Berkan patlayan kaşı ve dudağıyla acıyla inerken Çağatay genizden bir nefes daha alıp indirdi yumruğunu.
"Ben sana güvendim lan."diye mırıldandı Berkan.
"Ben sana kefil oldum Çağatay!""Siktir git."dedi Çağatay onun kanıyla boyanan ellerini gerip.
"Güvenini al,siktir git!""Bırak onu!"diye inledi Yağız acıyla.
"Bırak artık onu!""Sen sus!"diye gürledi Çağatay hırsla kömür gözlerini diktiği ela gözlü oğlana.
"Baş belası!""Her şey."dedi Yağız acıyla inlerken kan kızılı şişik elalarını kuruladı elinin tersiyle.
Ağlamaktan artık pürüzlenen sesiyle,yıkılmış haliyle acıdan uyuşmuş zihniyle dikildi Çağatay'ın karşısına.
"Onun yüzünden.""Adını ağzına alanın dilini keserim."dedi Çağatay kömür gözlerini irileştirip.
"Adını anarsan dilini keserim senin."
Yağız'ın üzerine doğru giderken Duhan iki adım attı korkuyla."Ç-Çağatay?"dedi Duhan korkuyla.
Bal rengi gözler felaketin tablosunda sulanmıştı iyiden iyiye.Mutfak fayansları Berkan'ın kanıyla boyanmışken Çağatay'ın sinirle dağıttığı mutfakta ne var ne yoksa her şey paramparçaydı.
Dövmelinin ayaklarına cam batma korkusuyla Duhan daha da irkildi.
Gönlünden aynıları mı geçiyordu bilinmez Çağatay sert bir bakışla Duhan'a bağırdı.
"Gir odaya,ayağına batacak. Kalkma dedim sana.""Ben sana kardeşim dedim."diye fısıldadı Berkan kanka dolan gözyaşını silip.
"Bunu mu yaptın kardeşine?""Sen kardeşine o sözü mü söylersin orospu çocuğu?"dedi Çağatay hırsla.
"Bana ne dedin sen.""Davranışların başka bir söze çıkmıyor."dedi Berkan acılı bir tebessümle.
"Yıkılacaksın sen,biteceksin Çağatay. Öyle biteceksin ki benim suratımı da dağıtsan...Sen her gün öleceksin."
Berkan işaret parmağıyla gösterdi Duhan'ı iğrenir bir bakışla.
"Bak celladına. Bak iyice."Çağatay havada yakaladığı bileği ters dönderirken çubuk kraker gibi kırdı en yakın dostunun parmağını.
Değil Berkan,kim olursa olsun sevdiğine dil uzatamazdı kimseler.
Hele ki parmakla işaret edeceklerdi onun gözünden bile sakındığını.
Çağatay elleri arasında çevirdiği parmağı kraker ezer gibi ezdi geriye yaslayıp."Canını almıyorsam,eskinin hatrına. Siktirin gidin şimdi bu evden. Al fareni de siktirin gidin."diye tısladı Çağatay onu Yağız'a savururken.
"Öldürürüm ikinizi de."Acıyla inleyen Berkan bir kahkaha savururken çekti burnunu.
"Ben bir gün ölürüm de sen her gün öleceksin. Bitirecek seni."diye fısıldadı Berkan.
"Bak celladına.""Senden nefret ediyorum."diye mırıldandı Yağız.
Berkan'ı sarıp,mutfaktan aceleyle çıkarırken "Senden nefret ediyorum Çağatay."diye fısıldadı."Et. Edin."diye gürledi Çağatay.
"Varlığınız bir sikime yarıyor da sanki yokluğunuz acıtacak beni. Defolun. Alırım oğlum canınızı,sikik beyninizi de planınızı da sikerim sizi artık.""Bu yolda yalnızsın."dedi Berkan kanayan burnunu çekip montunu giyerken.
"Yapayalnızsın hayatta Çağatay.""Siktir git."diye inledi Çağatay sağlam kalan bir porselen bardağı kapıya fırlatırken.
"Ölün ölüme bundan sonra!"Yağız hıçkırarak ağlarken savrulan vücudunu kavrayan Berkan sıkıca sardı oğlanı kendi acısını unutup.
"Tez zamanda."diye fısıldadı Berkan."Çağatay..."diye fısıldadı Duhan korkuyla Çağatay'ın beline sarılırken.
"Korkuyorum. Etmeyin kavga.""Sahibin emrediyor lan kuçu kuçu."diye güldü Berkan.
"Koş,vermez sana yoksa geceleri ödül olarak kemiğini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dehliz
Romance"Beni Maraş dondurmacısının sütlü dondurmayı dövüşü gibi dövmeni istiyorum." "Beni bir apaçinin manitasının ismini ağaçlara kazırcasına kazımanı istiyorum." "Beni Nusret'in bonfile dövüşü gibi dövmeni istiyorum yakışıklı." "Sen kalem ol ben de kağ...