36. BÖLÜM

44 31 15
                                    

Düşünüyorum da şimdi nasıl bir Glarey'e dönüştüm ben... iki ay önce hayatım nasıldı, her günüm evde geçerken şimdi eve zor giriyorum, bir kitap bitirip diğerine başlarken şimdi kitap alamıyorum elime, bu iyi mi kötü mü bilmiyorum kendimi o karanlıktan çıkarmıştım bu onun sayesinde olmuştu o benim ilk ve tek yakın arkadaşım...evet bahsettiğim Linda, onun sayesinde çıktım karanlıktan onunla tanıştım ilk, sonra Moon'un iki yüzüylede tanıştım, Paul ve Sam onlarda tanıştım, hepsi Linda sayesinde oldu benim karanlıktan çıkmak için bir hayat arkadaşına değil, bir can yoldaşına ihtiyacım varmış meğer,aslında bir arkadaşa değil benim Lindaya ihtiyacım varmış...

Herkes karşılıklı sevginin gücünden bahseder bir erkeğin kıza verdiği sevgi, merhamet bu iyileştirirmiş her şeyi, okuduğum kitaplarda, izlediğim filmlerde hep böyleydi...aşk iyileştirmiş her şeyi ama şimdi düşününce ben her şeyi belki Moon'a bağladım peki ya Linda , beni tanımadan seven biriydi o, gülerken kısılan gözleri, bana ilk sarılması, bana hep iyi davranmıştı , benim karanlıktan çıkışım bir aşktan değil bir arkadaşlıktan olmuştu bunu yeni fark ediyordum. O bana ulaşmasaydı ben ne Sam'i ne Paul'u ne de Moon'u tanıyamayacaktım belkide, şimdi düşünüyorum da o bana ışık olmuştu. Her şeyiyle bana iyi geliyordu. Bunu düşününce farkettim

Aniden ayağa kalktım bu farkına vardığım şey çok değerliydi benim için acaba bu onun farkında mıydı.

"Ne oldu Glarey iyi misin?"

aklım çıkmıştı birden gelen ses beni korkutmuştu
" haaa.... Beni korkuttun Sam"

"Özür dilerim, Ne yapıyorsun burda eve gitmen gerek artık buralarda görünmemelisin"

"Doğru planı uygulamaya başlamıştık" Sam evet anlamında başını salladı. Haklıydı buralarda görünmemeliydim ama Linda o iyi mi ?

"Evet iyi o....görülerin sürekli değişkenlik içinde Glarey, sürekli bir şeyler kuruyorsun kafanda, bu beni yoruyor yanımdayken bu kadar fazla şey düşünme" bunu söylerken hafifçe güldü.

"Bunu kontrol edemiyor musun"

"Aslında edebiliyorum ama boşluk bi anıma gelince her şey gözümde canlanıyor ve bu beni çok yoruyor"

"Peki bu nasıl oluyor Sam bunu sadece sende ve Leonarda da gördüm, özel vampirlere mi veriyorlar bunu çok merak ediyorum "

"Bu aslında karışık benim meraklılığım yüzünden oldu ve merakın kötü bir şey olduğunu bu sayede anladım"

"Nasıl yani" merdivenlere oturdum ve yanıma oturmasını bekledim ve oda oturdu

"Bu aslında sıradan vampirlere verilen bir güç değil siyah kırıcılara da verilmez bu sadece dört büyükte olan güçler"

"Onlar..."

"Evet konsey de"

"Ama onlar iki kişi "

"Başından dinlemek ister misin?"

Merakla evet anlamında hızlıca başımı salladım.

"Dört büyüklerin nasıl vampir olduğunu kimse bilmez ama şöyle bir efsaneleri var vampirken geceleri insanlığa korku salan korkunç yaratıklarmış gündüzleri ise mezarlıkta tabutun içinde ölü gibi yatıyorlarmış. İnsanlar geceleri olsun istemezmiş, çünkü her akşam bir aileyi katlederlermiş, cesetlerinide hayvanlara yedirirlermiş. O zamanlar kural kanun yok, istedikleri gibi at koşturuyorlarmış" Korku beni ele geçiyordu, duyduklarım nefesimi kesmişti daha fazla dinleyebilir miyim bilmiyorum.

"Dört büyükler yani Rafael, Donatello, Leonardo, Michelangelo, herkesin kabusuymuş, sonra bir gün insanlar bu vahşete daha fazla dayanamamışlar, gün doğduktan bir süre sonra korkarak mezarlığa gitmişler ve sırayla mezarları açmışlar ilk önce Rafael, onun kalbine bir kazık sokmuşlar, köylülerin bunu nerden bildikleri hakkında da kimsenin bir bilgisi yok çok sırlar var bu hikayede ,  ardından Donatello'nun kalbine kazık saplamışlar ve içinden oluk oluk kırmızı kanın aktığını gören insanlar dehşete düşmüş ve korkarak kaçmışlar ordan.

AY IŞIĞININ KADERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin