|14|

7.9K 417 47
                                    

Aradan hızla geçen bir günün ardından tüm hazırlıklar tamamlanmış, Karadağ ailesi koltuklarda oturmuş damat adayının gelmesini bekliyorlardı. Kemal Bey oldukça düşünceli reklamlara bakıyor, Hazel heyecanla pencereden bakmamak için kendisini tutuyor, annesi ve kardeşleri de onun bu hallerine bıyık altından gülüyorlardı. Hazel onlara ters bir bakış attı. Hiç yardımcı olmuyorlardı. Su içme bahanesiyle koltuktan kalktı. Masaya çaktırmadan bir göz attı. Her şeyin eksiksiz olmasını istiyordu. Adam çok zengin olduğu için bir parça gergindi. Nasıl bir yerde yaşadığını bilmiyordu, evleri acaba ona küçük gelir miydi? İçeride rahat eder miydi? Yemekleri sever miydi? İçini yiyip bitiren düşünceleri kafasından atmak için başını sağa sola salladı. 

Saat altıyı bir geçiyordu. Yemek için altı diye  konuşmuşlardı. İki yıldır aynı şekilde çalan zil ilk defa içindeki kelebeklerin uçmasını sağladı. Üşenerek kalkıp açtığı zilin bir gün  onu bu kadar mutlu edeceğini söyleseler gülüp geçerdi. Babasının koltuktan kalktığını gören Hazel yüzünde ki sırıtmayı sildi. Kemal Bey boğazını temizleyip kapıyı açtı. Karşısında gördüğü tanıdık simayla Hazel'e bir bakış atsa da tekrardan gelen misafirlerine odaklandı. Talha siyah kot bir pantolon ve üzerine de gri tonlarında bir gömlek giymişti. Saçları hafiften şekillendirilmiş, her zaman taktığı siyah spor saati bileğini sarmıştı. Ne resmi duruyordu ne de spor. 

"Hoş geldin, içeri buyur."

"Hoş bulduk efendim."  Talha oldukça soğuk kanlı dursa da kalbinin hızla çarpmasına engel olamıyordu. Ayağında ki siyah spor ayakkabıları çıkartıp içeri girdi. 

"Hoş geldin yavrum" 

Talha gelen sıcak karşılamayla tebessüm ederken aldığı tatlıyı da kadına uzattı. "Hoş bulduk efendim." 

"Ayy evladım niye zahmet ettin. Sağolasın." Talha tebessümle karşılık verip kendisine gösterilen salona geçerken Hazel'le göz göze gelmiş ona göz kırpmıştı. Hazel'de adamın ona sunduğu muhteşem manzarayla kalpten gitmeden önce tebessümle karşılık verdi. Sema Hanım'da bu esnada Kemal Bey'in ters bakışlarına maruz kalmıştı. 

Beyler içeri geçerken iki küçük kız kardeş ablalarına kıkırdamakla meşgullerdi. Annesi  elinde ki pastane kutusuyla mutfağa geçerken "Aferin kızım ben sevdiğim bu çocuğu pek efendi. Tatlı bile almış." dedi elindeki poşeti kaldırıp. Hazel annesine gülerken hala kıkırdayan kızlara ters bir bakış attı. Ocakta ki yemekleri üç kız kardeş içeriye taşırken Sema Hanım beyleri sofraya buyur etti. Kemal Bey baş köşeye otururken Talha'nın oturması için yanında ki sandalyeyi gösterdi. Talha'nın karşısına Sema Hanım otururken Hazel çorbaları servis edip annesinin yanına oturdu. Kalan boş yerlere de kardeşleri yerleşti. 

Oldukça gergin ve sessiz geçen çorbaların ardından fırında köfte patates ve pilavdan oluşan ana yemeği de kızlar bir çırpıda servis etti. Herkesin tekrardan yerine oturmasıyla Kemal Bey konuyu açtı.

"Ee anlat bakalım delikanlı ne işle meşgulsün?" 

Talha ortamın ağır havasının gelen soruyla dağıldığını hissederken elindeki çatalı tabağının kenarına koyup boğazını temizledi. 

"Aile şirketimizde genel müdür yardımcısıyım."

Kemal Bey'in alaylı gülümsemesi masadakilerin gözünden kaçmamıştı.

"Müdürde sanırım baban?" bu sorudan çok bir çıkarımdı.

"Evet "

Kemal Bey hıhlamaya benzer çıkardığı ses ve küçümseyici bir bakış atmasıyla Hazel neye  uğradığını şaşırdı. Gözlerini kocaman açarken babasından asla duymayı beklemediği kelimeleri dinledi.

BAŞIMIZA GELENLER (TAMAMLANDI) 🖤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin