-düzenlendi-
"Bak Chae. Son defa anlatıyorum."
Düşünceli kafamla onaylarken bir yandan da derin bir nefes aldım. Şuan resmen oğlumun başına ne geldiğini araştırıyordum. Bu bir annenin yaşayabileceği en kötü histi bana göre.
"Uzatma ve anlat Lisa."
"Bak şimdi. JJ den bahsettin. Mesajları gösterdin... Bu kişi her kimse, seni yakından tanıyor olmalı. Jungoo'nun sakladığı sırları biz bile bilemezken, uzaktan birisi nasıl bilsin?"
Lisa'nın dedikleriyle onu dinlediğimi göstermek amacıyla kafamı salladım. Böyle yorumlama gibi olaylarda beni gerçekten çok şaşırtıyordu.
"Ayrıca evinde not buluyorsun." Kendi yönüne doğru olan kağıdı bana çevirip elindeki kalemi daha sıkı tuttu ve yan tarafımda oturan Ryujin'e kaş göz yaparak sandalyeleri değiştirdiler. "Lütfen diyeceklerimden kızma olur Chaeyoung. Bunlar sadece düşüncelerim."
Lisa'nın utana sıkıla ses çıkarması, istemsizce tek kaşımı kaldırmama sebep olmuştu. Ne söyleyebilirdi ki?
"Bak. Bu kişi Jungkook olabilir mi?"
"Saçmalama!"
"Ya hayır lütfen yanlış anlama. Sadece... JJ dediği Jeon Jungkook'un baş harfleri olabilir. Ayrıca, yatak odasına başka kim not bırakabilir ki?" Elindeki kalemi bırakıp, sıcacık elleriyle ellerimi tutarken samimi bir şekilde gülümsedi.
"Bak. Şuan bütün olasılıklara bakmamız lazım. Zaten ben de Jungkook yazmıştır demedim ki. Sadece bir olasılık."
Şaşkınlık kaplanan gözlerimi kırpıştırıp şuan gerçekten böyle bir şey yaşıyor muyum diye düşünüyordum. Resmen Lisa, bu olayları Jungkook'a bağlıyordu.
"Demek istediğin, Ji-Young'u Jungkook mü öldürdü yani?"
"Ne? Tanrım ben öyle bir şey der miyim saçmalama Chaeyoung."
"Asıl sen saçmalama! Şuan bana bu olanların Jungkook'la bağlantılı olduğunu söylüyorsun! Jungkook onun babasıydı."
"Hayır-"
"Hayır Lisa. Daha fazla dinlemek istemiyorum."
"O senin çocuğunsa, benim de yeğenimdi Chaeyoung! Sana, bize, hepimize yardım etmeye çalışıyorum sadece! Hiç kimseye düşmanlığın yokken, oğlunun öldürülmesi çok saçma bir gerçek olduğu için bütün olasılıkları gözden geçirmemiz gerekmez mi! Bu hayatta insanlar hep en güvendiği kişilerden kazık yiyiyor! Şimdi 'o benim yakınım' mantığını bırakıp, bütün delillerle bir mantık yürütmeye ne dersin!"
"Hey hey Lisa ve Chaeyoung. Tartışmasanız mı artık bakın herkes bize bakıyor."
Jennie ve Ryujin'in ayırmaya çalışmasını göz ardı edip Lisa gibi ayağa kalktım. Benden böyle bir şey istemesi çok saçmaydı. Jungkook'un en yakın arkadaşı olarak, kendisinin bile böyle bir şey düşünmesi çok saçmaydı.
"Bunun mantığı olmaz Lisa. Babasının böyle bir şey yapmasına inanabiliyor musun gerçekten de? Ne yani? Jungkook'un, Ji-Young'a gösterdiği bütün sevgi dolu hareketleri sahte miydi?"
"Bu beni ilgilendirmiyor. Ben şuan kanıtlara bakarak konuşuyorum. Jungkook'un sırlarını sen bile anonim hesaptan öğreniyorsun! Bu da kendi kocanın sana söylemesi yerine, anonim hesap açacak bir korkağa söylediği anlaşılmıyor mu?"
Lisa'nın yüzüme karşı bağıra bağıra konuşmasıyla neye uğradığımı şaşırmıştım. Kafam allak bullak olmuştu. Onun, Ji-Young'a beslediği her şey yalan mıydı yani? Jungkook öyle bir şey yapmazdı. Bunu biliyordum ve ona güveniyordum.
Başıma ağrılar saplanmaya başlamıştı. Ya Lisa doğru söylüyor olsaydı. Ben bunun ağırlığını nasıl kaldırabilirdim? Ama Lisa bu konuda hatalıydı.
"Chaeyoung?" Ryujin de bizim gibi ayağa kalkıp omzumı desteklercesine sıktı. Daha bugün tanışmamıza rağmen, az önce ona aşırı ısınmıştım. "İyi misin?"
"İyiyim. Geç oldu eve gidiyorum ben." Çantamı omzuma taktıktan sonra Lisa'yı es geçerek masadaki herkese gülümseyip kafeden arkama bakmadan çıkmıştım. Lisa'ya kırılmıştım. Jungkook'un öyle bir şey yaptığını düşünerek çok büyük hata etmişti.
Karanlık sokaklarda ilerlerken telefonumun titremesiyle çantamı açacaktım ki vazgeçip evde açma gereği duymuştum. Seul'de gece saatleri hırsızlık çok fazla oluyordu ve özellikle elimde telefonla ara sokaklardan gitmek pek mantıklı gelmiyordu.
Bir süre sessizce ayak adımlarımı dinleyerek yürüdükten sonra evin önüne gelmemle durdum ve çantamdan anahtarımı çıkardım. Jungkook'la muhattap olmak istemiyordum. Sadece Lisa değil, Jungkook'da kırmıştı beni.
Anahtarı kapı deliğine sokarak sessizce kapıyı açtım. Kapıyı seslice açarak Jungkook'un sorgular bakışlarına maruz kalmak istemiyordum. Bu yüzden sessizce girip onu yanıma getirmesem iyi olurdu.
Çantamı askılığa asıp koridorun lambasını açtım. Aklıma telefonuma gelen mesaj sesi gelmişti. Hızla askılıktan çantamı tekrar alarak telefonumu çıkardım ve parmaklarımla kilidini açtım. Okuduğum mesajla kaşlarımı istemsizce çatmıştım.
+82 XX XXXX YYYY: Terket buraları
+82 XX XXXX YYYY: Yoksa sadece sevdiklerinin değil, seninde başına bir şeyler gelecek
+82 XX XXXX YYYY: Ve ben, sadece yine uzaktan izleyebileceğim.
+82 XX XXXX YYYY: Ama bu sefer hiç yaşamadığım şekilde
***
Beğendiyseniz votelerinizle destek olmayı unutmayın lütfen❤
Yeni bölüme hoşgeldiniz. Kurgu hakkında düşüncelerinizi, fikirlerinizi ya da şöyle olsa daha iyi olur dediğiniz her şeyi yazabilirsiniz. Çekinmeden.
Sizcee Lisa mı haklı, yoksa Chaeyoung mu? Bir de neden haklı onu da söylerseniz sevinirim.
Bir de bizim şu JJ son anda ne demek istedi acabaa?
Tabi tek bunlarla konuşmayalım mesela muhabbet de edebiliriz. Okulunuz nasıl gidiyor?
Eğer canınız sıkılırsa bana yazabilirsiniz. Benimde sıkılıyor sürekli. Muhabbet falan ederiz❤
Neyse artık çok yazdım kendinize çok iyi bakın. Maskenizi takın, mesafenizi koruyun. Korona her geçen gün artıyor. Lütfen dikkat edin korona olmayın. Sizleri çok seviyorum ve koccaman öpüyorum. ❤
~Roseline
ŞİMDİ OKUDUĞUN
retrouvailles ❧ Rosékook
FanficJungkook, oğlunun ölmesinde eşi Roseanne'i suçluyordu. [rsk] family fanfiction [Devam ediyor] Yooxies_Is_Roseline |2021|