Atahan'ın öyle demesiyle donuk ifadeyle suratına baktım. Ne diyecektim ben bunca sene hep bunu düşündüm! Ama verecek tek bir cevap bile bulamamışken şimdi bana bu soruyu sorması.. ne diyebilirim ki?
ben... ben nasıl derim Ela'nın aslında ikizi var ama ben onu doğum da doğururken öldü nasıl derdim. Bizim oğlumuzu doğumda nasıl kaybettim derdim! Diyemezdim ki.. Ben bunun acısını atlatamadım! Kendimi geçtim Atahan bunu öğrenirse yer yüzünde taş üstünde taş bırakmazdı ki! Bütün bu olanlardan kendisini sorumlu tutacaktı! Bizim bu halde olmamızın kendisinin suçuydu! Evet bazı olaylar onun yüzüne olmuş olabilir belki beni o gün dinleseydi belki de şuan biz bu durumda olmaya bilirdik. Eğer ben şuan her şeyi anlatmaya kalksam Atahan yaşadığım bütün acılardan kendisini sorumlu tutacaktı. Ben nasıl anlatacaktım ki o zaman...
Atahan yüzüme bakıyordu. Bir şeyler anlamaya çözmeye çalışıyordu. Ben ne söyleyecektim bu adama! Evet onunda bilmeye hakkı var ama şimdi zamanı değildi ki eğer ben anlatmaya kalksam daha da derinlere inecekti. Gözlerimin içine bakıyordu. Ne diyeceğim ben şimdi aklıma hiçbir şey gelmiyordu! Sanki zaman mekan kavramı durmuştu. Gözlerimi kaçırmıştım çünkü verecek tek bir cevap bile bulamadım ya da o cesareti kendim de bulamadım.
Atahan'ın "Zümra!" Diye seslenmesiyle silkelenip sanki hafif kendime gelmiştim. Kafamı kaldırıp baktığımda çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. "Evet? Bir şeyler söylemeni bekliyorum!" Dedi yanıma gelerek.
"Iı şey B-ben" ne söyleyeceğim sırada kapı açılınca gözlerimi kapatıp derin bir nefes verdim. Gözlerimi açıp kafamı gelen kişiye çevirdiğimde erkek hemşireydi. Odaya girip "Zümra hanımın artık dinlenmesi lazım" deyip yanıma gelip seruma bakıp "ağrınız var mı?" Diye sorunca "çok hafif" dedim. "Biraz dinlenmeniz gerekli" dedi tebessüm ederek. Kafamı olumlu anlamda sallayıp kafamı Atahan'a çevirdiğim de resmen hemşireyi öldürecek gibi bakıyordu. Kıskandı ablası kıskandı. O nasıl bir bakıştır ya ama hemşire bundan hiç etkilenmiş gibi durmuyordu. Hemşire geçmiş olsun deyip odadan çıktı. Atahan gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Gözlerimi kaçırdım.
"Kaçıyosun! Benim bilmediğim neler var Zümra?" Dedi daha bir ciddileşerek
Kafamı Atahan'a çevirip sadece gözlerine baktım. Eminim şuan aklın da bin bir türlü soru vardı. Mesele soruları cevaplamak değildi ki asıl mesele soruları cevapladıktan sonra başlıyordu.
"Bakma öyle! Bir şey söyle ha şimdi ha sonra ne fark edecek!" Yalvarıyordu gözleriyle! Çok şey fark edecekti mesela katil olmanı engelliyordum. "Ben zaten her türlü öğrenicem sen söylesen de söylemesen de!" Deyip hızla odadan dışarı çıktı. Öğrenecekti kafaya koymuştu! Ne edersem edeyim asla vazgeçmiyecekti. Off off niye her şeyim zor olmak zorundaydı! Niye benimde sorunsuz bir hayatım yoktu. Neden diye bağırıp isyan etmek istiyordum!
Sırt üstü yatmış tavanı izliyordum. Üç saat olmuştu Atahan'ın gideli ne gelen vardı ne de giden can sıkıntısından patlamak üzereydim artık! İmdat diye bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. Ben uzun süre böyle boş kalamazdım ki! Telefonum nerde acaba ya da Allah bilir neredeydi.
Kapı açılma sesi duyunca doğrulup gelen kişiye baktığımda gözlerim ayrılmıştı! Levent! Levent gelmişti.
"Levent!" Dedim şaşkınlıkla hiç böyle bir şey beklemiyordum. İyi de benim burda olduğumdan nerde haberi oldu ki? Peki Atahan nerdeydi? Levent sandalyeyi alıp benim yatağımın karşısına koyup oturdu. Sadece şaşkınlıkla bakıyordum. O da aynı şekilde bana bakıyordu.
Dudaklarından dökülen ilk kelime " iyi misin?" Gözümden bir damla yaş düştü. Kafamı olumlu anlamda salladım. " Sen geldin ya daha iyiyim" dedim. Levent sadece öylece bakıyordu bundan sonra böyle mi olacaktı. Sözleri hâlâ kulağımdan çıkmıyordu! O gün hastaneye Ela'yı görmeye geldiğinde bana söylediği sözler hâlâ dün gibi aklımdaydı. Haklıydı da ne diyebilirim ki! Uykusuz görünüyordu göz altları torbalanmıştı ve gözleri kıpkırmızı olmuştu. Acaba ağlamış mıydı? Sahi kaç gün olmuştu 4 gün o kadar mı olmuştu! Bana daha fazla geliyordu. Omuzları çökmüştü. Gözlerimin içine bakıyordu ...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRA
Literatura Feminina"Yıllar önce beni kapıdan nasıl kovduysan şimdide seni affetmemi bekleme! Çünkü karşında seni seven bir kız çocuğu yok! Duydun mu yok!" " Yapma böyle! Tamam kabul hata ettim. Dinlemedim seni hadi anlat ne oldu anlat... Bak eğer sen anlatmazsan ben...