Bölüm 26

1.6K 166 103
                                    

-düzenlendi-

Bts etiketinde #1 olmuşuuz. Ayrıca 26K okunma için çook teşekkür ederiim. İyi okumalar❤️

***

"Naber Chaeyoung?"

Aynaya yansıyan bedeni görür görmez hızla arkamı döndüm ve sırıtarak bana bakan Lisa'yla göz göze geldim. Tanrım o burada ne arıyordu?

"Sen...Senin ne işin var burada!"

Lisa'nın cebinden çıktığı parlak metal şeyle gözlerim oraya kaydığında bir çığlık savurup odadan çıkmaya çalıştım. Ama Lisa'nın kolumu tutmasıyla bütün adımlarım durmuştu.

"Nereye ya?"

Kolumu çekmeye çalışırken bir yandan da kapıya doğru gitmeye çalışıyordum. "Bırak kolumu!" 

"Çok geç Chaeyoung. Sizin hayatta olmanız benim yakalanmamı daha da olasılıklaştırıyor. Siz ölmeden rahat rahat yaşayamam."

"Bırak!" Kolumu hızla ondan çekereken kapıyı yüzüne kapadım ve ayaktaki Yoora ve Jisoo'ya bağırdım. 

"Jisoo! Mi Cha'yı al ve gidin!"

Jisoo endişeli bir tavrıla yanıma gelirken, içeriden Lisa'nın bağırış sesini duymasıyla adımları kaskatı kesilmişti.

"Chaeyoung! Aç şu kapıyı! Peşinizi bırakmayacağımı biliyorsun!"

Jisoo'nun adımları geri geri giderken birden Yoora'yı alıp kapının oraya ittirdi ve üçer basamaklarla Mi Cha'nın yanına gitti. O sırada, Lisa'nın kapıyı açmaması için kapının kulbunu sıkı sıkıya kendime doğru çekiyordum.

"Yoora! Polisi ara!"

"Beni daha fazla sinirlendirmeden aç şu kapıyı!"

Kapıyı bir kez daha kendine doğru çekmesiyle ileriye doğru sendelerken yine de gücümü kaybetmeyip sıkı sıkı tutmaya devam ettim. Bir süre sonra üst kattan Jisoo'nun ayak adımlarını duyuyordum.

"Jisoo! Polisi arayın hemen."

Jisoo kucağındaki bebeği tek koluna alırken Yoora'nın bir saattir aramaya çalıştığı telefonu aldı ve birkaç tuşa bastıktan sonra kulağına götürdü. Mi Cha'da uyandırılmaktan hoşnut olmamış olacak ki ağlamaya başlamasıyla Jisoo kolunu sallayarak Mi Cha'yı susturmaya çalıştırmıştı.

Bir yandan bebek ağlama sesi, bir yandan elimdeki kulbun zorlanması derken ne yapacağımı bilmez bir şekilde etrafıma bakındım. Etrafta kendimizi koruyabileceğimiz bir cisim de yoktu.

"Yoora. Salonda koltuğun üstünde çantam var. Telefonumu hızla al gel."

Yoora korku dolu bakışlarla salona doğru koşarken, gücümü kaybetmeye başladığımı hissediyordum. Birkaç daha zorlamasıyla kapının açılacağına emindim.

"Bu kapının anahtarı yok mu!"

Jisoo bir yandan telaşlı bir şekilde telefonla konuşurken, bir yandan da bana el kol hareketleri yapıyordu. "Kapının anahtarı Lisa'nın olduğu yönde."

Sinirle iki elimle de kapıyı tutmaya çalışırken, bir anda kapının sertçe açılmasıyla ileriye doğru sendeleyip kapı kulbunun iki elimin arasından ayrılmasına izin verdim. Şuanda Lisa, bütün bedeniyle tam karşımda duruyordu.

"Hah! Selam Chaeyoung."

Geri geri giderken bir yandan da etrafta kendimi koruyabileceğim bir cisim arıyordum. Jisoo hızla kapıyı açıp Yoora'yla Mi Cha'yı dışarı bıraktıktan sonra kapının oradan bana bağırmaya başladı. "Chae elinde bıçak var! Buraya gel!"

retrouvailles ❧ RosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin