Hava soğuk olmasına rağmen ben sıcaklanmıştım yanaklarım alev alıyordu ne olmuştu bana böyle
"yok ben binmesem daha iyi bu çok yüksek görünüyor" kolumdan tutup beni zorla dönme dolaba bindirdi ve ben inmeye çalışsam bile dönme dolap hemen çalışmaya başladı yükseliyorduk daha çok yükseğe çıkıyorduk ben sıkıcı demirlerden tutundum ve gözlerimi sıkıca kapattım karşımda oturmuş bana bakıp gülen adama ise laf sayıp duruyordum
"tamam sakin ol bir şey yok bak gözlerini aç manzara çok güzel"
" sen, seni öldüreceğim burdan indiğimizde öldüreceğim seni Moon durdur şunu" elini hissetim elimin üzerinde yeniden sıcaklık sarmıştı tüm bedenimde , çekiniyordum ne yani utanmak mıydı bu ben neden Moon'dan utanacaktım ki ben tutmadım o tuttu elimi, o utanmalıydı "sakin ol bir şey yok" bir kaç saniye sonra elini çekti benden dönme dolap durmuştu gözlerimi açtığımda elini bana uzatmış inmem için yardım etmek istiyordu. Dönme dolaptan indiğimizde "evet öldür beni hadi"
"ben korkmuştum bu yüzden ne söylediğimi bilmiyorum"
"Sen bu kadar korkmasaydın yıldızlara çıkardık da korkmaktan, cırlamaktan başka bir şey yapmadın."
"Yükseklik korkum var dedim sana"
"Sende her şeyden korkuyorsun"
"Anlamadım her şey derken" bu söylediği neydi korkularım olduğunu nerden biliyor ki
"Linda söylemişti"
etrafa bakındım ama James'i görmedim kim bilir nerdeydi etraf kalabalıktı bunu fark ettiğim anda başımı eğdim ve gözlerimi kapattım o sırada James geldi ve koluma girdi
"Glarey iyi misin ?" Ben iyi miydim bilmiyorum bu kalabalık dönme dolaptaki korkulu anlarım üst üste gelmişti
"evet ben iyiyim sanırım"
"burda bekle su alıp geliyorum o sırada Linda yanıma geldi ve beni arabaya yürütmeye çalıştı iyiyim desem bile kendimi halsiz hissediyordum bacaklarım uyuşmaya başlamıştı başım ise ağırmaya, James su ile yanıma geldi bir kaç yudum içtim "kalabalık iyi gelmedi sana, ama buna alışmam gerek"
Linda yine meraklı gözlere James'e baktı "Glarey'nin kalabalıkla derdi ne?" Ben James'e söyleme anlamında kaş göz işareti yapıyordum Moon beklemediğim bir anda "sosyal insan fobisi ve anksiyete" bu çocuk beni şaşırtmaktan başka hiç bir şey yapmıyordu.
James de şaşırmış bir şekilde Moon'a bakıyordu "sen bunu nerden..." söze Linda girdi
"bir dönem bende yaşadım ordan bilmiş olabilir"
"sende mi biliyordun"
"seni ilk gördüğümde anladım Glarey ve seni bu durumdan kurtarmak için her şeyi yapmaya hazırım" kendim gibi birini ilk kez görmüyordum ama tanıdığım daha doğrusu tanıdığımı sandığım birisini ilk kez görüyordum.
"Ne demek seni kurtaracağım, kime sordun Linda" içimdeki hırçın kız yeniden çıkmıştı
"Glarey ben seni iyi etmek için çabalıyorum sadece"
James de onu onaylayınca gözüm Moon'a döndü o ise bana bakmıyordu "ben iyiyim iyi edilmeye ihtiyacım yok James bunu anlmışsan eğer onlarada anlat bana ölümcül hastalığım var gibi davranmayın ne yaşadığımı nasıl bu hale geldiğimi bilmiyorsunuz"
"bak Glarey bende geçirdim bunu yaşadım seni benden daha iyi kimse anlayamaz, seni ilk gördüğüm gün anladım hastalığını benim sadece sosyal fobim vardı senin anksiyeten de var bunun sonu nereye gidecek biliyor musun ben sana söyleyim bi hastane odasında günlerce serum takıldığımda ne demek istediğimi anlarsın" gözlerim doldu bu en son istediğim şeydi ama ellerim titremeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞININ KADERİ
FantasíaHayattan bir beklentisi olmayan,yıllardır aynı hayatı yaşayan Glarey'nin hayatı bu sakinliği yüzünden alt üst olur. Yıllardır yaşadığı hayat ona mutluluk getirdiğini düşünürken ay'ın iki yüzü her şeyi değiştirir. Görmediği yaşamadığı her şeyi yaşaya...