iyi okumalar. :)x -L
Cassy – 1810
Sonunda kendime gelebilmiştim. Oda gece olduğundan daha aydınlıktı yoğun giren güneş ışıkları tenimi ısıtıyor aynı zamanda da yakıyordu. Juliana yâda Harry ile karşılaşmayı bekliyordum lakin kimse yoktu boştu tıpkı buraya ilk geldiğim gün gibiydi. Odadan çıktığımda eksiklik hissediyordum oldukça büyük bir eksiklik. Juliana ve Harry aşağıda koltukta oturmuş bir şeyi tartışıyorlardı Harry oldukça ciddi görünüyordu, en sonunda ayağa kalkıp dış kapıya yöneldiğinde benim geldiğimi fark etti. Kısa bir bakış atıp dışarı çıktı.
‘’Julia, bende anlam veremediğim bir sorun var.’’ Dedim, odaya girmeden önce.
‘’Ne gibi?’’ canı sıkkın gibi görünüyordu, bazı kelimeleri seçemiyordum.
‘’Ailemi hatırlayamıyorum ve dün gece yaşananlardan sonra hala bedenim acı çekiyor.’’ Julia öne doğru eğildi.
‘’Nasıl yani?’’
‘’David hafızamı yok ederek beni kendine çekmeyi istiyor olmalı, babam ve annemden sonra kendi benliğimi silecekti.’’ Başımı belli belirsiz salladım.
‘’Ona söylemiştim! Harry şuan ne yaptığını bilmiyor seni ya da bizi korumuyor, aptal nasıl bir tehlikeye attığının farkında değil.’’
Julia odadan çıkarak gözden kayboldu ve karışmış kafamla beni baş başa bıraktı. Bayan Blaire umarım en kısa zaman da dönerdi belki onun beni aşağılayan bakışları bile beni rahatlatabilirdi.
***
2 Hafta Sonra
18. Yaş günüme az kalmıştı, haftalar oldukça hızlı geçiyordu ve henüz kötü bir şey yaşanmamıştı. Suyun içinde süzülen canlılar gibiydim boş ve çaresiz biraz da aptal. Oturduğum yerden kalkıp Harry’nin odasına yöneldim, birkaç gece önce onunla kötü bir sohbetimiz olmasına rağmen beni Julia’nın söyledikleri üzere kurtaran o idi. Kapısının önünde durduğumda kendi kendine aralanan kapı karşısında irkilmiştim. Harry koltukta oturuyordu ve elinde eski kitaplardan biri tutuşturulmuş gibi inceliyordu, yavaş adımlarla odaya girdim.
‘’Hafızan konusunda yapabileceğim bir şey yok.’’ Dedi seri bir şekilde.
‘’Belki de bana yardım edebilirsin?’’ bakışlarını saniyesinde bana çevirdi. ‘’Beni kurtardığın için sana teşekkür edememiştim.’’ Diye ekledim.
‘’Bunu senin için yap-‘’
‘’Neden gereksiz açıklamalarınla moralimi bozmak yerine ‘önemli değil’ veya ‘sorun değil’ diyemiyorsun?’’ arkamda ki kapı büyük bir gürültüyle kapandı, Harry sinirle ayağa kalkıp odanın ortasına doğru birkaç adım attı ve elinde ki büyük kitabı yatağa fırlattı. Gözleri şuan için kıpkırmızıydı ama şuan için siyahlaştığında daha kötü, korkunç ve daha duygusuz bir görüntüye bürünüyordu.
‘’Benim için önemsiz bir şeyse orada ölmeni önemsemem,’’ Sesi eskisinden de kalındı, alt dudaklarının üstünü kaplayan iki uzun sivri diş belirdi. ‘’David senden nefret ediyor Lucy? Sende ne var?’’ Kapıya dayandığımda başımı salladım ve kendime gelmeye çalıştım. Onun benden nefret ettiği düşüncesine ilk defa kapılıyordum, bu gerçekten incitmişti.
‘’Benden nefret etmiyor!’’ diye haykırdım, bu gerçek bir haykırıştı. Harry durdu, başını sallayıp kırmızı gözlerini yeşile, dişlerini eski haline döndürdü. Burun deliklerini genişletip dudaklarını yaladı.
‘’Kendini kandırma,’’ dedi ve güldü. ‘’aşkın ne demek olduğunu bilmiyorsun.’’ Son kısmı söylerken ilk cümlesine göre daha ciddiydi.
‘’Eğer aşk bu kadar acıtan bir şeyse bilmek istemiyorum.’’ Sesim kısık çıkmıştı, gözlerimde biriken yaşları kafamı sallayarak ve bakışlarımı yukarı dikerek gizlemeye çalıştım. Onun karşısında ağlayan küçük kız olmak istemiyordum çünkü farklıydı. Benim için saçma sapan fikirlere kapılabilirdi.
Soğuk parmaklarını çenemin üstünde hissettim, başımı kendine çevirmişti. Yeşil gözleri dudaklarım ve gözlerim arasında gidip gelirken arkasında beliren karartıyla gözlerim daha da genişledi ve küçük bir çığlık attım.
OY VE YORUMLARI UNUTMAYIN! -L
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cold FLOW
Fanfiction''Soğuk, kan dolu şişelerin üzerinde parmaklarımı gezindirirken içim ürperti ile doldu, bir şeyler yanlış gidiyordu. Elbette yanlış gidecekti, bu insan hayatında 'Genel' olan şey değil miydi? Durun biraz, insan mı dedim? Hayır, kesinlikle insan deği...