"Aç gözlerini."diye fısıldadı o gece durmaksızın Çağatay.
Sıcak banyo fayanslarına yasladığı oğlanın içine gömülürken kömür gözleriyle nakış nakış işlemeyi görev bilmişti kendine.Bal rengi titrek gözler kömür karalarında kendi yansımasını görürken sıcak ve şehvetin etkisiyle kızaran oğlan kesik bir initliyle birlikte gözlerini kaydırdı içinde kayıp giden sertlikle.
"Çağatay!"diye fısıldadı boğukça."En çok nerede seviyorum seni."diye mırıldandı Çağatay.
"Biliyor musun?""Kucakta."diye fısıldadı içinde baskı sürerken başını zar zor sabit tutan oğlan beline iyice kendini sararken.
"Kucağında.""Yanlış."diye mırıldandı Çağatay dudaklarını onunkilere sürterken.
"Altta."Duhan boynuna inen dudakların sert diş darbelerine aceleci tavırlarla geçişiyle birlikte fayansa başını yaslayıp içinde ritmik gelgitlerini sürdüren adamın kirli sarı renkli saçlarını avuçladı yavaşca.
"Bana sormadın ama...Haksızlık.""Derinlerimde diyeceksin."dedi Çağatay ince belden destek alıp kucağında duvara yasladığı oğlanla.
"Başka cevap yasaklı sana.""Benden başkası da sana yasaklı."diye mırıldandı Duhan acıyla.
İçinde sağ noktaya kayan adamla birlikte tebessüm etti."Yerimi bulamam mı sandın?"diye mırıldandı Çağatay.
"Sadece benim görebileceğim dövme var orada."
Çağatay biraz daha sert ve hızlı bir tempo ile oğlanı inletirken çenesine,dudaklarına rastgele minik ısırıklar bırakıyordu.Karnına sürtünen organın atışını hissediyordu oğlanın erkekliğinden...
Duhan'ın bal rengi gözleri kayarken Çağatay oğlanın taze morluklarına dudaklarının arasında yenilerini ekliyor,her nefes sesinde biraz daha bastırıyordu içindeki derinliğe."Ah!"diye gürledi Duhan acıyla.
"Daha hızlı ,daha hızlı!"
Nefes nefese fayansa çarpan gövdesi savruk kolları ve alnına yapışan kestane kumrallarıyla mırıldanırken hazla titredi bacakları.
Çağatay'a her daim yenik düşüyordu bedeni.
Sanki onun gücüne kapılıp kendi güçsüzleşiyordu acizce.Ama bunu seviyordu.
Dokunuşları ve bakışları yumuşak içindeki erkeklik ise kaba ve şiddetliydi.
İntikam alırcasına,dövercesine içine işliyordu ama bakışları ise ürkütmeden severcesineydi.
Şehvet ile şefkatin tadıydı Çağatay.
Duhan ise doyamıyordu.Duhan kendine dokunup kömür gözlere bakarken "Aşkım."diye fısıldadı. Çağatay ise parmaklarını onun dudaklarına sürtüp orta ve işaret parmağını ağzına yolladı hafifçe.
"Em."diye buyururken ince beli diğer eliyle kavrayıp sıkıca sardı avucunda.
"Acaip azdırıyor ürkekliğin."Duhan yoğun tempoda ağzına yollanan parmakları hafifçe dişlerken bal rengi gözlerini dikti kömür gözlere.
Bedeni savrulurken parmakları emmeyi bırakıp dilini uzattı Çağatay'ın ezip,dudaklarıyla çekiştirmesi için.
"Çok sertsin.""Daha sert olabilirim."diye mırıldandı Çağatay arzuyla ışıldayan gözlerini dikip.
"Ne kadar?"diye fısıldadı Duhan.
Cevabını almıştı.
Boğazı sıkıca sarılırken parmakları ince derisine değiyordu Çağatay'ın.
Çağatay onun boynunu sararken,gözlerini hazla kapatıp yüksek sesle inledi.
Oğlanın sırtı banyo fayansına çarparken içeride yankılanan su sesinin gizlediği tenlerinin çarpışma sesi Duhan'ın nefes nefese seslerine karışmıştı."Hassiktir!"diye inledi Çağatay gözlerini yumup oğlanı yeniden duvara gömerken.
Duhan'ın erkekliğini onun elinden alıp kendi avucuna sararken baş parmağının tırnaklarını penisinin deliklerine doğru bastırdı.
Oğlan acıyla avaz avaz çığırırken Çağatay onu daha hızlı kavrayıp eline gelgitledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dehliz
Romance"Beni Maraş dondurmacısının sütlü dondurmayı dövüşü gibi dövmeni istiyorum." "Beni bir apaçinin manitasının ismini ağaçlara kazırcasına kazımanı istiyorum." "Beni Nusret'in bonfile dövüşü gibi dövmeni istiyorum yakışıklı." "Sen kalem ol ben de kağ...