16. Bölüm

1.8K 56 82
                                    

Oy verip, yorum yapmayı unutmayın lütfen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oy verip, yorum yapmayı unutmayın lütfen. ✨

Keyifli okumalar diliyorum. ❤️

(Sınr 50 oy, 100 yorum. Sınır tamamlandıktan sonra özel, bölümleri gelecek )

Sevgilerler. 🤍

Heyecan; bedenimi sarıp sarmalayan ve az daha bayılmama neden olan heyecan. Ellerimi gerginlikle nereye koyacağımı bilmeden, yüzüme doğru götürüp, yüzüme doğru yelpaze niyetine savurdum.

Allah'ım, sanırım heyecandan biraz sonra tahtalı köye gidip geleceğim. Hiçbir şey benim bu kadar heyecanlı olmamı durduramıyor, aksi gibi daha çok heyecanlanmama neden oluyordu.

Siz inanabiliyor musunuz bilmem ama ben, Uğur'un arkadaşları ile tanışacak olmama hala inanamıyorum.

Elimi, yüzümden uzlaştırıp, terleyen avuçlarımı pantolonuma sildim. Ay, lütfen arkadaşları ile tanışmadan beyaz ışığı görmeyeyim. Yani, Allah'ın işine karışılmaz da... Ay bende iyice saçmaladım ha. Kendimi on yaşında, ne yaptığını ve ne dediğini bilmez, bir çocuk gibi hissediyorum vallahi.

Saçımı tepeden, toka kullanmadan topuz yaptım- ki zaten bir buraya gelmeden saçıma sadece bir toka takmıştım o da şu an, Uğur da. Saçımı tepeden topuz yapmasaydım eğer, tüm bu sıcaklığın saçımdan kaynaklandığını kendi kendime söylenip duracaktım.

Daha rahat ettiğime kanaat getirip, soyunma odasına doğru döndüğümde Uğur'un, soyunma odasının kapısının pervazına yaşlanmış olduğunu ve yüzünde ki gülümseme ile bana baktığını gördüm.

Nedendir bilinmez, bir anda kanlar yanağıma toplandı ve ben domates gibi kıpkırmızı kesildim. Elimi nereye koyacağımı bilmediğim için öylece iki yanımda sallamaya başladım. Ellerim, sallanırken ellerimle birlikte ben de, parmak uçlarında yükselip alçaldım.

"Yalnız, boyun öyle uzamaz," dedi Uğur kapı pervazından ayrılıp, küçük adımlarla yanıma doğru gelirken. Ben, tamamen, tüm uzuvlarımı Uğur'a kaptırdığım için bir şey dediğini duyuyor ama ne dediğini kavrayamıyorum.

"Efendim?" dedim ne dediğini anlamadığım ve yeni yeni kendime geldiğim için.

Uğur, sesimde ki soru tınısını fark etmiş olmalı ki, konuşmasını yeniledi.

"Diyorum ki, parmak uçlarında yükselip alçalmakla boy uzamıyor."

Utançla elimi alnıma götürüp, alnımı dövdüm.

"Ah, özür dilerim. Ben... Ben ne yaptığımın farkında değilim sanırım."

"Benim gibi mi?"

"Niye, sende mi ne yaptığının farkında değilsin." Belki saçma ve biraz da masumca sorduğum soruyla birlikte ikimiz de birbirlerimizin gözlerinde boğulurken ve birbirimize bakarak sırıtırken ne yaptığımızın kesinlikle farkında değildik.

Sadece Arkadaşız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin