''On Dokuz Yaşında Savaşçı.'' Bölüm:17

596 64 5
                                    

ŞARKIYLA BERABER OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM, BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN! İYİ OKUMALAR :)X -L

Ürkekçe bakmaya devam ederken dudaklarıma bakarak solumaya devam etti, korkutucu bakışlarında ki o alaycılığı görebiliyordum.

‘’Sen,’’ dedim, sonunda yuttuğum dilim geri çıkmıştı. ‘’bir canavarsın.’’ Harry’nin gülümseyen yüzü daha da genişledi ve memnun ifadesiyle başını salladı. ‘’Evet, ben senin o yatağının altında genişçe yatan ve rüyalarına giren adamım.’’ Canavar dememi düzeltmişti, rüyalarımı kontrol eden ise Harry’di.

Ağaç dallarında ki yapraklar nazik hışırtılarıyla sallanırken başımızın üzerine… Hayır, düzeltiyorum, Harry’nin başının üstüne değen sarmaşıklar dikkatimi çekmişti. Harry başını kaldırıp baktı bakışları yeniden bana döndüğün de iç çekip omuzlarını ilgisizce kaldırıp indirdi. ‘’Sanırım seni öpmem gerekecek.’’ dedi, birkaç adım gerileyip dudaklarımı araladım. ‘’Ne? Hayır, bekle hayır.’’ Güldü, kahkahası bahçenin içinde yankılanıyordu. ‘’Ölüler bunu istiyor Lucy.’’ Sesinde biraz uyarı birazda gerçekçilik vardı. ‘’Ne demek bunu istiyorlar? Ben burada ölmüş birini göremiyorum.’’ Artık tamamiyle yeşile dönmüş gözleri ayaklarıma odaklanmıştı, sırıtıyordu.

‘’Tam üzerindesin,’’ dedi sakin bir şekilde. ‘’bastığın her yer de onlardan biri yatıyor, ben buna soy ağacı diyorum.’’ Birkaç dakika durdum, yüzüne bakmayı sürdürürken sırtımda ki derinin gerginleştiğini hissediyordum.

Bacaklarımı kendime doğru çekip zıplamaya başladım, sanki çıplak ayakla böceğin üzerine basmış gibi hissediyordum. Harry derinden gelen boğuk sesiyle kahkaha atıp, yere doğru eğilerek gülmeye devam ediyordu.

‘’Tanrım, Tanrım! Onlar burada!’’ zıplamaya devam ederken Harry’nin kahkahaları çoğalıyordu. ‘’Hadi ama Lucy, onlar zaten ölü bu kadar endişelenme. Oradan çıkıp sana zarar veremezler ki bunu isteseler bile lanetlendikleri için şuan yapamazlar.’’ Kulağıma dolan fısıltılarla beraber yere çömelip kulaklarımı kapattım. ‘’Bir şey var!’’ diye bağırdım, Harry artık gülmüyordu. Koşar adımlarla yanıma gelip eğildi, elleri bu kez de bileklerimi tutuyordu ama bir fark vardı ilk kez nazikti.

‘’Ne? Lucy ne var?’’ dedi ellerimi çekmeye çalışırken fakat fısıltılar devamlı çoğalıyordu. Harry başını salladı, o benim gibi duyamıyor muydu yani?

‘’Seni öldürecek… Seni öldürecek… Melek kekinden dilim almayı unutma…’’ söylenenler netleşiyordu, Harry’ye baktığım da gözleri keskinleşmişti, kırmızıya çalan yeşil gözleri şaşkınlıkla bakıyordu.

‘’Duyamıyor musun?’’ dedim bağırarak, başımın içinde konuşan bu sesleri onun da duyduğunu sanıp sesimi onu ulaştırmaya çalışırmış gibi bağırıyordum. ‘’Ben şu içeride ki bir avuç aptalın sesinden ve orkestranın yayıyla çıkardığı döneme uygun müziklerinden başka bir şey duymuyorum, neler oluyor?’’ Tuttuğum nefesi bıkkınlıkla dışarı verdim artık daha sakindim.

‘’Seni öldürmeye başlayacak…’’

‘’Fısıldaşmalar var beni öldüreceğini söylüyorlar, David buralarda olmalı!’’ ellerim titriyordu, sakinliğimin uzun süre aynı şekilde kalmayacağını biliyordum. Harry ayağa kalkıp birkaç adım geriledi, çömeldiğim için uyuşmuş bacaklarımı gevşetmek amacıyla bende onunla beraber ayağa kalktım.

Afallamış görünüyordu, burnumu çekip soru sorarcasına kaşlarımı çattım. Hiçbir şey söylemeden eve doğru yürümeye başladı. ‘’Madem bir şey biliyorsun bana açıklama yapmak zorundasın!’’ dedim peşinden bağırarak, onun bir şeyler bildiğini biliyordum.

                            ***

Büyük kitaplığın önünden geçerken Harry’nin okuduğu kitaba bakmak için dev kütüphaneye göz gezdirdim ve bakmayı sürdürdüm. ‘’Bakalım seni bulabilecek miyim?’’ dedim kendi kendime. Kahverengi kitapların üzerinde elimi gezdirirken son da sıkıştırılmış kitabı fark edince ellerimi salladım, mutlu olmuştum. Kitabı alıp koltuğa yerleştim, o lanet elbiseleri giymemek benim için huzurdu. Erkek kıyafetleri beni mutlu ediyordu.

Gülümseyip kitabın ilk açılışında ki saman rengi kuru kâğıdı çevirdim ve incelemeye başladım.

‘’Angela’nın Günlüğü…

 

Ben Angela, bu günlüğü okuyan kişi benim için oldukça önemli… Harry hayatımın aşkı, intiharım için beni affetmeni umuyorum. Burada iyi kötü olan bütün yaşanmışlıklarım yazıyor, sen bunu okuduğunda ruhum huzur bulacak. Senin için kötü düşüncelerimi affet, beni affet… Mutlu olmanı diliyorum, Sandra senin için doğru kadın değil Harry… Tanrım, o beni lanetleyecek… Seni seviyorum, beni unutma. Yıldızları satın alabiliriz ve ah! Bu günlük Latin dilinde yazılmıştır sadece senin okuyabilmen için… Kötü yazım ve saçmalarımı affetmen dileğiyle.

 

                                                                ANGELA.’’

 

Sayfayı çevirirken önümde dikilen ve ne zaman odaya girdiğini bile bilmediğim Harry’yi fark edince, kitabı seri bir şekilde kapattım. Kaşlarını çatıp kapattığım kitaba baktı, dudaklarını araladığında onu ilk durduran ben oldum. ‘’Eşyana izinsizce dokunmadım o kütüphanedeydi ve ben de aldım.’’ Durdu ve bir şey söylemeden kitabı çekip aldı, düzeltiyorum bu bir günlüktü.

‘’Eşyalarıma dokunmaman için üzerine adımı mı yazmam gerekiyor?’’ dedi sakince, başımı salladım. Yanaklarım yanlış bir iş yaptığım ve üstüne yakalandığım için her ne kadar kızarsa da bunu önemsemedim. ‘’Harry, eski âşıklarını okumaya pekte hevesli değilim.’’ Dedim, kesinlikle utangaçlığımı üzerimden atmıştım.

‘’Ben ona âşık değildim,’’ omuzlarını silkip elinde ki günlüğü eski yerine tekrar yerleştirdi. ‘’o bana âşıktı ve sonunda lanetlendi. Senin bastığın yerde yatan Angela, bana olan saygı ve sevgisinden dolayı annem ona lanetlenmiş bedeni için özel oda hazırlattırmak istedi ama misafirler bunu garip karşılayacaktı. Gece’nin karanlığında Julia ile beraber onu gömdük ve işte son.’’ Sesinde bir nebze olsun duygu barındırmamıştı bu tüylerimi her ne kadar diken diken etse de anlayışla karşılamak zorundaydım.

‘’Peki, günlüğü neden okuyorsun?’’ sorularımı cevapsız bırakmamasını umarak kaşlarımı kaldırdım.

‘’Anısına saygısızlık etmemek için.’’ Yalan söylüyordu, kollarını birbirine dolayıp odadan ayrıldı ama o günlükte bir şey vardı biliyordum. Latince bilmediğimi düşündüğü için günlüğü eski yerine bırakmış, soruma yalanla cevap vererek odadan ayrılmıştı.

Anısını önemsemediği kız için anısına saygısızlık etmek istemiyordu, bir şey vardı o günlükte aklını karıştıran cevapların olduğunu biliyordum.

‘’Angela, Harry’yi çok seviyordu ve sonunda intihar etti.’’ Dedi kapıda ki bir ses, Julia kapıya yaslanmış yüz ifademi inceliyordu. ‘’Vampir olabilmesi için kanımı verdim, kendini öldürdüğünde belki dönüşüm olabilir umuduyla denedim ama o cezalandırıldı. Yani demek istediğim lanetlendi acı hissediyor, uyuyamıyor, nefes almıyor fakat duyuyor. Bu yaşamak değil, bu bambaşka bir şey o sadece Harry’yi sevdi ve Harry onun canını yaktı.’’ Kadersiz birinden bahsettiği için başını salladı. 

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN :)X -L

Cold FLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin