"Şimdi karşımızda bir adam var ve vurmamız gerekiyor. Ne yaparsın ?"
Haneul Jungkook'un sorduğu soruya cevap olarak "Silahı alıp adama doğrulturum ve tetiği çekerim" dediğinde "Hayır, silah boşken" demişti Jungkook. Haneul da "O zaman gösterdiğin gibi mermileri yerine yerleştiririm" demişti.
"Silah boşken mermileri şarjöre doldurup şarjörü de silaha taktıktan sonra silahın sürgüsünü çekmelisin. Bu da şarjördeki mermiyi silahın içine almanı sağlar."
"Anladım" diyen Haneul silahı incelerken "Bu kısma da horoz deniyor. Bu aşağıdayken silah ateşlemez. Ayrıca güvenlik kısmı da burası. Bu basılıyken horoz aşağıda olur."
Haneul tekrar olumlu anlamda kafa salladığında "Peki ya güvenlik açık değilken sürüyü çeksek? Tekrar horozu ittirmemize gerek var mı?" diye sormuştu. Jungkook da olumsuz anlamda kafa sallayıp "Güvenlik açık değilken sürgüyü çeksen horoz kendiliğinden yukarı geliyor." demişti.
"Of Jungkook, çok fazla şey var. Ayrıca gerçekten buna ihtiyacım olacak mı?"
Jungkook omuzlarını silkip "Belki olur" dediğinde derin bir nefes alıp kafasını Jungkook'un omzuna koymuştu Haneul.
"Öğrenmen gereken birkaç şey var zaten Haneul. Bu dediklerim zor olabilir ama bir kere anlasan kolay gelecek. Tamam mı?"
Haneul Jungkook'un dediklerine olumlu anlamda kafa salladığında "Al doldur" demişti Jungkook silahı ve cebinden yeni çıkarttığı mermileri Haneul'a uzatıp. Haneul da olumlu anlamda kafa sallayıp mermileri ve silahı eline almıştı.
Haneul şarjörü silahtan çıkartıp mermileri önüne bıraktığında ayağa kalkıp etrafa bakınmıştı Jungkook. Haneul da gözlerini Jungkook'a çevirip "Okul gezisine gelecek misin?" diye sormuştu.
"Ne gezisi?"
"Okul gezisi işte. Müzeye gideceğiz, tarih müzesi."
Jungkook Haneul'a dönüp "Ne zaman söyledi hocalar?" diye sorduğunda "Cuma günü söylediler ama sen elindeki kalemle oynamakla meşkuldün" demişti Haneul. Ardından da önüne dönüp yerdeki mermileri eline almıştı.
Jungkook "Bilmem ki, sen gidecek misin?" diye sorduğunda "Giderim büyük ihtimal. Annem öyle müze gibi yerlere gitmem taraftarı. Belki bir şeyler öğrenirsin diyor." demişti. Ardından da "Bunlar neden bu kadar zor giriyor ya?" diye sormuştu.
Jungkook Haneul'ın yanına gelip yere çömeldiğinde "İyice bastır, içindeki yay mermileri silaha doğru ittiği için mermi takması zordur." demişti Haneul'a. Haneul da olumlu anlamda kafa sallamış ve Jungkook'un gözlerine bakmıştı.
"Gelecek misin?"
Jungkook düz bir ses tonuyla "Sen gidersen gelirim" dediğinde "Gideriz o zaman" demişti Haneul ona göz kırpıp. Jungkook da olumlu anlamda kafa sallamıştı.
"Burası çok güzel değil mi? Sessiz ve sakin... Kimse de yok"
Jungkook "Evet, çok güzel." demişti kafasını havaya kaldırıp. Haneul da "Zaten bu gece kendi evinde kalacaksın. Gitmeni de hiç istemiyorum" demişti.
Jungkook "Her zaman sende kalamam Haneul" dediğinde "Biliyorum, biliyorum" demişti Haneul gözlerini devirip. Ardından da "Yine de uzun süre sende kaldıktan sonra alıştım" demişti.
"Bu arada... Hyun Woo Young Ae'ye ilgi duyuyor"
Haneul kaşlarını havalandırıp gözleri Jungkook'un gözlerine sabitlediğinde "Ne?" diye sormuştu meraklı gözlerle ona.
"Direkt söyledi mi sana yani?"
Jungkook olumlu anlamda kafa salladığında "Doğru... Yalnız olmak için ayrı bilet almışlardı onlar sinemada. Hyun Woo Young Ae'ye mi açılacak şimdi?" diye sormuştu Haneul. Jungkook ise "Aslında biz baş başa kalalım diye yapmışlardı. Sen yanlış anlama diye yalan söylemiştim sana." demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunny ✵ JJK ✓
Fanfiction[Tamamlandı] Ağzını elleri ile kapatıp sırtını kapalı kapıya deydiren Haneul'ın başından aşağı soğuk sular dökülmüştü resmen. Elleri titriyor ve bacaklarını hissetmiyordu. Kelimenin tam anlamıyla dona kalmış bir şekilde ona doğru bakan maskeli seri...