Bölüm-32

939 51 2
                                        

Medya: Leyla

Merdivenlerden aşağı inip salonun ortasında durdum. Karnımdan guruldama sesi gelince "birileri çok fena acıkmış galiba!" Atahan'ın imalı sesini duyunca hızla ona bakıp gözlerimi kıstım. "Evet acıktım ve görüyorum ki sen beni aç bırakıyorsun sen nasıl misafir perversin?" Kafasını iki yana sallayıp " buraya ilk gelişin değil Zümra ve burasıda senin evin sayıldığı için pek de misafir Perver sayılmazsın!" Deyip mutfağa yöneldi. Bende arkasından girdim mutfağa ve masanın üzerinde şahane yemekler vardı. Hemen masaya geçip oturup sarmadan bir tane ağzıma attım. " Off bunu kim yapmışsa ellerine sağlık" dedim bir tane daha alarak. O sırada Atahan da karşıma geçip oturdu "aslında bildiğin kişi yaptı biliyosun Hüseyin amca kolay kolay aşçısını hiç değiştirmez" deyip o da sarmadan bir tane alıp yemişti. "Nasıl yani menekşe abla hala burda mı çalışıyor?" Demiştim. Atahan kafasını evet anlamında sallamıştı. "Ve seninle sohbet etmek için sabırsızlanıyor da diyebilirim" tebessüm edip "bende onu çok özledim keşke gitmeseydi de sohbet etseydik biraz." Dediğim de Atahan bir şey dememiş yemekleri yemeye devam etmişti. Sessizliği bozan Atahan'ın telefonu olmuştu. "Efendim!... Herhangi bir sorun yok değil mi? Güzel ben yarın gelip bakıcam görüntülere. Ha bu arada sana dediğim işi yarın hallet" deyip telefonu kapatmıştım. Ona kim aradı dememek için zor tutuyordum. "Kasma kendini bu kadar arayan Engin iş için bir şeyler söyledi birde görüntüleri bulmuş" dedi soğuk sesiyle. "Kasmıyorum kendimi! Ayrıca görüntüleri bulmanıza sevindim peki bundan sonra ne olucak?" Derin bir nefes aldı sanırım bu konuyu benimle konuşmaktan huzursuz oluyordu. " Ben bunca zaman ailemin intikamı için bu acıları çektim ve üstelik sırf aptal bir kızı yüzünden seni de kaybettim! Elimde sadece kızım kaldı ve onu da kaybetmeyi göze alamam! Bütün deliller ve görüntü şuan avukat savcılığa götürüyor davanın tekrar açılıp bu deliller sayesinde o herif hapse girecek" dedi gergin bir şekilde. Ne diyeceğimi bilemiyordum. "Peki diğer deliller ne?"

Geriye yaslanıp " evrakta sahtecilik, adam öldürme ve kaçak malları sınırdan geçirme gibi şeyler işte yani anlayacağın artık huzur yok ona!" Gözlerindeki karartı beni ürkütmeye yetmişti. Ailesi için intikam alması onun için gerçekten soğutacak mıydı bilmiyorum.. sadece tek merak ettiğim hala aklımın bir köşelerinde tekrardan biz olabilir miydim? Ne kadar saçma değil mi bunu bir kitapta okusam belki de affetme falan derdim ama yaşayan ben olunca öyle demek pek de kolay değilmiş işte! "Ne düşünüyorsun?" Dedi suyundan bir yudum alarak. "Hiç sadece bütün bu yaşananlar çok ağır ikimiz için bilmiyorum belki de bu olaydan en çok yara aldın ama bütün olanları hazmetmeme yetmiyor işte!"
Atahan masadan kalkıp dizimin dibine çöküp ellerini ellerimi avuç içine aldı. "Bütün bunlar çektiğin acıyı değiştirmiyor ama değil mi! Oğlumuzu kaybettiğimizi değiştirmiyor belki de hayatına hiç girmemeliydim!" Dediğin gözünden bir damla yaş aktı aynı şekilde benimde elimi göz yaşını silmemek için zor tutuyordum. "Bütün bu olanlar senin suçun değil benim karşıma çıkman kader bizi birbirimize bağladı. Senin tek suçun o kızı hayatımıza alman!"
Kafasını iki yana sallayıp "yemin ederim çıkardım seni tanıdıktan sonra ama hastalıklı bir şekilde beni seveceğini bilmiyordum!" Deyip kafasını dizime yatırıp ağlamaya başladı. Ben Atahan'ın ağlayışına galiba ilk defa bu kadar görüyordum tabi uçurumdan sonra bu zamana kadar hiç ağladığını görmemiştim... İkimizde sakinleştikten sonra kalkıp şöminenin önündeki minderlere oturduk ne kadar sessiz kaldık bilmiyordum. "Ne olucak bundan sonra?" Atahan şömine'ye bakarak soru yönelttiğin de ona bakmadan "bilmiyorum. Seni affedecek miyim onu da bilmiyorum! Tek bildiğim kızımın mutluluğu" dedim.

"Affetmezsin beni dimi?" Yüzüne bakıp kafamı iki yana salladım. "Yapamam! Sen beni sonsuza kadar kaybettin Atahan kaybetmeseydin ben seni ömrümün sonuna kadar severdim... Sen bizimle bir hayat ihtimalini kaybettin" dedim gözümden yaşlar düşerek " sanırım bu da senin bize yaşattıklarının cezası!" Dedim göz yaşlarımı silerek. Atahan'ın gözünden bir damla yaş geldiğin de gözlerimi tekrar şömineye çevirdim. Derin bir nefes aldığını duydum "ikimizinde çok büyük yaraları var. Belki benimkini kimse iyileştirmez ama seninkini iyileştirmeme izin verir misin!" Kafamı ona çevirdiğimde gözlerime umutla bakıyordu. " İnsanın içinde yaralar vardır ve onu iyileştiren kişi de açan kişi olmalı! Genelde en sevdiklerimiz açar o yarayı ve açtığı yarayı başkası dikemez ki ama sen dike bilir misin bilmiyorum" bir şey demedi çünkü o da bilmiyordu belki de daha çok yara açıcaktı.

ZÜMRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin