Sürpriz ufacık bir bölüüm...
Asuman'ın şarkısı/ Geceler Kara Tren- Nazan Öncel(mutlaka bir bakın)
Arabadan inip kapısını kilitledim. Gözlerimi sokakta gezdirdigimde birkaç kişinin bizim eve baktığını gördüm. Onları umursamadan bahçe kapısından içeri girdim. Kapının önünde duran ayakkabılardan anladığım kadarıyla diğerleri de buradaydı.
Yaren'den benimle gelmesini istemiştim ama onlarla tek başıma yüzleşmemin daha sağlıklı olduğunu söylemişti.
Onlar bir zamanlar benim canım bildiğim insanlardı. Şimdi yalnızca bir ihanet hançerinin adı...
Kapıyı açan kişi Rauf oldu. "Hoş geldin"diye mırıldandığında başımı salladım.
Salona geçtiğim de beni gören abim ayaklandı. Yanıma gelip bana sarıldığında benim için zor da olsa ona sarıldım. Çünkü o bu dünyadaki tek ailemdi.
Babam gitmişti önce, belki de hiç gelmeden.
Annem gitmişti.
Bir abim kalmıştı bana. O da benden sakladıkları ile aramıza taştan duvarlar örmüştü.
Herkes, hayatımdaki herkes, neden benden bir şeyler saklamıştı ki?
Abimden ayrıldığımda gözlerim Savaş'ın yorgun düşmüş gözleri ile buluştu. Hiç dinlenmemiş gibiydi.
Dinçer abi ve Kadir ise sessizce bizi izliyordu.
"Mektup nerede?"dedim boğazımdaki yumruya inat.
"Odana bıraktım."diye tok bir sesle beni yanıtlayıp omzuma güç vermek istermiş gibi elini koydu. Yüzüne baktım, gözlerinden yansıyan hüznü görsemde hala dimdik ayaktaydı. İşte ona bu yüzden hayrandım. Ne olursa olsun hep güçlü kalabiliyordu. Küçükken hep onun gibi olmak isterdim. Yıkılmaz, güçlü ve bütün zorluklarla mücadele edecek kadar cesur...
Odama doğru attığım her adımda kırılan kalbimin üzerine basıyor, anıların hayaletiyle karşılıyordum.
Yorulmuştum. Ne zaman güçlü duracağımı dair kendime söz versem bir şey oluyor ve ben yine kırık dökük bir halde başıma gelenleri izliyordum.
Ben dik durmaya çalıştıkça rüzgar daha sert esiyordu ve ben bi zamandan sonra dalından düşüp oradan oraya savrulan yaprak gibiydim.
Odamın kapısını aralayıp içeri girdiğimde üç sene sonra ilk defa odamdaydım. Annemi ziyarete geldiğim zaman bile cesaret edip bu odaya girememiştim.
Her şey nasıl bıraktıysam öyle duruyordu. Duvarda lisede çekildiğimiz bir sürü fotoğraf vardı, kitaplarım, Savaş'ın bana hediye ettiği tablo, posterlerim, tokalarım bile aynı yerindeydi. Annem odamı temizlemiş ama düzenini bozmamıştı. Sanki her an gelecekmişim gibi beklemişti beni. Kapıyı kapatıp çalışma masama ilerledim. Mektubu alıp yatağımın üzerine oturdum. Masanın üzerindeki çerçeve gözüme çarpınca burukça gülümsedim. Savaş'la benim arama Dinçer abi girmiş, ben Savaş'a hüzünle bakarken Savaş, Dinçer'e öfkeyle bakıyordu. Kadir ve Rauf'sa sırıtarak bizi izliyordu.
Gülümsedim. Savaş'la lisede sevgili olduğumuz ilk zamanlardı. Dinçer abi Savaş'a güvenmiyor. Beni üzeceğini düşünüyordu. O yüzden sürekli bizi ayırmaya çalışıyordu. Rauf ve Kadir'eyse eğlence çıkıyor, bizim o halimizle dalga geçiriyorlardı. Çok eğlenceli ve güzel zamanlardı. Tekrarı olmaz.
Katlanmış kağıdı açtığımda derin bir nefes aldım ve sıkıca tuttum kağıdı.
Benim güzel çocuklarım, bu satırları size yazarken yaptıklarımın pişmanlığı içerisindeyim.
Ben ne annelik yapmayı becerebildim ne de sevmeyi... Birgün her şey düzelecek diye sabrettim. Saçlarım tek tek ağırdı. Ben yine umudumu yitirmedim. Dilim her şey düzelecek demeye cesaret edemese de kalbim hep bunu haykırdı. Hikâyenin sonuysa kocaman bir hüsran...
Benim güzeller güzeli Miray'ım, senin gibi bir evladı Allah bana nasip etti diye ne kadar şükretsem az, ve sen benim gibi bir anneye sahip olduğun için -yüce yaradan beni affetsin ama- ne kadar isyan etsen hakkındır, sözüm olmaz.
Seni bu amansız mutsuzluğa sürükleyen benim geçmişim, bugünüm. Ben sadece sevmiştim oysa böyle olacağını bilemedim. Bilmeliydim anneydim ben. Ama gözümü kör eden aşk izin vermedi. Baban iyi bir adamdı, Miray. Sen yine bana kızacaksın ama onu ilk tanıdığım zamanlar o kadar kibar, merhametli biriydi ki. Onu bu hale getireceğimi, birbirimizi mahvedeceğimizi bilemedim.
Sizi kötü bir çocukluğa mahkûm ederken kendi gençliğimizi ise cehenneme çevirdik. Baban beni sevsin diye çok uğraştım ama nafile. O, Nazlı'sına gitti. Aldatıyor seni dediler, duymadım. Duymak istemedim Miray. Senin kadar güçlü olup her şeyi ardımda bırakamadım. Sizi de alıp gitmeliydim adı gibi kara yazgılarla dolu olan mahalleden. Her şey bambaşka olabilirdi. Olmadı. Özür dilerim annecim. Ben senin gözlerine her baktığımda yüreğime dayanılmaz bir acı saplanıyor. Benim güzel kızım bile bile canını yakan anneni sen affetsen de ben affetmeyeceğim. Geri kalan hayatımda ölümü beklerken yalnızca yaşamak istiyorum. Onun uğruna feda ettiğim 35 sene bir hiç olmuşken, ben bir iki gün de olsa var olmak istiyorum.
Yalnız kalmak, yanlışlardan sıyrılmak istiyorum. Sizi tekrar görebilmeyi hak etmek istiyorum.
Akif, benim aslan oğlum. Beni bugüne kadar bir kere olsun üzmedin. Allah senden razı olsun. Senin kalbini çok kırdım oğlum, bilirim. Bunca şey yaptıktan sonra bir de mektup yazan anneni mazur gör.
Seni mesleğinden ettim, hayallerinden kopardım. Hangi hadle yaptım ben bunu bilmiyorum. Kafamı hangi taşlara vursam bilemem. Sizin için bu saatten sonra yapabileceğim tek şey bu aciz ve pişmanlık dolu yaşama katlanıp yaşamak. Ani ölümümle bir de size bu acıyı yaşatmaya hakkım yok. Takdiri ilahi gerisi oğlum.
Ben babanı hiç kazanamadım ki kaybedeyim. Ama siz öyle değilsiniz, siz benim yaşama nedenimsiniz. Ben her güne yüce yaradandan beni yokluğunuzla sınamaması için dua ederek başladım. Sen hergün işteyken bencillik ya işte, o stresi çekmek istemedim. Ben diğer analar gibi olamadım. İyi bir kulda olamadım. Bilmez miydim canı veren Allah alacak olan da odur, herkesin bir ömrü var. Onu da Allah belirler.
Affet yavrum. Binbir emekle kazandığın mesleği yapmana engel oldum. Kardeşinden evinden ayrı büyümene neden oldum. Bilirim hem kendime hem size bir ömür borçluyum.
Bin kere özür dilesem kâr etmez, hiçbir şeyi düzeltmez. Çünkü bazı şeyler hiçbir zaman düzelmez. Bizim ki de böyleymiş meğer. Bir süre yalnız kalmam en iyisi.
Allah'a emanet olun.
Sizi seven anneniz...🍃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHTIMIN KARASI
Romanzi rosa / ChickLit[TAMAMLANDI.] Savaş, bana kıymaz kıyamaz dediğim ne varsa yapmıştı. Aldığım nefeste o, aldığı nefeste ben varım sanıyorken, herkes yapar o bana ihanet etmez derken beni paramparça etmişti. Bin parçaya bölünmüş, bin parçam bin yere saçılmıştı. Ben on...