Bölüm 25

1.6K 175 139
                                    

-düzenlendi-

İyi okumalar❤️

***

"Gerçekten, hiç gerek yoktu Chae."

Elimde tuttukça daha ağırlaştığını hissettiğim poşetleri Jisoo'nun mutfağının masasına zorla koydum. "Olur mu öyle şey. Mi Cha ve Yoora'nın çikolata sevdiğini biliyordum. Gelirken almak istedim."

Jisoo gülümseyerek kalçasını mutfak tezgahından kaldırdı ve yanıma gelerek sıkı sıkı sarıldı. Böyle toparlanmış gözükmesi beni de sevindiriyordu.

"Teşekkür ederiz o zaman. Yoora görünce çok sevinecek."

"Sahi? O ne zaman gelecek?"

Benden ayrılıp kapının üstünde saate baktı ve birkaç hesaplama yaptı. "10 dakika içinde okuldan gelir. Servis getirip götürdüğü için pek fazla hesaplamıyorum."

Gülümseyerek kafamla onayladım ve mutfağın kapısının oraya geldim. "Mi Cha'yı görebilir miyim?"

"Tabiki. Biraz ateşi vardı diye ilaç içirdim. İlacın etkisiyle uyuya kaldı."

Jisoo'nun mutfaktan çıkmasıyla peşinden gittim ve üst kata, merdivenlere çıkmaya başladım. Az önce gelmiştim buraya. Biraz da arabadan inip yol yürüdüğüm için, hemen oturacak bir yerler kestirmeye çalışıyordum gözlerimle.

Jisoo bir odaya girip kapıyı açtıktan sonra sessizce peşinden geldim ve kapıyı kapattım. Mi Cha, Ji-Young'dan sadece birkaç ay büyüktü. Tahminlerime göre şuan 2 yaşına girmesine çok az kalmıştı.

Sessizce yanına gidip yatağın içinde, alnında beyaz ve ıslak olan örtüye sarınmış küçük güzelliğe baktım. Jisoo'nun küçültülmüş versiyonu gibiydi. 

"Çok tatlı."

Jisoo gülümseyerek yatağın köşesine oturdu ve alnındaki örtüyü çekip eliyle ateşine baktı. "Evet. Yaramazken hiç tatlı olmuyor ama."

Sessizce gülerek bende diğer yanına gittim ve elimle yanağına baktım. "Ateşi biraz fazla mı var bana mı öyle geldi."

"Hayır. Daha fazlaydı. Biraz daha düşmüş."

Sessizce Mi Cha'ya bakarken bir yandan da düşüncelerime engel olamıyordum. Ji-Young yaşasaydı, şuan Mi Cha'dan biraz daha küçük olacaktı. 

"Jungkook'la aranız nasıl? Barıştınız değil mi?"

Düşüncelerimden, bana merakla bakan Jisoo sayesinde kurtulmuştum. Onunla taşınma konusunu konuşmaya gelmiştim değil mi?

"Bilmem. Pek eskisi kadar yakın değiliz."

"Eskisi kadar?"

"Yani..." Kafamı eğip Mi Cha'nın saçlarını okşamaya başladım. "İlk evlendiğimiz günlerdeki gibi."

"Onunla gerçekten barışmak istemiyor musun Chae? Küçük bir sır yüzünden aranız bozulmasın lütfen."

"Evet ama-"

Sesim, kapının çalma sesiyle bölündüğüne bir kez daha Tanrı'ya teşekkür etmiştim. Konuşmak elbette rahatlatıyordu ama bu her seferinde Jungkook'la küs olduğumuzu yüzüme vuruyordu. 

"Ah. Yoora gelmiş olmalı. Ben gidip bakayım."

Jisoo'nun karnını tutarak yavaşça kalkmasıyla olduğum yerden kalkıp omuzlarını tuttum. "Bekle ben açarım."

Jisoo'yu oturtturduktan sonra hızla koridora çıktım ve merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Yoora gelmiş olmalıydı.

Merdivenlerden hızlıca aşağı inerek Yoora'yı daha fazla bekletmemek adına kapıya doğru ilerledim ve kapıyı sonuna kadar açtım.

retrouvailles ❧ RosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin