İYİ OKUMALAR! YORUM VE OYLAMAYI UNUTMAYINNN! :)X -L
‘’Biz, babamı görmeye gelmiştik.’’ Diye toparlamaya çalıştı Julia, Harry ona inanmayan bakışlarla beraber göz devirdi ardından başını sallayıp yere bakarak gülümsedi.
‘’Beni takip edeceğinizi biliyordum bu yüzden Bay Thomas’a buraya geleceğinizi söylediğinizde sorgulamamasını emrettim.’’ Dedi Harry bir yandan da adamlara bir şeyler söylüyordu.
‘’Ah tabii ki de böyle bir şey yapacaktın.’’ Dedim sessizce, Julia dediğimi duymuş olacaktı ki kıkırdadı. Harry kaşlarını çatarak bana baktığında bakışlarımı başka yöne çevirdim, Harry adamla konuşurken etrafı incelemeye devam ediyordum. Çiftliğin uzağında ağaçlıkların ardında bizi izleyen garip görünümlü bir kadın vardı onu fark ettiğimde gözlerimi kısıp net bir şekilde benzer yüzün kim olduğunu hatırlamak için hafızamı zorladım. ‘’Julia şu kadın kim?’’ dedim onu dürterek, Juliana baktığım yöne bakıp aynı şekilde gözlerini kıstı.
‘’Hangi kadın?’’ diye sordu, parmağımla kadının olduğu yeri işaret ettiğim de kadın koşmaya başladı ve ben de bir şeylerin olduğunu sezerek Julia’yı cevapsız bırakarak kadının peşinden koşmaya başladım.
Arkamdan seslenen Julia’ya dur işaretleri yaparken elimde ki yelpazeyi domuzların olduğu çamurluğa fırlatmıştım. Koştuğum her saniye de elbise beni yavaşlatıyordu, ormana girdiğimiz de elbiseyi yırtıp korseyi üzerimden fırlatarak sadece içlikle koşmaya devam ettim. Kadın ormanda ilerledikçe kötü kahkahalar atmaya başlamıştı.
Gözden kaybolan kadının gittiği yönü bulabilmek için etrafıma ve savrulan yaprak dallarına baktım, günlük güneşlik olması dezavantajımdı.
Boğazımda hissettiğim sert saman ipliğiyle birlikte nefesim kesilmişti, boynumu sıkan ipi tutup çekmeye çalıştım fakat olmuyordu. Kadının kahkahası yankılanmaya devam ederken başımı geriye atıp ona doğru ölümcül bakışlar fırlattım. Kadın kirli dişlerini göstererek gülümsemeye devam etti ve ben de Tanrının beni affedemeyeceği kötü sözler etmeye devam ettim, dua etmediğim için Tanrı kızıyor ve kadının canımı yakmasına izin veriyordu.
Boğazımı sıkan iplerin ucunda ki elleri ulaşarak tırnaklarımı batırdım ve havada asılarak bacaklarımı geriye doğru hareket ettirip tekmeledim. Artık ip yoktu boğazım da kızarıklık dışında beni inciten kadından da eser yoktu.
‘’Tekrar görüşeceğiz.’’ Onun kadın kılığına girmiş olan David olduğunu anlamam uzun sürmemişti, ağacı tekmeleyip acıyla inledim.
‘’Seni piç! Benden ne istiyorsun? Âşık olduğuna inandırdın gittin ve şimdi öldürmek için geri geldin, çok akıllıca!’’ dedim havaya bakıp tüm sinirimle bağırarak.
‘’Birileri oldukça kızmış ha? Haklı çıkmak bazen kötü hissettirir değil mi?’’ arkamdan gelen sesle beraber önüme döndüm, kollarımı birbirine dolayarak Harry kızgın bakış attım.
‘’Bu benim savaşım seni ilgilendirmez.’’ Dedim, ciddi bir ifadeyle. Harry ağaca yaslanmış eğlenmeyi sürdürüyordu, elleriyle alkışlarken bir ritim tutturmuştu.
‘’Seni kutluyorum ufaklık oldukça yüreklisin. İyi bir koşucu olduğunu öğrenmem iyi oldu, böylece kendini öldürmemen için evden çıkmanı yasaklıyorum.’’ Yaslandığı ağaçtan kendini dışa doğru iterek geldiğim yöne dönüp yürümeye başladı. Ağzım açılmış son dediğini sindirmeye çalışıyordum, ne demek evden çıkmayı yasaklıyorum!
Peşinden koşup kolunu kavradım elime doğru küçük çaplı kızgın bakış atıp kolunu geri çekerek yürümeye devam etti. ‘’Bana yasak koyamazsın!’’ diye seslendim peşinden, güldü. Onun hızlı adımları benim buraya koşma hızımdı, derin nefesler alarak peşinden gitmeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cold FLOW
Fanfiction''Soğuk, kan dolu şişelerin üzerinde parmaklarımı gezindirirken içim ürperti ile doldu, bir şeyler yanlış gidiyordu. Elbette yanlış gidecekti, bu insan hayatında 'Genel' olan şey değil miydi? Durun biraz, insan mı dedim? Hayır, kesinlikle insan deği...
