ZÜMRA
O günün üzerinden iki gün geçmişti. Sabah dokuzda kahvaltıyı ettikten sonra safişle Ela evden geziceğiz deyip evden ayrılmışlardı. Bir kaç saat evi derleyip toparladıkdan sonra oturma odasına gidip koltuğun üzerine oturdum. Atahan aramamıştı ve Engin'e ulaşamıyordum. Ya telefonumu meşgule atıyordu yada açmıyordu bu işte bir it eniği vardı ama neyse yakında çıkar nasıl olsa kokusu. Benim anlamadığım asıl nokta Levent arayıp sormuyordu noluyo ya bu erkeklere biri ortalıkta yok diğeri telefonu açmaz öbürü her zaman arayıp sorarken iki gündür aramıyor. Evin içinde dört dönüyordum resmen hızla odama gidip telefonu elime alıp Levent'i aradım. Sol elimi belime koyup sağ ayağımla da ritim tutuyordum. Yok bu da açmıyor! "Alo?" Diye ses gelince yüksek sesle "nerdesin sen? Bu telefon neden geç açılıyor!" Levent başta sessiz kaldı "yemin ederim kulağım sağır olmadıysa bir şey bilmiyorum. Dur bir kızım ya şirkette çalışıyorum ne bu sinir?" İnanmak gelmiyordu ama Levent'in işkolik biri olduğunu çok iyi biliyordum. "Sinirli falan değilim!" Kağıt karıştırma sesleri falan geliyordu. Demek ki şirkette sende adamın günahını aldın durduk yere. "Hmm. Bende yedim sesin seni hiç ele vermiyor gerçekten Zümra" oflayara yatağa oturdum. "Sana sinirliyim. Neden iki gündür arayıp sormadın?" Dedim sitem ederek. "Toplantılarım ve birikmiş bir sürü iş vardı onları yetiştirmeye çalışıyordum. Kusura bakma Zümra kafam iki gündür çok meşgul" dedi sıkıntıyla. Kaşlarımı çatarak "neden? Ne oldu ki?" Levent de derin bir nefes almıştı " derin mevzular be Zümra hiç anlatıp da kafanı karıştırmıyayım" kaşlarımı çatarak"saçmalama istersen bunu söylemen bile saçma Levent!" Oflayarak "babam beni evlendirmek istiyor ve üstelik bana sormadan kendi kafasına göre kız bulmuş tutturdu illa seni bu kızla evlendiricem diye ne yapacağımı şaşırdım artık!" Dedi isyan ederek. Ovv bu kötü olmuş işte Levent'in babası aklına bir şey koyduysa ne yapıp edip o işi sonunda yapardı. " Allah yar ve yardımcın olsun e peki kimiş bu kız?" Beni büyük bir merak salmıştı. Derin bir nefes aldı "söylersem gülersin biliyorum. Ya Zümra işim gücüm var tutma beni!" Tam kapatacağını hissettiğimde "sakın! Eğer yüzüme kapat bu yaptığını asla unutmam! Ayrıca kim ki sen böyle kaçıyorsun benden?" Ağzının içinde bir şeyler homurdanıyordu ama bir türlü anlayamıyordum. "Gülin" bu gülin bizim gülin miydi acaba? Yok canım daha neler. "Gülin kim?"
"Gülin kim mi? Senin asistanın olan gülin. Ben yokken babamı odasına almış sohbet etmişler işte babamın da hoşuna gitmiş bana gelmiş çok hanım bir kız tam gelinim olucak kız diyor Zümra kafayı sıyırıcam artık!" Demesiyle gür bir kahkaha attım. Levent'in babasına bak sen demek benim asistan kızı beğenmiş "ayy levent gerçekten özür dilerim bunu içimde tutamazdım demek benim asistanımı beğenmiş ha vay be! E biliyor bu işi senin baban gülin kaçırılmayacak kız değil ne de olsa genç, bekar, güzel mi güzel" Levent birden yüksek sesle bağırınca hemen telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. "ZÜMRA!" Kendi kendine bir şeyler söyleyip"sakinim yaklaştır o telefonu kulağına" değince hemen kulağıma yaklaştırdım altıncı hissi kuvetliymiş herhalde ne alaka sende abarttın iyice ha olur öyle şeyler "Zümra sakın gülme zaten gerginim ya ben gidip güline ne diyeceğim tutturdu illa akşam yemeğine getir diye. Sen biliyorsun Zümra babamın inadını napıcam ben" gerçekten sesi üzgün geliyordu. İş baya ciddi "tamam sakin ol bir git güline anlat her şeyi hem gülin anlayışlı bir kız anlayacaktır." Başka yolu yoktu çünkü "bende öyle yapmayı düşünüyorum ama ya yanlış anlarsa" kafamı iki yana sallayarak"merak etme güzel bir şekilde izah et eminim seni anlayacaktır." Hem bu vesileyle belki gerçekten de seversiniz birbirinizi belli mi olur. "Off bilmiyorum yaralı serçem belki yarın uçağa atlayıp ora gelirim. Hem cadıyı görmüş olurum hemde sedef teyzemi" kaçacak yer arıyordu. İyi de nereye kadar kaçabilirdi ki babasından "olur gel beklerim hem senin cadı şuan safişle çarşı da paranın dibine vuruyorlardır" dedim gülerek "valla ikiside aynı ayardalar al birini vur ötekine"
"Haklısın valla kızı huyları bu kadar benzerdi galiba" Levent gür bir kahkaha atıp "senin kızın Safiş'den de beter hele o dili adamı öldürür." Kahkasını keserek "Bir kere sen benim kızıma kurban ol! Maşallahı var benim kızımın" dedim hafif kızarak"aman aman senin kızına bir şeye de gelmiyor. Neyse senin sohbete doyum olmaz ben kapatıyorum." Gülümseyerek"tamam canım dikkat kendine" sende deyip telefonu kapattı. Engin'i aramak istesem de aramaktan vazgeçip telefonu yatağın üzerine koyup bahçeye çıktım. İçime derin bir oksijen çekip geri bıraktım. Çardağa geçip tahtadan yapılmış sandalyenin üzerine oturdum. En son ne zaman böyle huzur bularak oturmuştum hatırlamıyorum. Sanki sürekli biri beni uçurumdan aşağı atıyordu. Bende her defasında pes etmeyip tekrar yukarı çıkıyordum. Ama artık çıkacak gücüm kalmamıştı. Bir yanım hala Atahan'ı merak ediyordu. Aramak istesem de elim aramak için gitmiyordu. Aklım ve kalbim o kadar çok karmaşıktı ki hangisini dinleyeceğimi bilmiyordum yada hangisinin galip geleceğini. Atahan'ın şuan ne halde olduğunu düşünmek bile istemiyorum. Ama bir yanımda onu deli gibi merak ediyordu. Derin bir nefes aldım artık aldığım oksijen bile bana yetmiyordu sanki. Annem elinde tepsiyle bahçeye girdiğini görünce sandelyeden hemen kalkıp çay tepsisini elinden alıp "annem niye zahmet ediyosun ki ben getirirdim söylesen" dedim üzgün bir sesle tepsinin içinde iki çay koymuş yanında kurabiyeler, kekler... off Allah'ım şimdi yeme de yanında yat. "Kızım senin yiyeceğin yok baktım ki e bende hazırlayıp getirdim işte. Geldiğinden beri ağzına bir lokma bir şey sürmedin be kızım! Hem anlat bakalım hazır evde Ela yokken nedir seni bu hale getiren?" Dedi sakin bir ses tonuyla. Anlamıştı. Zaten ne zaman gözünden bir şey kaçmıştı ki sulatnımın gözünden gözlerimi kaçırdım. "Hadi hadi kaçırma o gözlerini gördüm sizi Atahan bıraktı seni buraya ne oldu?" Vallahi sedef hanımın gözünden de bir şey kaçmıyor helal olsun! Ayy evet ve bu bazen benim sinirime gidiyor. "Sultanım sende de maşallah ne göz varmış orda taa burayı nasıl gördün anlamadım pes gerçekten!" Dedim gözlerimi ayırarak yanındaki pastonunu eline alıp hafif bacağıma vurmuştu. " Sus kız anneyle dalga geçilmez! Taş olursun bak sonra demedi deme!" Dedi hafif çatık kaşla gülüşünü tutarak. Aslında bastonunu pek kullanmazdı sadece romatizması arttığında ortaya çıkardı belli ki bu sıralar artmıştı. En azından gözümden kaçmamış oldu bu da benim "her şeyi anlattım gidip evine saklamanın bir anlamı yoktur. O asla pes etmeyecekti sürekli geçmişi öğrenmek için her türlü şeyi yapıyordu. En azından benden öğrenmiş oldu." Dedim kafamı öne eğerek ellerimle oynayarak "senden mi öğrenmesi iyi oldu yoksa anlatırken gözlerindeki duyguyu mu merak edip anlattın?" Kafamı kaldırıp gözlerine baktım." Her ikisi de ama galiba bu kadar kötü olucağını tahmin edememiştim. Off bilmiyorum anne ne olucaksa olsun artık!" Dedim isyan ederek. "Bak kızım ben Atahan'ın gözlerinde ki pişmanlığı üç sene önce gördüm. Yana yana seni geziyordu deli gibi. Bir ara bir kadını sen sanıp peşine düşmüş daha sonra sen olmadığını anlamış yolun ortasında dalıp gitmiş o sırada araba çarpmış bir hafta yoğun bakımda kaldı. Sen ondan kaçarken o seni arıyordu." Kaşlarımı çatarak "anne sen bunları nerden biliyorsun ve Atahan seni nerden tanıyor?" İç çekim sağ eliyle sol elimi tuttu "bak kızım biz Atahan'la daha önceden tanışmıştık hatta sürekli gelip seni bana anlatırdı. Yaptığı hataları ve en önemlisi o Beliz denen kızla mecburiyetten nişanlandı." Sözünü keserek "nasıl mecburiyetten bunun ne gibi mecburisi olabilir ki?" Güven vermek ister gibi elimi sıktı. "Bunu sana Atahan zamanı geldiğinde anlatır. Ben sana Atahan'ı affet demem ama bil ki en az o da senin kadar acı çekti. Hiç yaşamaması gereken şeyler yaşadı! Hem de hiç hak etmediği şeyler." Ne olabilirdi ki benden sonra ne olmuş olabilirdi. Biz bunca acıları neden yaşıyorduk? Neden katlanmak zorunda kalıyorduk? Bunca yaşadığımız şeyleri biz hak etmiyorduk! Allah'ım sen bize yardım et sen bize bir çıkış kapısı göster çünkü artık ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. Elimle yüzümü ovalayıp çayımı elime alıp bir yudum aldım. Anneme baktığım da bana tebessüm ederek bakıyordu. Elamın sesini duyunca kafamı kapının girişine çevirdim. Hemen elimdeki çayı masanın üzerine bıraktım çünkü benim fındık kurdum koşarak direk gelip bana gelip sarılacaktır. "Annee!" Koşarak yanıma gelip hemen bana sarıldı. Tahminlerimde asla yanılmazdım. Gülümseyerek saçlarının üstüne öpücük kondurup geri çekildim. "Annem hoş geldin. Naptınız bugün Safiş'le pek mutlusun bakıyorum da" hemen yanıma oturup heyecanla anlatmaya başladı. Oyy kurban olurdum ben bu kıza ya! "Oo neler yapmadık ama Safiş için sonu pek mutlu bitmedi. Alışverişe gittik kendimize güzel kıyafetler aldık. Sonra dondurma yedik ha bir de hamburger yedik. Annecim çok özlemişim hamburgeri" dedi dudağını yalayarak. "Kız benim de canım çekti keşke bana getirseydiniz" dedim dudağımı büzerek "ya anne sen sevmiyorsun hazır yiyecekleri biz de onun için sana almadık" omzumu silkerek dudağımı büzdüm. Ayağa kalkıp iki elini yanağıma yerleştirip"tamam tamam sen üzülme ben gider alırım sana sen yeter ki üzülme" Allah'ım ben ne sevap işledim de karşılığın da bana böyle bir evlat nasip ettin. "Oyy yerim senin o kalbini! Ben yemiş kadar oldum bitanem senin düşünmen yeterli hadi git elini yüzünü yıka da gel" dediğim an kucağımdan inip koşarak eve girmişti. Gülümseyerek arkasından bakmıştım gözüm ileriye baktığımda Safiş telefonla konuştuğunu görünce önüme dönüp çayımı elime aldım. Annem ayaklanınca anneme baktım "kızım ben içerdeyim. Biraz uzanmam lazım benim romatizmam yine azdı." Kafamı olumlu anlamda salladım. Şimdi ilaç iç falan desem sanki ben bilmiyorum deyip tersleyecektir. Onun için seslenmemek en doğrusu.
Safiş telefonunu kapatıp yanıma geldi "ayy çay mı demlediniz dur bende kendime çay alıp geliyorum" deyip hızla içeri gitti. Bir kelime etmeme bile izin vermemişti. Hemencecik çayını koyup gelip karşıma oturdu. Bu haline gülerek izliyordum. "Ee hadi anlat valla kendimi çok zor tuttum iki gündür. Ne konuştunuz yada nasıl bir tepki verdi Atahan?" Bende buna şaşırıyorum en çok da zaten nasıl dayandı acaba "her şeyi anlattım sadece..." Devamını getirmeyeceğimi anlatmadığında "oğlunu söylemedin aslında bir bakıma söylememen iyi olmuş çünkü Atahan zaten bu öğrendikleriyle paramparça olmuştur." Kafamı hafif aşağı yukarı salladım. "Belli etmese de yıkıldı o an birde benim üstüne intihar ettiğimi öğrenince deliye döndü!" Safiş çayından bir yudum alıp "tahmin edebiliyorum. Aslında her şey o kadar belli ki birbirinizi hala ilk günkü gibi seviyorsunuz ama arada engeller ya da ne bileyim yaşadıklarınız araya giriyor ve bu da sizi çıkmaza ve acı çekmenize neden oluyor." Haklıydı biz bir türlü bir araya asla gelemiycektik. "Haklısın" demekle yetindim çünkü diyecek bir kelime bulamıyordum. "Ee sonra ne konuştunuz yani sen anlattıktan sonra ne dedi?" Bu kız gerçekten çok meraklı " intihara kalkıştığımı öğrenince deli oldu. Benim anlamadığım nokta yani çıldıracak yeri göğü inletecek bir tepki vermedi! Safiş Atahan bu değil sadece nerde doğum yaptığımı sordu o sorusuna o kadar şaşırdım ki!" Bu Atahan değildi! Benim bildiğim Atahan ortalığı yakıp kavururdu bilmiyorum kafam iyice karışmıştı. "Sen ne dedin yani doğumu nerde yaptığını söyledin?" Elinden çay bardağını bırakıp gözlerimin içene baktı"ne diyecem safiş özel hastane dedim sonra da beni bırakmasını söyledim işte" ne geçiyordu aklından yada ben mi salağım acaba bir şeyleri anlamayacak kadar "Zümra inşallah yanılıyorumdur ama Atahan ne yapıp eder o hastaneyi öğrenir ve her şeyi araştırır." Sözünü hemen keserek "ve oğlumuzu kaybettiğimizi öğrenir aslında biliyordu yarım anlattığımı ondan soruyordu başka var mı anlatmak istediğin diye salak kafam! Ben bunu nasıl atladım" safiş kalkıp yanıma gelip sarıldı "sakin ol kuzum eninde sonunda öğrenicekti zaten aynı şekilde de yıpranıcaktı" içime tuhaf bir his vardı Atahan iki gündür ortalıkta yoktur "safiş ben korkuyorum Atahan'ın kendisine bir şey yapmasından o bu kadar acıya dayanamaz ki hala ablasının acısını içinde atlatamadı bir de üstüne bu kaldıramaz! İki gündür de ortalıkta yok?" Dedim Safiş'den geri çekilerek. Safiş'in gözlerin de bile tedirginlik vardı. "Yok ya Atahan zeki adamdır yapmaz öyle bir şey ! Yani inşallah hem Ela'yı bırakmaz o tamam yıpranıcak ama sizi asla geride bırakmaz hele seni hiç" iki kaşımı havaya kaldırıp kafamı olumsuz anlamda salladım"bitti. Bir daha olmaz ben affedemem ben o aşkı ateşe verip yaktım küle döndü o aşk tekrar küllerin doğuramazsın!" Dedim gözlerimi kaçırarak"herkese yalan söyle ama bana yalan söyle o içerde ki kalp var ya hala o adak için atıyor. O aşk kül olmadı hala kıvılcım var ve sen ne dersen de hala ilk günkü gibi o adama aşıksın!" Aşk! Aşk nedir yaşatmak mı yoksa yaşayan bir bedenin ruhunu öldürmek mi eğer bana sorarsanız ruhu öldürmek yavaş yavaş can çekişe çekişe safiş ayağa kalkıp tepsiyi eline aldı" hadi çok düşünme de gel içeri yemek yapalım" olur anlamında kafamı salladım. Safiş içeri girdiğinde bende ayaklandım içeri girdiğimde annem odadan telefonun çalıyor diye bağırınca odama girip yatağın üzerinden arayanın kim olduğuna baktığımda Engin olduğunu görünce hemen açtım. "Zümra kurbanın olayım yardım et!" Diye ağlıyordu. "Noldu? bir sakinleş" hızlı nefes alıp veriyordu. "Sakinleşmem Atahan kayıp! Kurbanın olayım onu bulmamız lazım" "nasıl kayıp Engin?"
Derin nefes alıp"Zümra Atahan delirdi kendine bir şeyler yapacak kurbanın olayım bul şunu" "T-tamam ben aramaya çıkarım şimdi" deyip kapattım nere gidebilirki"Ne zaman bu uçuruma gelsem ya nefes aldırıyor ya da insanı ölmeye teşvik ediyor sanki demi Zümra?"
"Atahan saçmalama gel şura korkuyorum ben ora çıkmandan!"
"Korkma! Sensiz hiçbir yere gidemem ben yaban gülüm!"
Yok canım ora gitmemiştir. Gitmez ya ama tek aklıma gelen yer orası arabanın anahtarını alıp hemen evden çıkarak arabaya bindim safiş'in bağırma seslerini kulak ardı edip arabayı çalıştırıp hareket ettirdim. "Allah'ım nolur yapmasın böyle bir şey ben bir de bu acıyla yaşayamam!" Uçuruma geldiğim de arabayı park edip arabadan indim uçurumun tepesindeydi orda duruyordu!
Koşarak uçurumun yanına gidip tam arkasında durup bağırmaya başladım."ATAHAN!"
Nefesimdi o benim! Beni nefessiz bırakmamalı
Bir şükür çekelim bence😅 bir türlü atamadım sinirim bozuldu ama çok oldu bu sefer inşallah beğenirsiniz
Bu arada yazım yanlışım varsa lütfen söyleyin çekinmeyin çünkü bazen klavye kendisi çeviriyor fark etmiyorum. Söylerseniz beni mutlu etmiş olursunuz
Düşünce ve fikirlerinizi merakla bekliyor olacağım
Hoşçakalın sağlıcakla kalın 🥰

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRA
ChickLit"Yıllar önce beni kapıdan nasıl kovduysan şimdide seni affetmemi bekleme! Çünkü karşında seni seven bir kız çocuğu yok! Duydun mu yok!" " Yapma böyle! Tamam kabul hata ettim. Dinlemedim seni hadi anlat ne oldu anlat... Bak eğer sen anlatmazsan ben...