Bu hikâyede tek yanan ben olmamıştım! Benimle beraber Atahan da yanmıştı! Peki ne yaşamıştı? Yol boyunca aklımda sürekli bu sorular dönüp duruyordu. Engin ile konuşmamız bittikten sonra arabayı çalıştırıp evin yolunu tutmuştu. Yol boyunca aklımda sorular dönüp durmuştu. Artık ne yapacağımı nasıl düşüneceğimi kestiremiyordum. Biz nasıl bir girdaba düştük böyle aklım almıyordu! Araba durduğunda Engin'in beni eve getirdiğini anladım ama bir türlü yerimden de kımıldamıyordum. Engin'in sesini duyunca hafif irkilip Engin'e döndüm.
"Yerin rahat galiba"
Anlamayarak "hı?" Dedim.
"Geldik Zümra eğer yerin rahatsa kalabilirsin benim için hiç sorun değil" alay eder gibi söylemişti resmen ama bir yandan da sanki kafamı dağıtmak ister gibi davranıyordu.
"A şey pardon dalmışım"
"Farkettim.. evinizin ışığı yanmıyor galiba herkes uyumuş a-" Dudağımda hınzır bir gülüş oldu
"Herkesten kastın Ela mı Safiş mi?" Dedim tek kaşımı havaya kaldırarak işin içine biraz fesatlık soksam nolucak ki sanki sonuçta yabancı değildi Engin. Yuh! Adam onu mu kastetti. Sen sus be kırk yılda bir fesatlık yapasım geldi nolmuş yani hem ben geçmişte de ara da bir takılırdım Engin'e ama o hiç beni takmazdı bile ama onunla her zaman uğraşmayı seviyordum.
"Ne ima ettiğini anladım Zümra ama ben o anlamda söylemedim!" Tabi zeki adamsın sen olayı iki dakika da çaktı.
"Ya neyi söyledin?" Dedim gıcıklık vererek
"Cümlenin devamını dinleseydin onu demediğimi anlardın! Anahtarın yanında mı diye sorucaktım." Dedi gözlerimin içine bakarak. Rezil oldum. Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu kesin! rezil olmadın bebeğim yerin dibine girdin!
"Ha sen o anlamda dedin. Aman sanki bende kafa mı kaldı! Hem Safiş uyanıktır o bu saatlerde uyumaz daha"
"Tamam hadi git artık " dedi sırıtarak tabi çaktı durumu benimle alay ediyordu. Resmen kendi ellerimle yapmıştım.
"Ne sırıtıyorsun ya! İyiki bir yanlış anlaşılma oldu. Gidiyorum ben istenmediğim yerde durmam zaten" Engin hâlâ sırıtarak bakıyordu ve bu benim daha çok sinir olmama sebep oluyordu. Son bir kere yüzüne bakıp "hıh" deyip arabadan inip eve yöneldim. Adım kadar eminim ki Engin arkamdan gülüyordu. Apartmandan içeri girip merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım. Allah'tan üçüncü kattı da asansör kullanmak zorunda kalmıyordum. Sanki olsa kullanıcaksın tabiki de kullanmam! Çünkü bu binanın asansörü arada bozuluyordu. Evin kapısının önüne gelip bir kaç defa tıklatmam yeterli oldu. Çünkü üçüncü tıklatışım da Safiş kapıyı açtı. Tabi açar açmaz her zamanki gibi konuşma açılışını da yapmayı ihmal etmedi.
"Nerde kaldın kızım ya! Saat on bir oldu!" Kızgın bir sesle deyince bir an irkildim insan ilk önce bir hoşgeldin der!
"Hoşbuldum! Engin ile konuşmamız uzun sürdü biraz. Ela uyudu mu?" Engin ismini duyunca sanki gözlerinde bir ışık görür gibi oldum. En iyisi ben bunu bir rafa kaldırım daha sonra ilgilenirim
" üff! Biz o faslı çoktan geçtik canım. Evet Ela da iki saat önce uyudu" ayakkabılarımı çıkarıp elime alıp içeri girdim. Daha sonra ayakkabılarımı ayakkabılığa koydum. Odama geçip üstümdekileri çıkartıp altıma tayt giyip üzerime de t-shirt giymiştim. Çok sıcağı sevmiyordum zaten evde yeterince sıcaktı. Odadan çıkıp salona geçtiğim de safiş bilgisayarla uğraşıyordu. "Sen naptın?" Deyip kendimi koltuğa attım. Bildiğin hayvan gibi attım hafif popomda bir sızı bile hissettim yani!
Nefes alarak arkasına yaslandı. "İşte yemek yedikten sonra biraz Ela'yla oyunlar falan oynadık yani anlıyacağın baya bir coştuk hanım efendi çok yorulunca uyuycağını söyledi. Bende etrafı temizledim biraz daha sonrada işte hasta raporlarına bakıyorum ve hâlâ bakıyorum. Bir türlü bitmedi!" Dedi isyan eder gibi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRA
ChickLit"Yıllar önce beni kapıdan nasıl kovduysan şimdide seni affetmemi bekleme! Çünkü karşında seni seven bir kız çocuğu yok! Duydun mu yok!" " Yapma böyle! Tamam kabul hata ettim. Dinlemedim seni hadi anlat ne oldu anlat... Bak eğer sen anlatmazsan ben...