George: Seni o iple-
Dream George'un sözünü kesip daha yakına yaklaştı. Sırıtarak konuştu.
Dream: Bağlayacak mısın~?
George: Hayır seni şapşal, boğacağım!
Dream: hadi ama George... bir kerelik olsa da beni hiç bağlamak istemedin mi? Bu zamana kadar hep ben seni bağladım sonuçta...
Dream bileklerini George'a doğru uzattı.
Dream: Ne biliyormusun... bu oyun bitince, evde başka bir oyun oynayabiliriz. Bu sefer tüm kontrol sende olur...
George: Şuan neden bundan bahsediyorsun?
Dream: Çünkü yanlızız.
George: Bak Dream şuan içinde olduğumuz durumu kısaca özetleyeceğim. Aptal bir oyunda, kocaman bir ormanın içinde, terkedilmiş bir evin bahçesinde saklanıyoruz. Her yerde gizli kamera ile izleniyoruz. Ve senin konuştuğun şu konuya bak!
Dream: Tamam. Peki.
Dream yüzünü astı ve kafasını farklı yöne çevirdi.
George: Dream hadi ama...
Dream: ...
George: Cidden çocuk gibi küstün mü?
Dream: ...
George: Dream tam bir bebeksin-
Dream: Beni öp!
George: Ne?
Dream: Seninle ilk yakınlaştığımız gün bana dediğin buydu... ve şimdi aynısını ben diyorum, beni öp!
George: Şimdi şu durumdayken yapmak zorundamıyım?
Dream: sonsuza kadar küsmemi istemiyorsan, Evet!
George: Tamam... peki... görünüşe göre başka çağrem yok. Gel buraya.
Dream gülümseyerek George'a yaklaştı. Dudaklarını hazırladı ama George Dream'i yanağından öptü.
Dream: Hatırlatırım ben o gün bana "beni öp" dediğinde, seni dudaklarından öpmüştüm.
George: Ah tamam, peki. Eve gidince seni dudaklarından öpeceğim, ama şimdi olmaz. Tamam mı.
Dream: Söz mü?
George: Söz...
Dream: Tamam! Anlaşmayı kabul ettim ve seninle barıştım ama sözünde durmazsan tekrar küserim haberin olsun DaddyNotFound!
George: Tam bir bebeksin...
Dream sırıtarak cevap verdi.
Dream: Evet öyleyim... bir kerelik rolleri değişmekten zarar gelmez.
Dream ve George kendi.araşarında koşurken telsizden Jimmy'nin sesi duyuldu.
Telsiz: Selam avlar, şuan ben yani Jimmy konuşuyor! Oyun kurallarına göre aynı saklanma yerinde 20 dakikadan fazla zaman geçirenlerin yerlerini değiştirmeleri yani başka bir saklanma yerine saklanmaları gerekiyor. (...)
George: Kurallar arasında bize bunu hiç söylemediler.
Telsiz: Şuan yerlerini değiştirmesi gereken kişiler Sapnap, Dream ve George... Bol şans!
George: Yer değiştirmemiz gerek Dream!
Dream: Nereye saklanacağız?
George: bilmiyorum. Hadi gel etrafa bakınalım.
Dream: Tamam.
Dream ve George ayağa kalktı ve rastgele bir yöne doğru yürümeye başladılar. Bir süre sonra küçük bir ırmağın kenarına geldiler. Irmağın kenarında küçük bir kulübe vardı. Tam o kulübeye gideceklerken bir bağırma sesi duyuldu "Sizi buldum"
Uzaktan, elinde silahla birlikte Jimmy koşarak geliyordu.
Dream: GEORGE KOŞ!
George hızla diğer tarafa koşmaya başladı. Tam o sırada kulübenin yan tarafından Chris çıktı.
Chris: Hey nereye böyle George?
George: Hayır! Olamaz!
Chris, George'u kollarından tutarak yakaladı.
Dream,"Bu bir tuzaktı" die kendi kendine mırıldanırken, Jimmy'nin silahından yükselen ateş sesi ile beyaz tişörtü mavi boya ile kaplandı.
George hâlâ Chris'in elinden kurtulmaya çalışıyordu ama Chris ona çoktan kelepçeleri takmıştı bile...
Chris: Üzgünüm ama yakalandın George...
Uzaktan nefes nefese Jimmy geldi, Chris'e bir beşlik çaktı.
Jimmy: İyi plandı!
Chris: Seninkide iyi atıştı! Oradan nasıl tutturdun anlamadım...
Jimmy: Eh işte var biraz tecrübem...
Dream: G-george...
George: Özür dilerim Dream, daha hızlı olmalıydım...
Dream: H-hayır o sorun değil, sen iyi misin?
George: Evet iyiyim... S-sen?
Dream: İ-iyim ama... Ağzımda boya tadı var, yoksa ağzımda boya mı var?
George: Keşke sadece ağzında olsa...
Dream: Jimmy sen beni boyayla mı kapladın?!
Jimmy: Evet biraz öyle oldu...
Dream: Jimmy, senin yüzünden boya yedim!
George kıkırdamaya başladı.
Dream: Neye gülüyorsun..!
George: Ü-üzgüm... tamamen mavi olmuşsun. Yeşil adam artık mavi adam.
Dream: Benim acilen temizlenmek için bir havluya ihtiyacım var.
Jimmy: Oyun alanında temizlenmek için bir kaç eşya var... Hadi gidelim.
Chris; George'u, Jimmy; Dream'i tutarak oyun alanına getirdiler, geride kalan avları bulmak için tekrar büyük ormanın derinliklerine daldılar.
Dream ve George; Karl ve Wilbur'un yanına oturdular.
Karl gülmeye başladı.
Karl: Size noldu böyle!
George: Nolmuş?
Karl: Senin üzerinden tır geçmiş, sende boya kutusuna düşmüşsün gibi görünüyorsunuz!
Dream: Haha. Çok komik... sen hiç kendine baktın mı Karl? Sende tamamen boyasın...
Karl: Biliyorum ama mavi bana yakışıyor...
Karl ayağa fırladı gülerek konuşmaya başladı.
Karl: Sence de yakışmıyormu Will?
Wilbur ağaçtaki kuş yuvasını, kuşları izliyordu. Dalmıştı bu yüzden cevap vermedi.
Karl: Hey sana dedim Wilbur!
Wilbur sessizce mırıldandı.
Wilbur: Şu kuşlara bakın...
Dream: Ne var kuşlarda?
Wilbur: Anne kuş üç yavrusuna da eşit miktarda yemek veriyor. Ne kadar adaletli.
Dream: Anladım ki doğa ile iç içe olmak Wilbur'a yaramıyor. İyice kafayı yemeye başladı.
George: Wilbur'un bazen beni korkuttuğu doğru...
...
52. Bölüm sonu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒆𝒚𝒂𝒛 𝑲𝒆𝒍𝒆𝒃𝒆𝒌 - DreamNotFound / Dream x George / BL
Roman d'amourGeorge ve Dream'in Romantik, komik ve bazen üzücü hikâyesi Her şey Dream'in George'a açılmak istemesi ve evine çağırması ile başlar... Dikkat: Bu hikâyede "Boys Love" ve 18+ bölümler vardır! Bu hikâye "Dnf, DreamNotFound" shipini konu almış...