O adamı düşünerek uykusundan olmayacaktı. Bir saat önceki düşünceleri bundan ibaret olsa da çoktan olmuştu. Neredeydi bu adam? Düğün gecesi böyle bırakılıp gidilir miydi? Şeytanın kulağına fısıldadığı nameler onu daha da çıldırtıyordu. Üzerinde ki yorganı tekmeleyerek kalktı. Bu böyle olmayacaktı. Aptal gibi kendi kendisine kurarak hayatı kendisine rezil etmeyecekti. Gidip öğrenecekti. Eğer Talha başta verdiği sözü tutmuyorsa paşa paşa tehlike geçene kadar bu evde misafir olur sonra basıp giderdi. Evet evet bu fikri beğenmişti beğenmesine de nerede olduğunu nasıl bilecekti. Bahçeden gelen araba sesiyle cama koştu. Odanın karanlık olması onun avantajınaydı. Talha'nın gelmiş olma ihtimali kanını kaynatıyordu. O geldiyse nasıl davranacaktı? Kalın lacivert fon perdeyi yavaşça araladı. Gözükmeyecek şekilde garaja park eden arabayı izledi. Gecenin karanlığından araba belli olmuyordu. Yolcu kapısı açıldı ve içinden bir hayal kırıklığı indi. Mahir. Perdeyi kapatıp odanın içinde volta atmaya devam etti. Talha belli ki gece gelmeyecekti. Güvenliği içinde Mahir'leri göndermişti. Ne düşünceli.
On beş dakikanın ardından verdiği kararla giyinme odasına koştu. Ama gerçekten koştu. Yavaş hareket ederse cesaretinin kaçmasından korkuyordu. Üstelik Talha'yı beyninde ki düşüncelerden birinde yakalayamamaktan. Hızlıca feracesini giydi. Eline gelen ilk şalı başına doladı. Telefonunu ve cüzdanını aldı. Merdivenlerden ikişer ikişer indi. Dış kapının anahtarını anahtarlıktan aldı -Talha'nınkinin olmaması ona göz kırpıyordu- ayakkabılarını da eline alıp kapıyı açtı. Ayakkabılarını giyerken kapının sesini duyan Mahir kadının dibinde bitti.
"Yenge bir problem mi var?"
Hazel ayakkabılarını giyip doğruldu. Elini uzattı. Mahir'in ne olduğuna anlam veremeyen bakışlarını önemsemeden konuştu.
"Telefonunu ver."
"Anlamadım yenge"
Hazel'in biriktirdiği öfke, üzüntü belki de aldatılma hissi patlamaya yakındı. Bir lafı iki kere söyleyecek hava da hiç değildi. Yükselttiği sesi ile tekrarladı.
"Telefonunu ver."
Mahir kadının öfkeden kararan gözlerini izledi. İlk defa Hazel'i böyle görmesinin şaşkınlığından mı yoksa olanlara anlam verememesinden midir bilinmez kekeledi.
"Ta-tamam" Takım elbisesinin ceketinde ki telefonu alıp kadına uzattı. Hazel telefonu alıp arabanın yanına geldi. Kendisine bakan Furkan'a da elini uzattı. Adamın afallayan bakışlarını zihninde ne istediğini çözmesini telaşla telefonunu aramasını ve eline koymasını bekledi. Arabanın arka kapısını açtı. "Arabaya" dedi oturdu. Madem Talha bir şeyler çeviriyordu o da öğrenirdi. Sonunda kırılacak olan kalbi kendisinin ki olsa bile..
"Talha'nın yanına gidiyoruz."
"Yenge.." Mahir'in itiraz eden sesini kendi sesiyle bastırdı. Mahir kesin biliyordu nerede olduğunu.
"HEMEN!"
Mahir pes edip Furkan'a sürmesi için işaret verdi. Gece yarısı olduğundan mütevellit trafik yoktu. Yirmi beş dakikanın sonunda kendi evlerinden çok daha büyük ve lüks olan bir evin demir kapıları ardında durdular. Birden basan hüzün birazdan görüp duyacaklarından mıydı, korkusundan mıydı bilmiyordu. Arkasına bakmadan kaçmak istese de güvenliğin gelip Mahir'e bakması kısa selamlaşmalarının ardından kapılar sonuna kadar açıldı. Belli ki Mahir'de burada tanınıyordu. Belki de bu ev metresinin eviydi. Acaba kendi mi metres oluyordu. Ama o evli olduğuna göre o olamazdı. Kafasında ki saçma düşünceler ne kadar çaresiz olduğunu haykırıyordu aslında.
Garaj yolundan içeri girilmesi demir kapıların kapanması ile kedinin kafesine çoktan düşmüştü. Artık kaçacak fırsatı da kalmamıştı. sönmüş cesaretinin tekrar gelmesi için Talha'nın cümlelerini zihninde geçirdi. Onu bekleyen yeni karısını bırakıp gitmesini düşündü. Verdiği sözü nasıl çiğnediğini düşündü. Bunların birisini bile düşünmesi kaçan öfkesini harlamış o da cesaretini tetiklemişti. Şimdi suratlarına tükürme vaktiydi. Mahir konuşmasına izin vermedi. Kapıyı açtı. O tanıdık plakalı siyah arabaya baktı. Talha'nın arabası önünde duruyordu. Gözünden akacak olan yaşı elinin tersiyle sildi. Şimdi değildi. Bir kere benim tarafımda olun gözyaşlarım.. Derin nefes aldı. İki taraflı aslanların olduğu girişten yürüdü. Büyük demir kapıyı çaldı. Beş saniyenin ardından bir kere daha çaldı bu sefer ki daha sertti. Daha fazla beklemek istemiyordu. Beklemek öldürüyordu. Kapı yavaşça açıldı. Orta yaşlı bir kadın kapının arkasından kendisine bakıyordu. Kıyafetlerinden anladığı üzere bu kadın evin yardımcısı olmalıydı. Nasıl göründüğünü bilmiyordu ama kadının bakışlarından korktuğu kesindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞIMIZA GELENLER (TAMAMLANDI) 🖤
EspiritualUyarı : Talha Hancıoğlu hayali bir karakterdir yaşayanlarda onu aramayınız. ▪▪▪ Bir adam ve bir kadının kaderlerinin beklenmedik şekilde kesişmesiyle başlayan aşk hikayesi.. Allah önce adamı yarattı bundan 27 sene önce. Sonra kadını yarattı 22 sene...