete geçti.

"MAHİR!! NE yapıyorsun!?"

Mahir abisinin sinirli sesiyle ona baktı. O daha cevap vermeden Talha kızla silah arasına girmişti bile. Mahir abisinin araya girmesiyle hemen silahı indirmiş kendini açıklamaya çalıştı.

"Abi, birden çantasına gidip bir şey çıkarınca ben şey sandım." Dedi mahcup bir şekilde.

Hazel daha fazla kendini tutamayıp eline aldığı telefonla ayağa kalktı. Bir yandan da Mahir'e cevap veriyordu. Sıkılmıştı artık kendisine sanki azılı bir katilmiş gibi davranılmasından.

"Ne sandın çantamın içinden çıkaracağım silahımla hepinizi tarayacağımı mı!?" istediğinden yüksek çıkan sesiyle odada ki üç adam da ona dönmüştü. Yerde yatan Ceyhun acıya dayanamamış çoktan bayılmıştı. Bakışları üzerin de hisseden Hazel birazcık utanarak elinde ki telefona baktı. Şu an daha önemli işleri vardı. 4 cevapsız arama. Geçmiş olsun kızım bakalım bugünü ölmeden bitirebilecek misin?

Mahir Hazel'e ve Talha'ya mahcup bir bakış atıp tekrar eski yerine geçti. Talha sabır diler gibi eliyle yüzünü sıvazladı. Mahir'in kendisini koruması gerektiğini biliyordu yine de Hazel'e bir kere daha namlunun doğrultulması canını sıkmıştı.

Hazel telefonun çalmasıyla nefes aldı. Normal şartlarda asla yalan söylemezdi ama şimdi kaçırıldım da diyemeyeceği için durumu biraz çarpıtıp söyleyecekti. Allah'ım affet. Dıııt,dııt,dıı çat "Alo"

"Anne beni aramışsın."

"Hazel neredesin kızım sen saat kaç oldu? İnsan bir haber verir. Hadi haber vermiyorsun bir telefonu açar? "

Annesinin bombardımanıyla gözlerini kapadı. İçinde bulunduğu ortama tezat sanki hiç yerde bayılmış bir adam yokmuş, sanki alnına iki defa silah dayanmamış, sanki kaçırılmamış, sanki ne idüğü belirli olmayan üç silahlı adamla aynı ortamda değilmiş gibi sakin bir sesle cevap verdi.

"Anne telefonum sessiz de kalmış, sana söyledim sanıyorum arkadaşlarlayım" kendisini izleyen üç adama bakıp tekrar oda da turlamaya başladı.

"Tamam kızım da niye haber vermiyorsun diyorum ben."

"Söyledim sanmıştım, annee özür dilerim."

"Tamam ne zaman gelirsin."

Sıkıntıyla iç çekti bu adamlar bilgilerini nerden almış en azından onu öğrenmeliydi. Yolda nereden baksan bir buçuk saat sürerdi kafasında bir hesaplama yaptı.

"Geç gelirim yemeğe beklemeyin."

"İyi, tamam, bir şey olursa haber ver." Oldu bile diyen iç sesini görmezlikten geldi. "İyi eğlenceler." 'Sorma ne eğleniyoruz diyen' iç sesiyle gözlerini devirdi.

"Tamam Allah'a emanet ol."

Telefonu kapatıp kendisine uzaylı görmüş gibi bakan adamlara baktı.

Sessizlik uzayıp giderken daha fazla dayanamayıp konuştu. İçinden 'Ne var, aval aval bakıyorsunuz' demek istese de ağzından "Bir sorun mu var?" kelimeleri döküldü.

Kenan ve Talha durumun saçmalığından sıyrıldılar. Kenan daha fazla kızı alıkoymamak için. "İsterseniz sizi evinize bırakalım."

Kenan'ın kurduğu saçma cümleyle Talha onu döndü bu adam hiç mi bir şey bilmiyordu. İnsan bir özür diler önce. Yaptığı hödüklüğü temizlemek yine Talha'ya kalmıştı. Şaşkın şaşkın bakan kızın dikkatini çekmek için boğazını temizledi.

BAŞIMIZA GELENLER (TAMAMLANDI) 🖤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin