Bölüm 28

1.4K 161 42
                                    

-düzenlendi-

İyi okumalar❤️

***

"Hadi Chaeyoung. Daha ne kadar kaldı?"

Uykumu alamadığımı belli eden esnememle bir kez daha sinirli bakışlarımı tepemde dikilen Jungkook'a çevirdim. Sabahın köründe kalkıp başlamıştık toplamaya. Birazdan eşyaları alacak kamyon gelecekti ve biz bütün toplama işlemlerini yine en sona bırakmıştık.

"Çok kolaysa sen de yardım et. Görmüyor musun topluyorum işte."

Jungkook elinin tersiyle alnını silerken yere benim gibi oturdu ve derin bir nefes aldı. "Tamam. Birlikte toplayalım o zaman."

Sesimi çıkarmadan yere koyduğum kırılacak eşyaları kutuya yavaşça koydum. Erken yatsak bile uykumu hala alamamıştım. Jungkook'da aynı durumda olacaktı -ki bu bakışlarından bile anlaşılıyordu- sürekli esneyip duruyordu.

"Başka neresi kaldı?"

"Hiçbir yer. Ağır eşyaları onlar alacak zaten."

Sesimi çıkarmadan koyarken birden kapı çalmasıyla ikimizin de bakışları şaşkınca birbirini bulmuştu. Ne çabuk gelmişlerdi?

"Tanrım. Çok çabuk değil mi?"

Jungkook ayaklanıp elindeki bardakları yere koydu ve kapıya doğru ilerleyerek bir süre sonra açtı. İçeriden duyduğum seslerle anlamıştım ki, eşyalarımızı götürecek adamlar gelmişti.

Bir süre sesimi çıkarmadan mutfaktan çıkmadan eşyaları yerleştirmeye devam ettim. Bir süre sonra bitmişti zaten kutuya koyulacak eşyalar.

Bir süredir dizlerimin üstünde oturduğum için uyuşan bacaklarımla yavaşça kalktım ve salona -şimdiden boşalmış salonumuza- gittim. Jungkook'da oradaydı. 

"Her şeyi kutuya koydum."

"Tamam. İstersen arabaya geçip uyuyabilirsin."

Kollarımı göğsümde bağlayıp esnedim ve etrafa bakınmaya başladım. "Hayır. Burada duracağım."

"Sen bilirsin."

Bir süre etrafıma bakınırken bir yandan da bazı anılarımı canlandırmıştı buralar. Bir çok güzel anımızı burada bırakıp gidiyorduk. Oğlumu ve onunla olan yaşadıklarımızı eski anılar diyerek burada bırakıyorduk.

Her dakika evden bir eşyanın daha eksilmesini izlerken, telefonumun titrmesiyle cebimden çıkarıp açtım ve kimden geldiğine baktım. 

Jisoo: Size inanamıyorum!

Siz: Ne oldu Jisoo

Jisoo: Taşınıyorsun

Jisoo: Ve bana bunu söylemiyorsun öyle mi

Siz: Dün bunu söylemek için gelmiştim

Siz: Ama arada kaynadı

Siz: Özür dilerim 

Jisoo: Hey hey

Jisoo: Özür dile diye demedim

Jisoo: Şaşırdım sadece

Siz: Sen nereden duydun

Jisoo: Namjoon söyledi

Jisoo: Ondan önce işe gitmiştim o sonradan gitti

Jisoo: Evinizin önünde satılık yazıyormuş

retrouvailles ❧ RosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin