29.BÖLÜM🔥

62.1K 1.9K 102
                                    

Leyla

Kızlarla kol kola girmiş kasabadaki dükkanları turluyorduk. Köyde Esma'dan sonra anlaşabildiğim iki kızdı Şeyma Ve Zeynep. Köyün öğretmenleriydi ikisi de. İyi kızlardı.. birkaç parça üst aldıktan sonra köye dönen arabalara binecekken Şeyma dürtüklemişti kolumuzu.

"Ay kızlar şu dükkana uğrayalım mı bi?"

Karşı caddedeki dükkanı işaret ediyordu .

"Uğrayalım da .. pek bir heyecanlandın hayırdır?"

Zeynepin sözleri ile ben de merakla bakmıştım Şeyma'ya.

"Hayır hayır.. hadi yürüyün anlatıcam ."

Karşıya geçerken bir yandan konuşuyordu.

"Ay köydeydi dükkanı aslında.. sonra işini büyüttü buraya taşıdı, kızlar adamı göreceksiniz .. filinta gibi ayol.. köydeyken zaman zaman denk geliyorduk bakışıyorduk baya.."

"E görelim bari şu adamı, öve öve bitiremedin."

Dükkandan içeri girdiğimde gözüme ilk çarpan şeyler mobilyalar olmuştu . Hepsi de çok güzel gözüküyordu . Misafir evi iyi hoştu da.. eşyalar dökülüyordu resmen. Hiç alışık olmadığım tarzdan döşenmişti. Kenardaki sevimli koltuk takımına doğru attım adımlarımı. Açık renkteki takımı incelerken arkadaki merdivenlerden bir ses duyulmuştu.

"Oo öğretmen hanım, hoş gelmişsiniz."

Şaşkınlıktan kaşlarım çatılmış bir vaziyette döndüm arkamı. Ali! Demek Şeymanın anlata anlata bitiremediği dükkan sahibi oydu. Ne demişti bir de? Köydeyken bakışıyoruz... Hay Allahım... bendeki dd şans işte.. Bir dd öğretmen hanım demesi yok mu. Bana da hemşire hanım diyordu utanmaz herif.. Demek herkese karşı böyleydi.

"Ah merhabalar Ali Bey.. arkadaşlarımla kasabayı turladık sizin de dükkana uğrayalım dedik."

Nasıl da cilve yapıyordu sinsi.. Vaz geçtim.. Şeyma iyi bir kız falan değil. Yolasım vardı şu anda onu! Şeymanın biten sözleri ile Ali'nin bakışları bize doğru kaymış ve gözleri gözlerimde takılı kalmıştı. Kaşlarım çatık bakmaya devam ediyordum. İlk gözlerini çeken de ben olmuştum.

"İyi yapmışsınız hanımlar, ne ikram edeyim size?"

"Bir çayınızı içeriz.."

Zeynep ve Şeyma masanın önündeki koltuklara kurulunca sap gibi ayakta kalmamak için sandalyeye oturmuştum ben de. Ali de elindeki çaylar ile gelmişti yanımıza.

"Aslında bir de ricam olucaktı sizden Ali bey... benim dolabın kapağı yine çıktı rayından . Bir halletseniz onu diyorum .."

Hah! Odasına davet mektubu yolluyordu resmen kıza bak ya..

"Olur hallederiz, yollarım elemanı yarın."

Gülmek istedim içimden. Şeymanın bozulduğu yüzünden belliydi.

"Ama birkaç iş daha var.. yani mutfak dolabının da menteşesi gıcırdıyor sürekli. Ufak çocuk anlar mı ki?"

Ali hâlâ anlamamış bir şekilde - ya da salağa yatıyordu ki bu daha yüksek ihtimal- konuştu.

"Anlar anlar ablası.. beni bile söker baştan monteler öyle zehir bir çocuk."

Ali'nin gereksiz lafına Şeyma kıkırdayarak karşılık vermişti. Haspam..

"Koltuk takımı güzelmiş, fiyatı nedir?"

Onunla muhattap olmak istemesem de böyle bir takıma ihtiyacım olduğu içim sormuştum mecburen.

"Size düz 4'e veririz, köyümüzün hemşiresisiniz.. büyük hizmet veriyorsunuz bizlere."

O laflarda bir ima mı vardı.. bana mı öyle gelmişti.. zira gözleri pek bir hırslı bakıyordu .

"Çokmuş.." diyerek geçiştirdim yalnızca. Kazandırmayacaktım bu zibidiye para.

"Eh bize müsaade.."

Şeyma istediğini bulamamış bir şekilde ayaklanmıştı yerinden. Ali efendi de kapıya kadar eşlik etmişti öğretmen hanımcığına.

"Yine beklerim.."

Köy arabalarının kalktığı durağa geçip de arabaya binecekken son anda vaz geçerek döndüm kızlara.

"Ay benim ufak bir işim kaldı. Siz geçin , ben sonraki araba ile gelirim."

"Bekleyelim istersen şekerim?"

"Yok yok, hiç gerek yok. Hadi görüşürüz.."

Kızlarla vedalaşıp arabalarının iyice uzaklaştığını gördükten sonra sinirle yeniden yürüdüm dükkana doğru. İçeri girdiğim de gözlerimiz buluşmuştu zaten. Hırslı birkaç adımda varmıştım yanına.

"Ne ahlaksız bir adammışsın sen! Utanmıyosun di mi hiç.."

"Ağır ol bakalım sarışın.. hayırdır sıkıntın ne senin?"

"Köyün hemşiresi yetmedi öğretmeni ile de uğraşıyorsun demek. Hep bir cilveler.. bir sulanmalar.. ne cins adamsın sen.."

Sinirle gülerek sıkmıştı kolumu sıkıca.

"Gözüm olsaydı eğer alttan alttan ettiği daveti havada kapar yarın giderdim kapısına.. doğru konuş."

"Hıh.. ne malum gitmeyeceğin?"

Göz kırparak baktı suratıma.

"Hayırdır? Napıcan? Seni ne ilgilendirir .."

Kolumu elinden kurtarıp göğsünden iteledim ama ne fayda..

"Gayet de ilgilendirir.. sen daha iki gün önce benim evim de, benim yatağımda bana dokundun.. şey gelmese az kalsı-"

"Ney gelmese? Nişanlın mı?"

Sözümü sinirle kesmişti. Yüzüme öfkeyle bakıyordu .

"Bak yavrum, kabul çok güzel hatunsun. Sana fena tav oldum, belli etmekten de kaçınmadım zaten. Az kalsın birbirimizin de olacaktık belki.. ama sen benim altımda nefeslenirken o herif için nişanlım dedin. Senin daha ağzın bile eski nişanlım demeye varmıyor. O yüzden seninle işim olmaz benim. Atar gider de yapma bana boşuna.."

Böyle bir karşılık asla beklemiyordum . Kafamın karışık olduğunu ve aklımın eski nişanlımda olduğunu düşünüyordu büyük ihtimal.. Demek o yüzden bozulmuştu da kaçmıştı o gün.

"Bir şey almıyorsan.. hadi selametle."

Diyerek kapıyı göstermişti bir de bana. Başka bir şey demeden çıkmıştım hemen dükkandan . Sinirle söylene söylene yürümüştüm durağa kadar olan yolu. Offf!!! Bu adam nerden girmişti benim hayatıma... Nasıl oynuyordu bu kadar dengelerimle..

Ali haklı mı sizceee yorumları bekliyorummm ❤️

KÖY İŞİ AŞK 1 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin