Haneul annesiyle kavga ettikten sonra yatak odasına girmiş ve bedenini yatağının üstüne doğru bırakmıştı.
Kavganın nedeni ona haber vermeden Young Ae'lerde kalmasıydı ki bunu daha önceden konuşmuşlardı zaten.
Ufak bir azar işitip "Bir daha yapma" diyecekti annesi yüz yüze... Ama Haneul çok fazla karşılık vermişti ona.
Annesinin vereceği ufak bir uyarı büyük bir tartışmaya dönüşmüştü onun yüzünden. Babası da annesine hak verdiğinden dolayı o da dahil olmuş ve annesine böyle davrandığı için Haneul'a bağırmıştı. Haneul ise ağlamıştı tartışma sonunda ve kendini odasına kapatmıştı.
Haneul'ın bu siniri annesine ya da babasına değil kendisineydi. Olayın Young Ae'lerde kalmasıyla da bir ilgisi yoktu. Jungkook'u düşünüyordu Haneul.
Neden kaçıp gitmişti ki hemen? Neden tek başına bırakmıştı Jungkook'u orada?
Kaçmasaydı böyle bir karar da almazdı Jungkook. Ondan uzaklaşmaz ve görmezden gelmezdi. Eskisi gibi sarılır, saçlarını okşar ve alnına küçük öpücükler kondururdu.
Küçük öpücükler...
Bunları sevgililer yapmaz mıydı?
Haneul hızlıca elleriyle suratını kapattığında daha fazla ağlamamak için zor tutmuştu kendini.
Aslında bencillik yaptığının da farkındaydı Haneul.
Eğer Jungkook'la birlikte olursam ileride ayrılabiliriz ve bir daha asla konuşmayız diye düşünmüştü Haneul. Zaten o Bunny'di ve... Bunny olduğundan dolayı ona ileride ne olacağını bilmiyordu.
Jungkook'la sevgili olmaktan değil ilişkilerini bitirmekten korkmuştu Haneul. Arkadaş kaldıklarında ayrılma gibi bir dertleri olmaz ve sonsuza kadar birlikte olabilirlerdi.
Ama her şeyi mahvetmişti Haneul. Bu saçma düşüncesi her şeyi mahvetmişti.
Arkadaş kalma uğruna tamamen kaybetmişti onu.
Yatağında doğrulan Haneul gözünden akan yaşı sildiğinde telefonundan saati kontrol etmiş ve sırt çantasını sırtına takıp kapıyı yavaşça açmıştı.
Odadan çıkan Haneul oturma odasında televizyon izleyen anne ve babasına görünmeden demir kapının önüne gelmişti parmak uçlarında.
...
Jungkook elindeki şişeyi masadaki diğer üç şişenin yanına bıraktığında yavaşça doğrulmuş ve çalan kapıyı açmak için ayağa kalkmaya çalışmıştı.
Duvarlardan tutarak yürüyen Jungkook kapı kolunu tuttuğunda yavaşça indirmiş ve açmıştı kapıyı. Karşısında gördüğü Haneul ile de kocaman açmıştı gözlerini ve "H-Haneul?" demişti ona.
Haneul "Konuşmamız gerekiyor" dediğinde Jungkook'a doğru bir adım atmıştı ama geri doğru bir adım atan Jungkook dengesini koruyamayıp yere düşmüştü.
"J-jungkook?! İyi misin?!"
Jungkook avuç içlerini yere sabitlediğinde ayağa kalkmaya çalışmıştı. Tekrar düşecekken de Jungkook'u tutmuştu sıkıca Haneul. Ardından da Jungkook'un kolunu havaya kaldırıp kolunun altına girmiş ve onu kaldırmıştı güçlükle.
"Leş gibi kokuyorsun Jungkook! Sana nasıl sattılar bunu!?"
Jungkook hafifçe kıkırdayıp "Para veğrince... Alınıyor" dediğinde "İnanamıyorum sana ya!" demişti Haneul sinirle. Ardından da içeri girip ayağının tersiyle kapıyı kapatmış ve Jungkook'u koltuğa oturtmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunny ✵ JJK ✓
Fanfiction[Tamamlandı] Ağzını elleri ile kapatıp sırtını kapalı kapıya deydiren Haneul'ın başından aşağı soğuk sular dökülmüştü resmen. Elleri titriyor ve bacaklarını hissetmiyordu. Kelimenin tam anlamıyla dona kalmış bir şekilde ona doğru bakan maskeli seri...