Vazgeçmek

81 60 111
                                    

Mert'in anlatımı.

Özgürlük nedir? Mutlulukla eş değer mi? Ne zaman özgür olur insan? Tüm zincirlerini kırıp attığı zaman mı? Bu mudur özgürlük? Bu kadar basit mi? Seni bağlayan her şeyden kurtulduğun zaman özgür olur musun? Mümkün mü tüm zincirlerden kurtulmak. Seni bağlı kılan her şeyden kurtulabilir misin atacağın tek adımda?

Hiçbir şey bu kadar kolay değil. Öyle derin ki, özgürlük kelimelerle ifade edemezsin. Ve bir insan hiçbir zaman tam olarak özgür olamaz. Bazı insanlar tutsaklığı hapishane olarak nitelendiriyor. Unutuyorlar asıl tutsaklığın kendi beyninin içinin olmasını. Insan ilk kendine tutsak kalır. Kendini düşüncelerine hapis kılar.

Hiçbir şey bu kadar kolay değil. Öyle derin ki, özgürlük kelimelerle ifade edemezsin. Ve bir insan hiçbir zaman tam olarak özgür olamaz. Bazı insanlar tutsaklığı hapishane olarak nitelendiriyor. Unutuyorlar asıl tutsaklığın kendi beyninin içinin olmasını. Insan ilk kendine tutsak kalır. Kendini düşüncelerine hapis kılar.

Unutur özgürlüğün ne demek olduğunu. Düşünceleri o kadarfazlalaşır ki, kendi içinde kaybolduğunun farkında olmaz. Git gide dibe batar,her gün biraz daha kaybeder yaşamaya olan inancını. Biraz daha karamsarlığakapılır. Ve böylece bir uçurumun eşiğinden kendini bırakır. O uçuruma kendikendini sürüklediğini bile anlamaz. Tek suçlu hayat olur.Asıl özgürlük mutlulukta saklıdır. Insan mutluysa özgürdür.Yarına umudu varsa özgürdür. Yaşamaya olan küçük bir sevgisi varsa özgürdür. Hasevmek dediysem bir şeye bağlı kalmayı düşünmeyin. Bağlılık en büyüktutsaklıktır. Bir çiçeği, bir eşyayı seversiniz. Kaybettiğiniz zamankendinizden bir parçayı kaybettiğinizi düşünüyorsanız, kendizi tutsakkılmışsınızdır. Bağlı kalmamalı hiçbir şeye. Her an kaybedeceğini bilereksevmeli. Yokluğuna varlığından daha çok alıştırmalı kendini. Ve umudu bilmeli. Ağlamayı bilmeli. Nefes almayıbildiği kadar nefes vermeyi de bilmeli. Işte asıl özgürlük kendi beynindekihapisten kurtulduğunuz zaman başlar. Şimdiye kadar kendimi tutsak kılmıştım. En kötüsü defarkında bile değildim. Bir çok şeyin yeni yeni farkına varıyorum. Kendimiacıya o kadar kapatmışım ki, mutluluğun farkında bile değilim. Hayatımda birçok şey değişti. Ben değiştim. Büyüdüm. Ailemden bir çok kişiyi kaybettim. Yeniinsanları aileme aldım. Ve bunların hiçbirisini farkında olarak yapmadım.Bir küçük kız girdi hayatıma. Meğer hayatımdaymışta benfarketmemişim. Uçurumdan atladığı gün haberim oldu. Belki de erken haberimolsaydı benim için bu kadar değerli olmazdı. Beni böyle kendime getirmezdi.Düştüğüm anlarda ayağa kalkma gücüm olmazdı. Bense, onu kaldırmak yerine dahada düşmesine sebep oldum. Bir söz verdim kendime 'Düştüğün yerden birliktekalkacağız' diye. Yeni bir güne umutla başlamak güzel. Içimde kıpır kıpırbeni harekete geçiren bir his var. Sanırım sebebi küçük kızın kim oluğunubilmem. Üzerimi değiştirmek için dolaba ilerlediğim de, anaannem seslendi. Bir şeyoldu korkusuyla merdivenlerden hızla indiğim de kapı önündeydi. Yerde birkitap, bir defter vardı. Defteri elime aldığım da yazıyı tanımıştım. Oydu.Etrafıma baktığım da yoktu. Bırakıp gitmiş, ama neden?"Oğlum ne demek bu?" Gidiyor demek. Vazgeçti demek."Kimin getirdiğini gördün mü?" Gitme küçük kız. Sana geçkalmadan gitme."Yok oğlum görmedim. Kapıyı açtığım da yerdeydi. Hemen senisesledim." "Tamam anaanne. Üşüme geç içeri." Kapı eşiğine oturararksayfaları çevirdim. Yeni yazılmadığı üzerindeki tarihlerden belli. Ilksayfaları okumadan son sayfaya geldim. Eğer gidiyorsa, yazmıştır. Yanılmadım."Merhaba sevdiğim. Kalbim yine dinlemedi beni. Yine seniniçin atıyor. Ve kalem de dinlemedi. Sana veda mektubu yazmama izin vermedi.Tutuldu. Aşkını haykıran bir kalem veda satırları yazamaz ki. Yazmama izinvermedi de. O yüzden sana veda etmiyorum. Yine içimden geçenleri son defasatırlara döküyorum.Rahatsız etmeyeceğim artık seni. Gidiyorum. Yıllarca kaçıpgitmek istedim. Önce reşit olmamı bekledim. Çocukluk aklı ya, kendi kararlarımıkendimin alacağını sanıyordum. Öyle değilmiş meğer. Sen ne kadar istesen de,bazı şeylere engel olamıyormuşsun. Bu son satırlarım diye, içimde biriken tümacıları anlatmak istedim. Boşboğazlığımı mazur gör. Ne diyordum? Ha gitmek. Şimdiye kadar hiçbir şey kolayolmadı. Öyle mutluluk dolu geçen çocukluğum da olmadı. Ben aynı gün anne vebabamı kaybettim. Büyük bir yanlış anlama beni her ikisinden mahrum bıraktı.Babam dinlemedi annemi. Bana öldü dedi. Ne kadar kolay değil mi bir çocuğa sevdiğibirisinin öldü haberini vermek? Yaşarken bir insanı öldürmek? Kolaymış meğer.Babam üçümüzü de öldürdü. Benim çocukluğumu, annemingüvenini, kendisinin olmayan aşkını. Bir çocuk ailesiyle büyümek ister ya, benbabamdan korktuğum için onun yanında kalmak istemedim. Aynı masaya oturmadımyıllarca. Beni kül eden adamı görmek istemedim. Kaçtım hep. Aynı havayısolumamak için bahaneler ürettim yıllarca. Kendi karanlığımda mutluluk ışığımyoktu. Ben yeni yeni anlıyorum mutluluğun ne olduğunu. Annemi buldum. Bunu yüzüne bakarak söylemek ve mutluluktanboynuna sarılmak isterdim. Nasıl hüznümü sana anlattıysam, mutluluğumu da ilkseninle paylaşmak isterdim. Babamın onca yaptığına rağmen beni hala seviyor.Hiç vazgeçmemiş. Şimdi gidebiliyorsam onun sayesinde. Bir yanım hüznün en koyutonunu yaşıyor, diğer yanım uçsuz bucaksız mutlulukta. Zormuş veda etmek. Şimdiye kadar veda etmedim ben. Sevmedimvedaları. Belki de bu yüzdendir senden vazgeçemeyişim. Her veda edişim de yenidensen de buldum kendimi. Yeniden sana yazerken. O yüzden sana bırakıyorum budefteri. Tam iki yıl var satırlarda. Bir iki yıl daha ekleyecektim ama olmadı.Erken vermem gerekti. Kendini bir de benden öğren.

MenfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin