-düzenlendi-
Siz: Jennie ve Jungkook arasında ne var?
+82 XX XXXX YYYY: Selam
Siz: Jennie ve Jungkook arasında ne var dedim
+82 XX XXXX YYYY: Ne türden bahsediyorsun?
Siz: Aşk olaraktan bahsetmiyorum o benim kocam
Siz: Benden gizli bir şey yapıyorlar
Siz: Bütün konuyu biliyormuşsun
Siz: Bunu da bilirsin
+82 XX XXXX YYYY: Üzgünüm..
Siz: Yeter ama!
Siz: Ne sorsam üzgünüm
Siz: Sana sormak kabahattı zaten
+82 XX XXXX YYYY: Bunu benden değil de eşinden öğrenmen daha mantıklı değil mi
*Bu kullanıcıyı engellediniz. Engeli kaldımak için dokunun.*
***
Siz: Jennie? Naber
Jennie: İyiyim, Jongin bugün izinli. Dışarı çıkacaktık da evi toparlıyordum.
Jennie: Sen?
Siz: Bende iyiyim
Siz: Dün gece ne yapıyorsun diyerek aramıştım ama Jongin açtı telefonu, evde olmadığını söyledi
Siz: Hayırdır sen bu saatlerde evden çıkmazsın
Jennie: Şey
Jennie: Lisa evine çağırdı
Jennie: Malum yemek yapmayı bilmiyor
*Çevrimdışısınız.*
Elimle telefonu diğer koltuğa fırlatırken elimin tersiyle yanaklarımdan sıkça firar eden gözyaşlarımı sildim. Niye yalan söylüyordu? Benden saklayabilecekleri kadar gizli olan konuları neydi?
Ellerimle yüzümü kapatırken yukarı kattan Jungkook'un adım seslerini duymamla istifimi bozmadan oturmaya devam ettim. Mutluymuş ya da ciddiymiş gibi sahte tavırlar takınmayacaktım. Çok yorulmuştum artık.
"Neden ağlıyorsun?"
Ellerimle yüzüm kapalı olduğu için sesimi çıkarmadan ağlamaya devam etmiştim. Beni önemsemiyordu. Beni kimse önemsemiyordu. En yakın arkadaşım, kocam hepsi yalan söylüyordu ve ben bu hayatta kocamla en yakın dostuma bile güvenemeyeceksem, kime güvenecektim?
"Defol git başımdan."
Sesini çıkarmadan gittiği anlaşılır şekilde ayak adımları atan Jungkook'a bir kez daha lanet okumuştum. Gitmişti. Bu kadardı işte. Onun bana olan sevgisi ve önemi bu kadardı. Neden çabalıyordum ki?
Evlendiğimiz gün, birbirimize söz vererek çıkmıştık bu yola. Birbirimize sonsuza kadar yalan söylemeyecektik, hep sevecektik, güvenecektik. Aradan sadece üç yıl geçmişti. Üç yıl sonra ne güven kaldı evimizde, ne de sevgi.
Benden bir şeyler saklamasına dayanamaıyordum. Böyle umursamaz olmasına dayanamıyordum. Ben de bir insandım ve sabrımın bir sınırı vardı. Hayatta en sevmediğim şey yalandı ve kocama karşı güvenimin kırılması, hiç iyi değildi.
Kararımı vermiştim. Bunu ona söylemekten çekiniyordum ama bu kadardı. Nereye kadar böyle yaşayabilirdik ki?
Hızlıca gözyaşlarımı silip burnumu çektim ve ayağa kalkarak peşinden ilerledim. Bunu yapmak istemiyordum. Ama güven olmayan yuvada hiç güzel şeyler olmazdı.
Mutfağa girip tezgahın üstünde atıştırmalık yiyen Jungkook'a ağlamaktan şişmiş gözlerimle bakıp sandalyeye oturdum ve hiç mimiğimi oynatmadan gözümle karşımdaki sandalyeyi işaret ettim. "Otur şuraya. Seninle bir şey konuşacağım."
Sessizce ağzındaki yemeği bitirip oturmasıyla derin bir nefes alarak bakışalarımı ayaklarıma diktim. Gözleri bendeydi ve ne diyeceğimi merakla bekliyordu.
"Boşanalım."
***
Yeni bölümle herkese merhabaa. Biliyorum kısa oldu ama -tam emin değilim- yarın iki bölüm atmak istiyorum ama dediğim gibi, atamaya da bilirim.
Düşüncelerinizi ve fikirlerinizi bekliyorum.
Bu arada instagram sayfalarında bu ficimizin önerildiğini gördüm 2 kez, ya yicem yemin ediyorum ağlıyorum
Kendinize çok çok iyi bakın sizleri koccaman öpüyorum❤
~Roseline
ŞİMDİ OKUDUĞUN
retrouvailles ❧ Rosékook
FanficJungkook, oğlunun ölmesinde eşi Roseanne'i suçluyordu. [rsk] family fanfiction [Devam ediyor] Yooxies_Is_Roseline |2021|