-düzenlendi-
Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar<3
***
3 Ay Sonra
İnsan, neden en yakın arkadaşına ihanet ederdi?
Bunun cevabını hiçbir zaman bulamıyordum aslında. Belki karşımdaki insanın ne düşündüğünü bilemediğim içindi bu bilinmezlik.
Lisa'yla çok yakın arkadaş sanıyordum kendimi. Ona her zaman kapılarımı açmış, sırlarımı paylaşmış, mutluluğuma ortak etmiştim. Onun başka bir amaçla yanıma sokulduğunu öğrenene kadar, aramızdaki bağı toz pembe sanıyordum.
Eğer iyi yandan düşünecek olsaydık; sayesinde gerçek arkadaşlarımı bulmuş, sırtımdan bıçaklayanları da hayatımdan def etmiştim.
O her şeyi öğrendiğim günden bugüne sadece 3 ay geçmişti. Lisa ve Taehyung aylardır Kore'nin her yerinde didik didik aranmasına rağmen bulunamıyorlardı. Hayatımızdan çıkmışlardı. Şimdiyse, asıl gerçek arkadaşımla karşılıklı oturuyordum.
"Jennie? Nasılsın?"
Karşımdakine gülümseyerek bakarken, aklımdan 3 ay önce yaşadığımız olayları getirmeden duramıyordum. Jisoo ve Jennie'nin hastaneye kaldırılmasıyla bir dakika bile yanlarından ayrılmadan durumlarının iyileşmesini beklemiştim. Jisoo, bebeğini düşük yaparak kaybetse de şuan iyi gibiydi. Ameliyatlı olması ve psikolojik olarak kötü durumda olma bahanesiyle işe gitmeye yeni yeni başlamıştı. Jennie'yse şuan karşımda duruyordu.
"Uzun süredir buralara gelemedim. Biliyorsun, taşınmayı düşünüyoruz. Eşyaları tek başıma yerleştirmek hiç kolay olmuyormuş."
Karşımda yatan bedene bakarken bir kez daha gülümseyip elinden tuttum. Lisa'nın attığı kurşun tam kafasına isabet etmişti. 3 aydır komadaydı ve doktorlar durumunun stabil olduğunu söyleyerek bizi asla bilgilendirmiyordu. Bilinci kapalıydı ve doktorların yaptığı hiçbir şeye tepki vermesede onun iyileşeceğinden adım kadar eminim.
"Buralardan gideceğiz. Seninle vedalaşmaya geldim... Ve özür dilemeye."
Yorgun yüzüne bakarken, bir yandan da onu düşünüyordum. Kendisi gerçekten çok iyi bir arkadaştı. Bir zamanlar Jungkook'la gizli gizli işler çevirdiğini düşünürken, meğerse bana yardım etmeye çalışan ve bizim için her şeyi yapan bir kızdı kendisi. Hala kendimde suç bulsam da... bütün suç Jungkook'undu. Bana sırlarını anlatmayan, olayları bu raddeye getiren kendisiydi.
"Bazen, kendimden nefret ediyorum biliyor musun?"
Yüzümün yanmaya başladığını hissettiğimde derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Şuan ağlamayacaktım. Ben buraya ağlamaya değil, ona anlatmak istediğim şeyleri anlatmak için gelmiştim.
"Bu adil değil. Hayatından 3 ay, bu hastanede eksildi. Neyseki daha fazla eksilmeyecek." Gülümseyerek yüzümdeki -doktorların içeri girmem için takmasını istediği- maskemi düzeltip elini yeniden tuttum.
"Tzuyu'nin arkadaşı İrene burada çalışıyor. O kız sayesinde durumunu öğrenebiliyoruz. İyileşmeye başlaman, çok güzel bir şey."
Kafamı arkaya çevirip, hastane koridorunun camına baktığımda, Jungkook ve Jongin'in buraya baktığını görüp kafamı yeniden Jennie'ye çevirdim. Zamanım kısıtlıydı zaten. Her an doktor odadan çıkmamı isteyebilirdi.
"Artık daha fazla dayanamıyorum Jennie. Sen yoksun, Jisoo yok, Ryujin yok, Lisa yok, oğlum yok..." Gözlerimi kapatıp başımı eğdim. Ağlamayacağıma söz vermeme rağmen tutamıyordum kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
retrouvailles ❧ Rosékook
FanfictionJungkook, oğlunun ölmesinde eşi Roseanne'i suçluyordu. [rsk] family fanfiction [Devam ediyor] Yooxies_Is_Roseline |2021|