1. Bölüm "Gümüş"

3.3K 254 55
                                    

Duygularını içinde yaşayan bir insandım. Mutluluğumu kendimle paylaşıyor, sadece yalnız kaldığımda ağlayabiliyordum.

Öncesinde üzüntülerimi ve sevinçlerimi paylaşabildiğim bir insan vardı, fakat zaman geçtikçe hislerimi paylaşmanın büyük bir hata olduğunu idrak etmiştim.

Çoğu histen haberim vardı. İçimde yaşayamadığım ve aslında en çok ihtiyacım olansa tek bir duyguydu. Cesaret.

Hep yapmak istediğim, ama hiçbir zaman yapamadığım her şeyin sorumluluğu cesaretimden geçiyordu.

Benim nefes almak için cesaretim yoktu. Yaşamaya devam etmek utandırıyordu beni. Bundan nasıl kurtulabilirdim ki?

"Ben geldim." Kapıyı kapatıp elimdeki patenleri gelişigüzel bir şekilde yere koydum. "Baba?" Ayağımdaki botları çıkarttım.

Ev her zamanki gibi karanlıktı. Fakat bu sefer televizyonun ışığı da yanmıyordu. "Yarışma bitti."

Bir tuhaflık vardı. Normalde salonda oturur, çayını yudumlayarak televizyon seyrederdi. Eve geldiğimi fark ettiğinde, bana dik dik bakar, televizyonunu izlemeye devam ederdi.

Fakat bu sefer ev sessizdi. Karanlığı aydınlatan herhangi bir televizyon ışığı yoktu.

Üzerimdeki montu çıkartıp girişteki askılığa astım. Yavaş adımlar ile salona girdim.

Işığı açmam ile küçük bir şok geçirmem bir oldu. Her yer dağılmıştı.  Sehpanın üzerindeki fincan devrilmişti ve fincanın içindeki çay, yere akıyordu. Bu soğuk havada, camların hepsi açıktı. Köşede duran tekli koltuk ve tüm yastıklar yerdeydi.

Evi ilk defa bu hâlde görüyordum. Babam ne kadar eve karşı ilgisiz olsa da, kendi alanındaki yerleri her zaman temiz tutardı.

Mutfaktan gelen ses ile irkildim. Bir şey yere düşmüş olmalıydı. Ne kadar korksam da babamın orada olduğunu düşünerek adımlarımı mutfağa çevirdim.

Kapının önüne geldiğimde, duyduğum ses ile durdum. Ses, tanımadığım bir adama aitti. Kalın sesin sahibi, "Anlat," dedi. "Karını nasıl öldürdüğünü anlat."

Duraksadım. Boğazımdaki acı hissi, yutkunarak geçirmeye çalıştım. Ve onun sesini duydum; babamın. "Ben bir şey yapmadım. Yemin ederim yapmadım."

"Bunu dinlemeye ne dersin?"

Birkaç hışırtı sesi geldi. Biraz sonra, fazlasıyla özlediğim annemin sesi mutfakta yankılandı. "Yılmaz, dur yapma!"

Gözlerimi sıkıca kapattım ve içimden tekrar ettim.

Annen trafik kazasında öldü.

Annen trafik kazasında öldü.

Annen trafik kazasında öldü.

"Beni nasıl aldatırsın!? Seni geberteceğim! O herifi de doğduğuna pişman edeceğim! Duydun mu!"

"Yılmaz, zannettiğin gibi değil! Lütfen beni dinle. Yılmaz, canım acıyor!"

Sol gözümden düşen damla ile gözlerimi araladım. "Senin üzerini de böyle mi çıkartmıştı? Yırtarak? Konuşsana Nehir!"

"Yılmaz, dur lütfen..." Sesi kısık çıkıyordu.

"Nerene dokundu? Söyle bana, hadi! Söz veriyorum ben dokunmayacağım... Daha keskin bir şey dokunacak." Bir kaç saniye boyunca, sadece derin nefeslerin sesi duyuldu. "Göğüslerin mi? Pekala, oradan başlayalım."

Mart DokuzuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin