-düzenlendi-
Neredeyse bir günde 1K okunuyoruz. Bir okunma bile ne kadar çok sevindiriyor beni anlatamam. Ayrıca rosekook, rosegguk ve chaekook etiketlerinde 1.yiiiiizzz. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Ben yeni bir yazar sayılırım. Galiba Haziran aylarında başlamıştım. Bu kadar fazla okunacağını bilmiyordum vallahi çok teşekkür ederim siz aşksınız siz balsınız❤
İyi okumalar❤
***
"Bak. Her şeyi unut tamam mı?"
Karşımdaki kişinin gözlerinden alevler fışkırıyordu. Son söylediğim sözle havaya doğru kahkaha fırlatırken, bir yandan da son gücüyle bedenimi geriye ittirdi. Yüzündeki öfkeyi çok net bir şekilde görebiliyordum.
"Hah! Seni adi köpek!"
Karşımdaki kişiyi anlayışla karşılamam gerektiğini bildiğim için dediği şeylere sesimi çıkarmadan kolundan sakince tuttum. Umarım bizi kimse görmezdi.
"Anlamanı beklemiyordum zaten. Ama senden tek bir ricam var." Etrafıma bakındıktan sonra karşımdaki kişiye bir adım daha da yaklaştım. "Chaeyoung'un bundan haberi olmayacak."
***
+82 XX XXXX YYYY: Selam Chaeyoung
Siz: Kimsiniz
+82 XX XXXX YYYY: Benim
Siz: Hadi canım
Siz: Hemen tanıdım sizi
+82 XX XXXX YYYY: JJ
Siz: Yine mi sen?
Siz: Rahat bırak artık bizi
+82 XX XXXX YYYY: Bakıyorum da, konu ilgini çekmemiş
Siz: ?
+82 XX XXXX YYYY: Oğluna kim bunu yaptı merak etmiyor musun?
Siz: Kimin yaptığını biliyor musun?
+82 XX XXXX YYYY: Evet, biliyorum
Siz: O zaman sen söyle
Siz: Şuan bir hikayede ya da filmde değiliz JJ
Siz: Şuan söz konusu benim oğlum ve sen oğlumun başına ne geldiğini biliyorsun
+82 XX XXXX YYYY: Bak elimde olsa söylerdim tamam mı?
+82 XX XXXX YYYY: Söylemeyeceğime emin olmalısın
+82 XX XXXX YYYY: Şimdi git ve eşinle bu konuyu konuş
+82 XX XXXX YYYY: Bilmen gereken çok fazla şey var.
***
"Chae? Müsait misin?"
Kulağımdaki telefonu kulağım ve omzum arasında sıkıştırıp elimdeki kabı karıştırmaya devam ettim. "Yemek yapıyorum. Jungkook birazdan evde olur."
Sabah saatlerinde Lisa'yla saçlarını boyamak amacıyla mağaza mağaza dolaşmış, istediği siyah rengini bulmuş, ayriyetten saçımı kırmızıya boyamam için bir saat yalvarmıştı. Saatlerdir dışarıda dolaştığımız için evdeki hiçbir işi yapamamıştım. Bütün bulaşıklar ve yemekler akşama biriktiği için rahatla salona geçip dizimi izleyememiştim.
"Tamam o zaman."
"Neden sormuştun Jennie?"
"Pek bir nedeni yoktu. Jisoo'yla kafeye gidelim diye düşünmüştü Lisa. İstersen sende gel diyecektim."
Kabı karıştırırken çalan kapının sesiyle kabı mutfak tezgahına koydum. "Üzgünüm Jennie. Bugün gelemem." Çünkü Jungkook'la konuşacağım bir konu var.
"Peki o zaman sen bilirsin."
"Kapı çalıyor Jennie. Kapatmam lazım size iyi eğlenceler."
Kapıya doğru ilerlerken telefonun karşı tarafından onaylayan mırıltılar çıkarıyordu. "Tamam hayatım. Görüşürüz."
Telefonu Jennie'nin suratına kapayıp kapıyı açtım ve yorgun bakışlarla bana bakan Jungkook'a kısa bir bakış attım. "Hoşgeldin."
Kenara çekilmemle içeri girdi ve elindeki iş çantasını yere koyarak yan tarafındaki askılığa koymak için ceketini çıkardı. "Hoşbuldum."
Ceketini astıktan sonra üstünü değiştirmek için yukarı çıkacaktı ki, onu kolumla durdurdum sesimi ciddi bir ton yaparken. "Bekle burada. Seninle bir şey konuşacağım."
"Üstümi değiştirip-"
"Hayır Jungkook! Şimdi tam burada, seninle önemli bir konu konuşacağım!"
Bıkkınca bana bakıp derin bir nefes aldı ve hızla koltuğa oturup beni dinlemeye başladı. O sırada, bende cebimdeki buruşmuş kağıdı çıkarıyordum.
"Seninle...Ji-Young hakkında konuşacağım."
Jungkook'un bakışlarının sertleştiğini gördüğümde işaret parmağımı ona doğru kaldırıp sağa sola 'hayır' anlamında salladım. "Sakın. Konuşma."
Elimdeki kağıdı derin bir nefes alarak ona doğru tuttum. "Bunu... sen mi yazdın?"
Bakışları gözlerimden kağıda doğru kaydığında kaşlarını çattı ve parmaklarımın arasında olan kağıdı eline aldı. "Nereden buldun bunu?"
"Yatak odasında gardırobun üstünde."
Kağıda daha dikkatli bakarken sağını solunu çevirip yine bana baktı. "Bu notu ben yazmadım."
O sırada kaşlarımı çatma sırası bana gelmişti. O da yazmadıysa, kim yazabilirdi ki?
Telefonumdaki anonimi göstermek amacıyla telefonumu cebimden çıkaracaktım ki, Jungkook'un söylediği sözle olduğum yerde çakıldım.
"Sen yazmış olmayasın?"
Gözlerimi büyültüp cebimde çıkmasına yarım kalmış telefonumu bırakıp şaşkınca Jungkook'a döndüm. "Nasıl yani?"
"Yatak odasına bizden başka kimse girmez. Ben de yazmadığıma göre?"
"Sen ne saçmalıyorsun! Niye böyle bir şey yapayım!"
"Sürekli konuyu açıyorsun. Kendini suçlu göstermemek için böyle bir şey yapmış olmayasın?"
Sinirle ayağa kalkıp Jungkook'un elindeki kağıdı hışımla aldım. "Bana böyle bir şey söylediğin için beni suçlamak yerine kendini suçlamalısın Jungkook."
Hışımla salondan çıkarak merdivenlerden yukarı çıktım ve yatak odasının kapısını son gücümle kapattım. Ona ne olmuştu böyle? Bu kadar saçmalamasını beklemek yerine, bana destek olup sarılacağını düşünmüştüm.
***
Beğendiyseniz votelemeyi unutmayın lütfen.❤
Kendinize çok iyi bakın. Sizleri çok seviyorum ve okula giden herkese de iyi dersler diliyoruum❤
~Roseline
ŞİMDİ OKUDUĞUN
retrouvailles ❧ Rosékook
Fiksi PenggemarJungkook, oğlunun ölmesinde eşi Roseanne'i suçluyordu. [rsk] family fanfiction [Devam ediyor] Yooxies_Is_Roseline |2021|