Her insan kalbinin esiridir. Bir kere kalbe sevda ateşi düşmüşse, kendi ateşinde kavrulur insan. Görmeden dokunmadan sevmek...
O kadar zor ki, sevdiğini söyleyememek...
Biliyor musun Deniz, ben onun beni sevmeyeceğini bile bile sevdim.
Ve gidiyoru...
Yalnız gelirsin bu hayata. Elinden tutan birisinin varlığını hissederek. Görmezsin, duymazsın önce. Ta ki canın yanana kadar. O zaman anlarsın sana uzanan bir elin var olduğunu. Düştüğün zaman sana ilk onun koştuğunu. Seninle birlikte ağladığını. Canın yanmadan yanında olanı göremezsin. Öyle kutsaldır ki, ismini bile söylemekten çekinirsin. İncinir diye. Kim mi o? 'Anne'
Seni ayakta tutan tek kişi. Adım atacak gücünüz kalmadığı zaman sizden önce ayağa kalkıp elinizden tutar. Sizin için uçurumlara yürür, cennete koşar gibi adım atar sizin yerinize. Bin parçaya ayrılır, sizin gözünüzden tek damla düşmesin diye yüzünde melekleri kıskandıracak tebessüm oluşur.
Zamanla tüketirsiniz onu. Önce rahmine düşürek can bulursunuz, onun canından bir parçayı kopartarak. Kemikleri kırılırcasına acı çeker sizin için ama of bile demez. Size olan sevgisi o kadar büyük ki, sizin için aç kalır, uykusuz kalır, bakımsız kalır sesini dahi çıkarmaz. Yüzünüzde oluşan gülümseme onu sizden daha çok mutlu eder.
Canınız yanar, gözünüzden yaş akar. Oysa anne sizden önce ağlar. Kalbine akan kan damlalarında boğulur. Sizin için yüzüne tebessüm bırakır. Üzülmeyin diye gözyaşlarınızı siler. Sizin için ağlar ama size belli etmez. Mutluluğunuz için kendini paramparça eder ama mutluluğu kendine çok görür. Benim tanıdığım anneler böyleydi.
Ben annesiz büyüdüm. Yokluğunu hep hissettim. Evet halam destek oldu ama annem değildi. 5 yaşındaki bir çocuk ölümün ne demek olduğunu bilmiyordu. Hep dönecek sanırdım. Halama sorardım,'Neden gelmiyor?' diye. Çok sonra anladım. Ama meğer o da büyük bir yalanmış. Belki de bütün hayatım yalan.
Kendime o kadar dönmüşüm ki, sevdiğim adamın aynı acıları çektiğini anlamamışım. O şiiri alelade seçmediğinin farkındaydım. 'Büyük göç'ün başka bir anlamı var onun için. Yaralarını ilk defa açık gösterdiği bir anlam. Ve ben yine soramayacak kadar korkak.
Eşyalarımı toparlayıp çıktım. Hala oturuyordu. Acılarıyla yalnız bıraktım ne kadar istemesem de. Merdivenlere geldiğim zaman dalgınlıktan yuvarlanacaktım. Birisi kolumdan çekti ama kim? Kalbim korkudan mı bu kadar hızlı atıyor? Arkamı döndüğüm zaman neden hızlı attığını anladım. Kolumdan tutan oydu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ben toprak gözlerine dalmışken, ne dediğini anlayamamıştım. Kendime gelip kekeleyerek cevap verdim. Biraz daha öyle kalırsam sarılmaktan korkarcasına hızla uzaklaştım. Kendime yenileceğimin o kadar farkındayım ki. Benimen güzel yenilgimsin bayım. Az önce düşme tehlikesi atlatan ben, koşarak iniyordum merdivenleri. Düşme ihtimali umrumda bile değildi.
O hızla nasıl eve geldim hala anlamış değilim. Halam evde olmayacaktı bu gün. Asaf'la misafirliğe gidecekti. Ne kadar beni de götürmek istese de, redd ettim.Aile yemeğinde benim yerim yok. Yabancıyım ben onlara. Fazlalık olamam birbaşkasına. Sessizliğin sesini dinlemeyi özlediğimi farkettim. Ben kapıyı açmadan kapı açıldı. Yalnızlık demiştim değil mi?