AKSİYON DOLU BİR BÖLÜM OLDU SANKİ :D İYİ OKUMALAR BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINN :)X -L
***
Yaklaşık… Hayır, güneş doğduğundan beri karşımda ki ölü ordusuyla bakışmakla meşguldüm. Topraktan çıktıklarında üzerime yürüdüler ki Angela ve Juliana onları durdurdu. Matt ise omuzlarımdan tutmuş destek vermeye çalışıyordu, pekâlâ Matt hangi ara yakın olduk? Her neyse.
‘’Bakın sizden yardım istiyoruz ve bu şekilde oturarak sadece zaman kaybediyoruz.’’ Diye söze başladı Juliana, ölülerden biri nefes alırmış gibi yapıp öne doğru atıldı. Siyahlaşmış bedeninden soyulan yeri kaşıyarak daha çok yaklaştı.
‘’Harry bir iblis o geri döndürülemez!’’ zorlukla konuştu ve geriye çekildi.
‘’Eğer onu kurtarırsanız eski bedenlerinize kavuşmanızı sağlarım. Bakın sadece onun kurtulmasını ve barışın sağlanmasını istiyorum.’’ Harry’nin günlüğün de bunu görmüştüm, bedenlerine kavuşabilecekleri cümleler vardı. Adamlardan biri öne atılarak az önce ki konuşan adamın omzunu kavradı.
‘’Bu bizim için iyi bir fırsat yaklaşık 100 yıldır belki de daha fazla yerin dibindeyiz. Bunu hak ediyoruz John!’’ John soyulmuş çenesini sıvazlayarak bize döndü, gözleri neredeyse kömür karasıydı.
‘’Anlaştık! Bunun sonunda bizi kurtaracaksın.’’ Adam işaret parmağını bana yönelttir ve tehditkâr bakışlarıyla beraber başını hafifçe salladı.
‘’Onu nasıl kurtarabileceğimi biliyor musunuz?’’ sorumun üzerine birbirleriyle bakıştılar, aralarında birkaç çocuk çığlıklarını kesmişti.
‘’Bundan daha önemli bir sorunun var yani en azından şuan için, kan içmemiz gerekiyor. Senin bizi büyüyle donatman gerekiyor.’’ John fısıldayarak konuşuyordu, dişlerinin üstünde ki topraklar midemi bulandırıyordu.
***
Juliana kollarını esneterek Matt’e baktı ardından tekrar kaşlarını çattı.
‘’Tanrım, onları doyurmak hiçte kolay olmadı. İnsan varmış gibi hayvan kanını reddediyorlar ne utanç verici! Orman ceset kaynıyor.’’ Dedi Julia isyankâr şekilde, Matt ona katılırmışçasına bir şeyler mırıldandı.
‘’Kendimi o kadar bitkin hissediyorum ki sanki her an yere düşe—‘’ arkamda bir varlığın durduğunu hissedebiliyordum, kulağımın arkasına bir şeyler fısıldamak için eğilen birinin varlığı.
Yutkunduğum da Matt ve Julia bana doğru birkaç adım attı ama onlara durmalarını işaret ettim.
‘’Ona ruhunu geri verebilirsin Lucy, ölüm seni gerçekten bulmadıkça öldüremez.’’ Annemin sesiyle adeta yerimde çakılı kalmıştım.
‘’Anne?’’ diye fısıldadım ama ses yoktu, gitmişti.
‘’İyi misin?’’ Juliana koluma dokunduğunda yerimden sıçradım.
Bir güç cevap vermeme fırsat bırakmadan zorla dizlerimin üzerine çöktürdü.
Julia
Ölüler o kadar açlardı ki onları doyuramamaktan korkmuştuk, insan olsaydık muhtemelen bize de saldırırlardı. John amca onlara sahip çıkacağını söylediğinde rahatlamıştım ama bir problemimiz vardı, Styles ailesi oldukça tehlikeli davranıyordu.
‘’Bayan Styles sizin için yapa—‘’ kadın elini kaldırdıktan sonra dalgalı saçlarının arasından parmaklarını geçirdi.
‘’Benim için yapabileceğin bir şey yok Julia, oğlum nerede?’’ alt dudağımı ısırarak karşımda ki orta boylu kadına baktım. ‘’Neler olduğunu biliyorum, aşağısı oldukça karışıktı sadece onun ‘nereden’ olduğunu biliyor musun?’’ iç çekti ve kaşlarını havaya kaldırdı.
‘’Matt biliyor,’’ kulağına doğru eğilerek fısıldadım. ‘’sizce Lucy’i kurtarmanın bir yolu yok mu?’’ kadın kulağıma karşı kahkaha atarken kaşlarımı çatarak geri çekildim.
‘’Sandra’nın erkek kardeşi ha? Onlar ihanette yedi sülale ilerliyor diye biliyordum, ilginç bir durum. Cassandra denen kız öldüğü zaman hepimizin yeniden güzelliğe kavuşmasını sağlayacak aynı zamanda oğluma hislerini geri verecek.’’ Hayır anlamında başımı sallarken Bayan Styles saçlarını tozdan kurtarmaya devam ediyordu, siyah saçlarını örten örümcek ağlarına iğrenerek baktı.
‘’Harry hislerine kavuştuğunda meleklere ölmek için yalvaracak.’’ Dedim tıslarcasına ama Anne hala gülüyordu.
‘’Belki bir yolu olabilir. Sana klasik gelecek ama onu kurtarabilecek bir şeyler olabilir. Meleklerin zayıf yönü nedir bilir misin?’’ elbisesini düzeltirken çenesini havaya kaldırdı.
‘’Aşk.’’ Diye mırıldandığımda başıyla beni onayladı. ‘’İmkânsız ama gerçek.’’ Dedikten sonra yanımdan ayrıldı, ardından bakarken orta genişlikteki omuzlarını geriye doğru atıp asil kraliçeler gibi yürümeye devam etti.
***
Cassy’i bulduğumuz da ağaca yaslanmış bir şeyler düşünüyordu, söylenerek yanına gidip hiçbir şey olmamış gibi davrandım.
‘’Tanrım, onları doyurmak hiçte kolay olmadı. İnsan varmış gibi hayvan kanını reddediyorlar ne utanç verici! Orman ceset kaynıyor.’’ Dedim, Matt bana bakarak beni onayladı. Cassy’nin gözünün altında oluşan mor halkalar gözüme çarptığında daha yakından incelemek için ona yaklaştım.
‘’Kendimi o kadar bitkin hissediyorum ki sanki her an yere düşe—‘’ Cassy cümlesini aniden yarıda kesti, vücudu kaskatı kesilmişti. Arkamı dönüp birkaç kez etrafa baksam da hiçbir şey görememiştim, Matt de benimle beraber baktı fakat hiçbir şey göremedi. Cassandra dudaklarını araladığında bayılacağını düşündüm ama o sanki bizim duyamadığımız bir şeyi dinliyormuş gibi davranıp gözlerini kısmıştı.
Etrafta esen sert rüzgârdan hemen sonra Cassandra ‘’Anne?’’ diye mırıldandı. Artık endişeleniyordum, ona doğru uzanıp koluna dokunduğum da irkildi ve geri çekildi.
Sanki omuzlarında yük varmış dizlerinin üzerine oturduğunda acıyla inledi gözlerinin rengi değişiyordu, omzu geriye doğru çekildi. Boynunu da omzu gibi geriye atarak başını havaya kaldırdı ardından gözünden çıkan mavi ışıkla beraber derin çığlıklar attı. Ölü soyum ve Angela geldiğinde onun etrafında halka oluşturmuştuk. Lucy yavaş yavaş havalandığında hepimiz geriledik, gözleri simsiyahtı ve iblis gibi gülüyordu.
‘’Onu benden saklayamazsınız.’’ Dedi Cassandra’nın bedenini ele geçiren şey ama ben o ele geçiren kişinin Harry olduğunu biliyordum ve şuan ona acı veriyordu.
OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER! BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN! :)X -L
![](https://img.wattpad.com/cover/34786934-288-k205344.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cold FLOW
Fanfic''Soğuk, kan dolu şişelerin üzerinde parmaklarımı gezindirirken içim ürperti ile doldu, bir şeyler yanlış gidiyordu. Elbette yanlış gidecekti, bu insan hayatında 'Genel' olan şey değil miydi? Durun biraz, insan mı dedim? Hayır, kesinlikle insan deği...