Oldukça uzun bir süre sonra merhaba. Kısaca yaptığım değişikliklerden bahsedip size iyi okumalar dileyeceğim fakat öncelikle yeni kapağımızı görmenizi istiyorum.
Bir anda maviden siyah tonlarına geçmek gözüme fazlasıyla garip geliyor ancak Mart Dokuzu için öylesine değil de uğraşılmış bir kapak olması en doğrusu. Anlattığım şekilde, kurguyu yansıtan kapağı yapan, benim için değeri paha biçilemez olan R.'ye sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Düzenlemelerle yaptığım değişikliğe gelecek olursak, Mart Dokuzu'nun girişini yazdığımda aklımda belirlenmiş bir final vardı. Fakat daha sonra Mart Dokuzu benim için fazlasıyla farklı bir yere sahip oldu ve bu sonu kaldıramayacağımı düşünerek finali kafamın içinde değiştirdim. Bu nedenle, eğer hatırlıyorsanız son bölümlerde evrenleri karıştırmıştım. Verdiğim uzun arada bunun ne kadar yanlış olduğunu fark ettim. Ben her ne kadar değiştirmek istesem de karakterler kendi sonlarını daha ilk cümleden yazmışlardı, onlara müdahale etmemeliydim.
Sonuç olarak, karakterlerin kendi yazdıkları sonu, yani Mart Dokuzu'nun final bölümünü haftaya pazartesi okuyacaksınız. Arkasından perşembe günü ise ek bir bölümle karşılaşacaksınız ve onlara tamamen veda edeceğiz. Düzenlenen bölümlerde büyük bir değişiklik yok fakat Mart Dokuzu karakterlerinin Kanlı Ay karakterleriyle karşılaştığı an tamamen silindi, aklımdaki ilk finale uymak adına. Neler olduğunu hatırlamanız için önceki bölümü okumanızı tavsiye ediyorum çünkü ben bile tam olarak hatırlamıyorum.
Finalden önceki son ve en uzun bölümümüzle, iyi okumalar.
❄️
Bazen etraf fazla sessiz olur, kötü şeyler yaşanacağına dair bir his kaplardı içinizi. Kalbiniz gümbürder, zihniniz felaket senaryoları üretirdi.
Ancak şu anda kalbimin hızla atma sebebi, hissetmekten çok bilmekti. Herhangi bir senaryo üretmememin sebebi ise ne kadar kötü olacağını kestirememekti.
Ellerim titriyordu fakat bu sefer etrafımda insanlar yoktu ve bu beni mutlu ediyordu. Yine de rahatlamaya ihtiyacım vardı. Eskiden olsa sırf bu anlar için uzattığım tırnaklarımı avuç içlerime saplar, canımın acısı kalp atışlarımın önüne geçene kadar kendimi durdurmazdım. Babam sürekli tırnaklarımı uzattığımda içlerine pislik toplandığını, bu yüzden de onları kesmem gerektiğini söylerdi. Ancak ben tırnaklarımı hiç kesmezdim. Çünkü nefes alamadığımda acıyı hissetmemin en kolay yolu onlardı. Şimdi ise tırnaklarıma ihtiyacım yoktu. Artık canımı acıtmayacak, aksine beni sarıp sarmalayacak birisi hayatımdaydı ve tam şu anda ona ihtiyacım vardı.
Derin bir nefes aldığım sırada yere düşmeye başlayan kar tanelerini gördüğümde kalbim daha hızlı atmaya başladı. Bu sefer gerginlikten değil, heyecandandı.
Benim gibi insanlar pek anlaşılmazdı. Kimimizin kimsesizliğinden korkarlar, kimimizin yalnızlığını alaya alırlardı. Ancak Boran onlar gibi değildi. Bir hayal ürünü gibiydi. Her şeyiyle mükemmeldi. Beni anlıyor, yalnızlığıma ortak oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mart Dokuzu
FantasyGenç kız kaymaya devam etti. Üşüyordu ama bunu sorun etmiyordu. Üşümek istiyordu. Ayağının altındaki kaygan zemin, ona iyi geliyordu. Fakat bu sefer iyi hissetmiyordu. Üzerinde bulunduğu buzun ince olduğunu biliyordu. Buzun çatırdama seslerini duyma...