12. Bölüm "Prangalar"

870 88 9
                                    

Bir keresinde okuldan çıkmış, otobüs durağına doğru yürüyordum. Umut hayatta olsaydı, her zamanki gibi servisle gidecekti, bense çok bunaldığım için yine otobüsle dönmeyi tercih etmiştim.

Yaşasaydı, onunla beraber servise binmem için ısrar ederdi.

Yaşasaydı, otobüsün ne kadar kalabalık olduğunu söyleyerek beni vazgeçirmeye çalışırdı.

Yaşasaydı, ona hiçbir şey söylemez ve otobüsle eve dönmeye devam ederdim.

Yaşamıyordu. Bana hiçbir şey söylemiyor, beni vazgeçirmeye çalışmıyordu. Çünkü yaşamıyordu.

Ama ben yaşıyordum.

Bazen sadece soruyorum, neden o hayata bu kadar tutkunken öldü de, dünyadan bu denli tiksinen ben yaşamaya devam ettim?

Yanımdan insanlar geçiyor, telaşlı bir şekilde koşturuyorlardı. Karşı kaldırımda benim gibi öğrenciler vardı ve otobüse binmem için karşı taraftaki durağa geçmem gerekiyordu.

Yaya geçidinin önüne geldiğimde durmuş, birkaç öğrenci ile kırmızı yanmasını beklemiştim. Arabalar için kırmızı yandığında ve karşı taraftan buraya insanlar gelmeye başladığında hızlı adımlarım ile yürümeye koyulmuştum. Genel olarak yeri seyrediyor, arada sırada insanlara çarpmamak için göz ucuyla önüme bakıyordum.

Tam bu sırada, yolun ortasındayken karşıma aniden bir adam çıkmıştı ve aynı diğerlerine yaptığı gibi, elime kırmızı bir broşür sıkıştırarak ilerlemeye koyulmuştu.

Şaşkınlıktan kalakalmış, kısa sürede kendimi toparlayarak kaldırıma ulaşmıştım. Biraz ilerimde olan otobüs durağına yürürken bakışlarımı elimdeki broşüre indirmiştim.

Kırmızı, küçük bir kağıttı. Üzerindeki yazılar sarı ve siyah renkteydi. Broşürün ortasında, öğrenci olduğu her halinden belli olan bir oğlan çocuğu vardı. Çocuğun üzerindeki konuşma baloncuğunda ise "Neden kendimi bir türlü sevemiyorum?" yazıyordu.

Kağıt ilgimi çektiği için durağın kenarına sinmiştim ve yazıları okumaya devam etmiştim. Kağıdın alt tarafında yazan yazılar şunlardı: "7-18 yaş aralığında sıkça görünen, aile içi şiddet, kıyaslanma, kısıtlama gibi durumların çözümü oluyoruz! Ergenlik dönemi ve yetişkinliğe adım sırasında nasıl davranacağını bilmeyen, kendini yetersiz gören çocuklar ile doğru iletişimi kuruyor ve onlara yardımcı oluyoruz! Sizin veya çocuğunuzun bu tür sorunlar yaşadığını düşünüyorsanız lütfen bize ulaşın! İletişim için telefon numaramız..."

Saçma bir şekilde içimde biriken öfkeye engel olamamış, gözümün yandığını hissettiğimde hızlıca duraktan ayrılarak tenha bir sokağa girmiştim. Bir binanın duvarına sırtımı yaslayarak kağıdın üzerinde sarı harflerle yazılmış olan yazıyı okumuştum.

Yakamoz Çocuk ve Yetişkin Psikiyatrisi.

Öylece kağıda bakakalmıştım. Neden kendimi sevmiyorum?

Çünkü kilom normalin üzerinde. Buz pateniyle içli dışlı olmama rağmen yaşıma göre altı kilo fazlam var. Yanaklarım fazla şişman, bacaklarım çok kötü. Büyük bir kalçam ve yeni büyüdüğüm için dikkat çeken göğüslerim var. Boyum olması gerekenden kısa. Ders notlarım fena değil ama yeterli gelmiyor. Babam paten kaydığım için notlarıma puan eklendiğinin farkında ve bana olan bakışları kendimi yetersiz hissetmeme sebep oluyor. Saçlarım sarı, sonradan boyatmamış olmam insanların dikkatini çekiyor, sanırım doğal sarışın olmak kötü bir şey. Onları sürekli topluyorum çünkü bana kendimi rahatsız hissettiriyorlar. Burnum çok kötü değil ama iyi olduğu da söylenemez. Dudaklarım ince, kaşlarım pek güzel değil. Gözlerimin küçük olması ve renklerinin mavi olması sanırım tek iyi yanım. Paten yapan bir insana göre fazla kalın bacaklarım var, beni tanıyan insanlar bu yüzden benim hakkımda yanlış fikirlere kapılıyorlar. Kardeşim ve annem öldü, babam bunun benim yüzümden olduğunu düşünüyor. Her akşam kusuyorum, kendimi zorlayarak yediklerimi çıkartıyorum. Çünkü ancak bu şekilde zayıflayabilirim. Gözlerim iyi görmüyor, geçen sene doktora gittiğimizde gözlük takmam gerektiği söylendi ama gözlük takarsam daha da çirkin olurum. Bu yüzden gözlük takmıyorum ve okulda tahtayı görmekte zorlanıyorum. Lens kullanabilirim ama gözüme bir şey takma düşüncesi beni korkutuyor. Ayrıca ben hasta değilim, insanların benimle ilgili olmasını gerektiren bir durum yok. Hastanede yatmadığım için sınıf arkadaşlarım beni merak etmiyor. Düzenli bir şekilde doktora gitme ihtiyacım olmadığı için babam nasıl olduğumu sormuyor.

Mart DokuzuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin