|19|

7.2K 376 35
                                    

Hazel'in duyduklarıyla yüzünde ki gülümseme yavaş yavaş solarken bu anın gerçekliğinde şüphe etti. Talha'nın gülmesini ya da bu durumu alaya aldığını gösteren herhangi bir işaret aradı ama bulamadı. Kendinden emin, o bal hareleriyle kendisine bakıyordu. Ne yapacağını bilemedi. Masada ki öksürük sesiyle kendisine gelip bakışlarını çekti. Önünde ki sudan bir yudum aldı. Kızardığına emindi. Üstelik büyüklerin gözü önünde adama bakakalmıştı. Utancından ölecekti şimdi. Kalbinin bu kadar hızlı atması normal miydi? Elini kalbine götürmemek için masanın altında yumruk yaptı. Başka türlü nasıl sahip çıkardı bilmiyordu. 

Talha Hancıoğlu bize aşık oldu. diyen iç sesiyle derin nefes aldı. Kalbi aşırı kan pompalıyordu. Dudağını ısırdı. Gülümsemek istiyordu.

Saçmalama sadece duruma uygun davrandı. 

Emin misin? Oldukça ciddiydi canım.

İlk defa iç sesine cevap veremedi. Olabilir miydi? Ama neden? Öyle acayip bir güzelliği yoktu. Ortalama bir güzelliğe sahipti. İstese alasını bulurdu. Zenginlikten dese, zengin değildi. Dini için dese yani daha dindarlar vardı. Kendisine aşık olması için bir neden bulamazken kaçırdığı şey bir nedene ihtiyaç olmadığıydı. Ruhları çoktan birbirini bulmuştu. Masada ki erkekler işten konuşurken o yemeğine odaklandı. En iyisi bir şey olamamış gibi davranmaktı. Melisa'nın okulla ilgili sorduğu sorularına cevap verdi. Kendisi de onu tanımak için bir kaç soru sorarken yemek faslı bitti. Birer kahvenin ardından herkes vedalaşıp dağıldı. Bu esnada masadakiler, Talha ve kendisini tebrik etmeyi ve nikahta görüşürüz demeyi de unutmadılar. 

Arabanın arkasında camdan yolu izlerken hala Talha'nın dediklerini düşünüyordu. Talha'yı acilen şirketten çağırdıkları için Mahir onu eve bırakıyordu. Gerçekten Talha ona aşık olmuş olabilir miydi yoksa durumu toplamak için söylediği cümlelerle kendi kendine gelin güvey mi oluyordu? Düşünmekten başı çatlayacakken oflayıp gözlerini kapattı. Düşünmeyecekti. Zamana bırakacaktı. 

Nikah Günü

Gelinliğini giymiş aynanın karşısında kendisine bakarken normalde yakışmayan beyazın nasıl bu kadar yakıştığını düşünüyordu. Aslında bu düşüncelerinden sadece biriydi. Ama diğer düşüncelerini cevaplamak o kadar zordu ki o sadece bunu düşünerek kaçmayı tercih ediyordu.

 Dün gece kızlar arasında yaptıkları kına gecesinden sonra eve geldiklerinde annesi ve babası odasına ayrı ayrı gelip evlilikle ilgili aile olmakla ilgili konuşmuşlardı. Tabi bu esnada bolca gözyaşı da onlara eşlik etmişti. Heyecandan sabaha kadar uyamamış olacakları evliliklerini düşünüp durmuştu. Sabah kızların gelmesiyle hazırlanmıştı. Şimdi ise dini nikah için Talhaların gelmesini beklerken aynada ki yansımasına bakıyordu. Çalan zil sesiyle kalbinin de ritminin değişmesine artık alışmıştı. İçerde ki sesleri duyabiliyordu. Kapı açıldı. İnsanlar içeri buyur edildi. Bir kaç dakikanın ardından kapısı tıklatıldı. 

"Gel"

"Yavrum" diyerek annesi içeri girdi "Maşallah ne kadar güzel olmuşsun."  annesinin hızlıca içinden nazar duası okuyup üflemesini tebessümle bekledi. Artık okuldan eve geldiğinden kendisini karşılayacak bir ailesi olmayacaktı. Ya da anne başım ağrıyor nazar mı değdi acaba bana bir okusana diyeceği günler. Kalbinin bir köşesi ağlarken bir köşesi nasıl gülüyordu anlam veremedi bu duruma. Gelin olmak gerçekten farklıydı.  "Hadi bizi bekliyorlar imam da geldi." 

Hazel başıyla onaylayıp aynada son kez yansımasına baktı. Duvağını kapatıp annesiyle birlikte salona geçti. Talha yerde ki minderlerin birinde oturuyordu. Siyah takım elbisesi vücuduna sarmış esmer tenini beyaz gömleği gözler önüne seriyordu. Talha gerçekten fazlasıyla yakışıklıydı. Karşısında da imam olduğunu tahmin ettiği adam vardı. Yanında ki boş mindere oturdu. Odanın içi çok kalabalık değildi. Talha'nın ailesi, kendi ailesi vardı. Babasının nemli gözlerini baktı. Ağlamamak için gözlerini sıktı. Onu böyle görmek ağlama isteğini perçinliyordu. 

BAŞIMIZA GELENLER (TAMAMLANDI) 🖤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin