Ranboo, Tubbo'ya döndü. Ve kulağına fısıldadı.
Ranboo: Hey tubbo... Şunu sipariş et.
Tubbo: Ama bu menüdeki en pahalı yemek?
Ranboo: Evet biliyorum. Eğer ben pahalı bir şey söylemeyeceksem sen yaparsın değil mi?
Tubbo: Tommy'i çok sıkıştırmak istemiyorum.
Ranboo: Ben de, ben de... Onu seviyorum ama kendine bu kadar güvenerek bir iddiaya girdi ve kaybettiyse cezasını çekmeli, kurallar böyle değil mi? Hey hem şöyle düşün, senin gelirinin iki katını kazanıyor zaten!
Tubbo: Hayır yok öyle bir şey, nerdeyse aynı kazanıyoruz!
Ranboo: Ama "nerdeyse"
Bir anda Tommy'nin sesi duyuldu.
Tommy: Hey Tubbo, Ranboo! Ne konuşuyorsunuz fısır fısır?!
Tubbo, birden Tommy'e orta parmak kaldırdı. Tommy, yüzünü ekşitmiş bir şekilde şaşkın şaşkın Tubbo'ya bakıyordu.
Tubbo: En pahalı yemekleri söyleyeceğiz!
Tommy: Ne? Çocuklar... Hadi ama, Tubbo? R-ranboo sen de mi? Sen de mi bana acımayacaksın.
Ranboo: Üzgünüm adamım... Karnım pahalı yemekleri görünce kapılarını sonuna kadar araladı ve zil çalıyor. Beni ve karnımı affet.
Tommy: Seni ve karnını affetmiyorum Ranboo.
Karl: Tommy neden bu kadar dert ettin ki yeterince paran var?
Tommy: Hadi ama! Ben gelecek planları olan bir gencim-
George: Yeni bilgisayar hayali?
Tommy: Lütfen sözümü kesme Gogy... Bakın, yaşlı moruklar! Benim bir sürü planım var! Sadece yirmi otuz tane moruğu doyurmak için bir seferde 2.000 dolar falan harcayamam.
Punz: Yirmi otuz tane moruk dediğin gençlere, Philza hariç, bizlere yemek ısmarlayamayacak kadar fazla gelecek planın olduğu halde neden koşu yarışını kabul ettiğini düşünen bir tek ben miyim?
Tommy: Tanrım... Sadece moruk değilsiniz, siz aynı zamanda bayada aptalsınız! Size, sadece Wilbur'a yemek ısmarlayacağımı sandığımı söyledim. Böyle olcağını bilseydim... Ben- asla... asla...
Quackity: Sikseler kabul etmezdin?
Tommy: Aynen! Tam olarak söyleyeceğim şey buydu sağol Quackity. Tamrım... cidden "Quackity my beloved"
Jschlatt: Favori biramı söyleyebilir miyim?
Tommy: Ne- hayır! Ben daha- Bekle... oh ben arık 18 yaşımdayım... Zaman çok hızlı...
Jschlatt: Bu evet demek mi?
Tommy: Söyleme desem cidden söylemeyecek misin?
Jschlatt: Sanmıyorum.
Tommy: Neden soruyorsun o zaman! Söyle gitsin, ne olsa hesap full bana kitlenecek!
Jschaltt: Sağol Tommy adamsın!
Bir süre sonra herkes istediği yemeği söyledi, kimse Tommy'e acımıyordu. Çünkü iddiaya girip kaybetmenin katı kuralları bunlardı.
Herkes hayranlıkla önündeki tabaklara, söyledikleri yemeklere bakarken Ranboo kollarını birbirine bağlamış, aldırmaz bir şekilde konuşuyordu.
Ranboo: Bir keresinde Tubbo ve Tommy ile girdiğim bilgisayar oyunu üzerine olan iddiayı kaybettiğim için tamı tamına yarım saat boyunca aralıksız gıdıklanmıştım. Üstelik siz çocuklar, çok fazla gıdıklandığımda karnımın çok şiddetli ağrıdığını bildiğiniz halde sırf "İddianın katı kuralları" böyle oluğu için durmadınız! Hatırlatırım, hastanelik olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒆𝒚𝒂𝒛 𝑲𝒆𝒍𝒆𝒃𝒆𝒌 - DreamNotFound / Dream x George / BL
RomanceGeorge ve Dream'in Romantik, komik ve bazen üzücü hikâyesi Her şey Dream'in George'a açılmak istemesi ve evine çağırması ile başlar... Dikkat: Bu hikâyede "Boys Love" ve 18+ bölümler vardır! Bu hikâye "Dnf, DreamNotFound" shipini konu almış...