Geri döndüğümde kalabalık beni görür görmez kısa süreli bir sessizliğe gömülmüştü.
Yaratıklar ile ölüler beni beklemiyordu doğrusu bende burada olmayı beklemiyordum en azından pes edeceğimi ve bu kadar kolay geri dönemeyeceğimi hayal ederken işte tam da şu an buradaydım.
Elimdeki kurumuş kandan oluşan bez parçasını heyecanla salladım.
Amcam kahkaha atarken sessizliğe gömülen halkı ile beraber o da bir süre sonra çenesini kapatmıştı. Arkasını dönüp beni görünce afalladı ve bir süre öylece bana bakıp yaşam belirtisi göstermedi. Gözleri gökyüzünün pembeleşen bulutlarına kaydığı sıra kollarımı havaya kaldırdım, acele etmeliydim.
''Senin yaratığın sandığımdan da kolay alt edilebilir çıktı!''
Kahkaha atarken gözlerim Cassandra'yı aradı. Yerde, dizlerini karnına kadar çekmiş bir şekilde uzanıyordu.
''Seni tebrik ederim, yeğenim!'' Bozuntuya vermemeye çalışarak yeniden gülümsedi ve kollarını havaya kaldırıp bana birkaç adım atarak yaklaştı. ''Demek kardeşimin saklı hazinesine ulaştın. Ah, özür dilerim yine benim hatam ulaştığını sanmış fakat ipucuyla geri dönmüşsün seni küçük velet.''
Dişlerimi sıkarak elimde tuttuğum kanlı bez parçasını avuçlarımın arasında ezdim, ''Sözünü tut.'' tükürürcesine çıkan bu sözlerim karşısında yeniden kahkaha atıp birkaç adım geriledi.
''Tabii!''
Cassandra'yı bırakmalarını işaret ettikleri an ona doğru koştum bir yandan da gözlerim Juliana'yı arıyordu. Christian ile göz teması kurup anlaştık.
''Bu dünyadaki son gecenizde mutlu uyumalar dilerim.'' Dedi amcam ve alkışlayarak halkının arasına karıştı.
''Söz vermiştin,'' diyerek seslendim peşinden, ''sözünü tut lanet herif!''
''Yanılıyorsun Harold. Ben sözümü tuttum sana eşini geri vereceğim konusunda ki sözümü tuttum ve başka bir şey dediğimi kesinlikle hatırlamıyorum.''
''O donuk, boktan beyninde neyi hatırlayabilirsin ki?''
Amcam daha fazla cevap vermeyip güneşin doğmasını beklemek üzere ortadan kayboldu.
Cassy kollarımı kavrayıp bana sıkıca tutunurken onu kendime daha çok çektim.
''Harry, bu durum gittikçe çıkmaz bir hal alıyor.''
Kollarından tutup onu ayağa kaldırmaya çalıştım, güçsüzdü. ''Merak etme,'' dedim güven vermeye çalışarak ''babamın bir planı varmış.''
Babamı son gördüğümüzde gitmesi için üzerine yürümüştüm ve bilirsiniz o piç ortalıktan kaybolarak en büyük iyiliği hayatında ilk kez yapmış oldu. Onunla karşılaştığımız zaman büyülü ağlara yakalanmıştık, demek ki o bunların olacağını biliyordu.
***
Ormanda Juliana ile Cassandrayı, Maddison'ın yanına bıraktıktan sonra mahşer alanına tekrar geri döndüm. Güneş artık sarı rengini gökyüzüne aktarmaya başlamıştı.
Ölüler kavuşacakları ruhlarını kucaklamak için kollarını açarken sessiz kalabalığın arasından topuğunu vurarak gelen birinin sesi duyuldu aynı zamanda kahkaha atıyordu, itici bir şekilde. O kadın aradan çıktı ölülere bakarak alkışıyla ritm tuttu.
''Sizi veletler!'' Diye bağırdı, herkes kaşlarını çatarak ona döndüğü sıra sinsi bir şekilde gülüp boynunu birkaç kez kıtlattı. ''Şu halinize bakın, eh, bu anı bozmak... Sizin adınıza üzücü olmalı!''
![](https://img.wattpad.com/cover/34786934-288-k205344.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cold FLOW
أدب الهواة''Soğuk, kan dolu şişelerin üzerinde parmaklarımı gezindirirken içim ürperti ile doldu, bir şeyler yanlış gidiyordu. Elbette yanlış gidecekti, bu insan hayatında 'Genel' olan şey değil miydi? Durun biraz, insan mı dedim? Hayır, kesinlikle insan deği...