retrouvailles ❧ Rosékook

Bölüm 15

-düzenlendi-

Rosékook seven arkadaşlarınızı etiketleyebilir misiniz❤

7K okunma ve 1K vote için çok ama çok teşekkür ediyorum. İyi okumalar❤

***

"Chaeyoung. Uyan hayatım kahvaltı hazır."

Lisa'nın dürtmeleriyle açılmamak için kararlı gözlerimi aralayıp karşımdaki kıza baktım. Saat sabah saatleri olmalıydı. Çünkü karşımdaki koltuğa doğru vuran güneş, saatin daha erken olduğunu kanıtlıyordu.

"İlk seslenmemle uyandın cidden. Bana da öğretmelisin bu kadar hızlı uyanmayı."

Uyku halinin verdiği şeyle Lisa'nın dediklerini anlamdırmaya çalıştım. Tabi ya, ben dün gece Lisa'nın evinde kalmıştım değil mi?

"Günaydın."

"Günaydın tatlım. Kahvaltı hazır."

Kafamla onaylayarak yattığım koltukta oturma pozisyonuna gelip gözlerimi ovaladım. O kadar çok uykum vardı ki, şuan tek istediğim uyuyup saatlerce huzurla dinlenmekti.

"Keşke daha erken uyandırsaydın. Birlikte hazırlardık."

"Hah aynen bende sana hazırlaman için izin verirdim değil mi? Keyfine baksana kızım burada."

Gülümseyerek ayağa kalktım ve dağılmış saçlarımı arkama atarak banyoya doğru ilerlemeye başladım. Lisa'nın ailesi Tayland'da yaşadığı için Lisa burada kendi kendine yaşayabileceği büyük bir ev tutmuştu ve üç yıldır tek başına burada yaşıyordu.

Lavobaya girip bütün işlerimi hallettikten sonra yüzümü yıkayarak uykumu açtığıma emin oldum ve mutfaktan gelen seslerle Lisa'nın yanına gittim.

"Sen kahvaltı hazırlamayı biliyor muydun?"

"Yok artık." Elindeki bıçağı kenara koyarak şaşkınca bana döndü. "Yeteneksizim diyordum ama bu kadar da yeteneksiz değilim."

Kıkırdayarak kafamla onayladım ve tabağın içindeki dilimlenmiş domateslerden bir tanesini ağzıma attım. O sırada Lisa hala tabakları koymaya çalışıyordu.

"Sen niye dışarı çıktığın kıyafetlerlesin?"

"Ya ben kahvaltı pek yapmıyorum biliyorsun. Yapmayınca da haliyle evde malzeme yoktu. Sabah erkenden kalkıp markete gittim. Tabi sadece kahvaltılık almadım." Sırıtarak mutfağın en köşesindeki dolabı açıp bana gösterdi. "Bu gece seni mutlu etme gecemiz. Bu gece eğleneceğiz ve hep güleceğiz tamam mı?"

"Tamam."

Kıkırdamama engel olamamıştım ki Lisa'da benimle birlikte gülünce kıkırdamam daha sesli bir hal almıştı. Böyle bir zamanda beni mutlu etmeyi başarıyordu ya...

"Ben kahvaltıyı hazırlıyorum zaten. Sen salona geçip televizyon izleyebilirsin. Ayrıca istersen kahvaltımızı televizyonun önünde de yapabiliriz."

"Yok yok. Ben geçiyorum o zaman içeri."

Lisa'yı mutfakta bırakıp salona doğru adımlarken aklıma telefonumun gelmesiyle istemsizce elimi cebime götürdüm. Ama yeni uyanmıştım zaten. Telefon cebimde ne gezsin?

Salona geçip etrafıma bakınırken telefonumun gözüme çarpmasıyla elime alıp baktım. Dün gece sırf kimse aramasın diye kapatıp buraya bırakmıştım. 

Telefonumun açılmasını beklerken elime kumandayı alıp televizyonu açtım. Sabah programlarını gerçekten seviyordum. Jungkook genelde bu saatlerde işte olduğu için evde tek başıma yapacak bir şey bulamadığımda sabah programları izlerdim sürekli. Sıkıla sıkıla izlediğim şeyleri o kadar çok izlemiştim ki, artık bayılıyordum.