? : Ne?Eflin : Hemen şu anda
? : Eflin gelemeyeceğimi biliyorsun
Eflin : Peki teklif var zorlama yok
Eflin : Ben gidiyorum
Telefonu kapatıp tekrar cebime koydum, Sinirlerimi bozsa da seviyordum bunu da işte.
"Hadi Eflin biz gidelim artık yarım saattir oyalanıyoruz"
"Sen git Emir? Ben gelirim"
"Olmaz"
"Arda bırakır git"
Ona arkamı dönüp Atakan'ın yanına gittim, adam akıllı tanışamamıştık ayıp olmuştu. Elimi uzattığımda bir süre bekledi, bana baktığında gülümseyerek elimi sıktı.
"Eflin ben 16 yaşındayım"
"Atakan zaten artık biliyorsun 18 yaşındayım"
Başımla onayladım tamam bizden de büyükmüş zaten. Topluca kafeye oturacağımızı konuşunca Emir'i aradım gitmemiş kenarda telefonuna bakıyordu, gitseydi işte?
"Emir! Git hadi bak biz kafeye geçiyoruz Mert, Arda falan bırakır beni"
Emir sıkkınca nefes verdi, biraz düşündükten sonra oflayarak eve doğru yürümeye başladı sıkılmıştı. Bizde topluca bizim evin yakınındaki kafeye girdik. Herkes yerleştiğinde menülerden içecek seçip arkamıza yaslandık.
————————•————————
Herkes ayaklanırken bende telefonumu masadan alıp kalktım, esneyip masaya tutundum uykum gelmişti. Saate baktığımda sekiz olduğunu gördüm, gerçekten geçe kalmıştık. Telefonum elimde titremeye başlayınca ekrana bakmadan açtım.
"Kimsin?"
"Benim Eflinim gelmiyor musun?"
"Ha Baran abi kalktık şimdi geleceğim"
"Alayım mı seni?"
"Yok gerek yok saol"
"Alsaydım Eflin geç oldu"
"Bizimkilerden biri bırakır abi hadi bak hopp kapattık"
Hemen telefonu kapatıp cebime attım, kafeden çıkmıştık zaten. Mert ve Yasemin vedalaştığında aramızdan ayrıldılar Arda annesi aradığı için önceden gitmişti, tamam bunu hesaba katmamıştım. Atakan da vedalaşıp ayrıldığında sadece şu yeni gelen üçlü kaldı, pekala tek giderdim.
"Eflin! Saçmalama gel hemen bırakalım"
Şöförlü araba? Vay anasını. Sanki sende yok! Görmemiş gibi. Haklı. Teşekkür ederek bindiğimde arka tarafa Pars ile Aras binmişti, öne de Aytaç geçmişti. Şöför sürmeye başladığında hepimiz sessizce oturuyorduk, bu sessizliği bozmak istiyordum ama bir anda konuşursam rezil olabilirdim.
"Öff ne sıkıcısınız ya? Kız sen bunlardan daha eğlenceli gibi gözüküyordun nelerle ilgileniyorsun"
"Resim çiziyorum işte genelde tablet başında geçiriyorum günümü bir şeyler izleyerek"
"Bir de şarkı söylüyor"
Şaşkınlıkla bakışlarımız Aytaç'a döndü, Aytaç omuz silkti.
"Söylerken duymuştum"
Hangisini duymuştu acaba? Umarım düzgün bir şey söylerken duymuştur. Aras fazla takılmadan tekrar bana dönünce bende düşüncelerimden uzaklaştım.
"Ee neler izliyorsun"
Şimdi söylesem ne olurdu? Rezil olursun. Ama çok söyleyesim geldi. Geber o zaman.
"My little pony, mucize uğur böceği, anime, Dylan aşkımın bir filmi ve dizisi,"
Aras'ın gözleri parlarken Pars ve Aytaç gülmüştü, rezil olursun demiştim.
"Senden bir tane daha çıktı Aras hadi şanslısın"
O da mı izliyordu? Ben şaşkınlıkla ona bakarken o Mucize uğur böceği hakkında konuşmaya başlamıştı, ve evet bütün yol böyle geçmişti kesin beni aldıklarına pişman oldular. Eve geldiğimizide teşekkür ederek indim, eve girdiğimde yemek masasını hazırlayan Baran abi gözüme takıldı. Gözler bana döndüğünde Altan abi gelip bana sarıldı bende sarıldığımda saçlarımdan öptü. Biz bununla ne ara bu kadar yakın olduk lan?
Kendimi ondan uzaklaştırdığımda bana şaşkınca baktı, daha çok bakarsın. Emir yanıma geldiğinde kolumu tuttu ve yukarı çekti, ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk? Odasına girdiğimizde kısaca inceledim, ilk defa mı giriyordum?
"Eflin.. Ben ne diyeceğimi bilmiyorum.. yani ben çok özür dilerim sana yaptıklarım yüzünden ben ikizim olmanı istiyorum. O Melek denen kız bizi mahvetti, parçaladı biz seninle toparlanıyoruz ama gördüğün gibi hala eksik parçalar var."
Bu kız bunlara ne yapmıştı?
"Bana ne yaptıklarını anlat" Yutkundu.
"Onların yaşadıklarını anlatamam ama kendi hikayelerimi anlatabilirim... Bir gün okula gitmek için hazırlanıyorum annemler çıkmıştı, sadece Kaan abim vardı evde bir de Melek. Bizi okula bırakıp kendi okuluna geçecekti o da. Hızlıca hazırlanıyordum çünkü Kaan abinin de benim de sınavım vardı o gün. Bir telefon geldi bize.." Konuşamadığını hissettiğimde elimi omzuna attım, gülümsedi. "Melek'in çok kötü olduğunu söyledi, uçurumdaymış intihar edecekmiş. İkizim dedim sonuçta her türlü kan bağı.. var.. Koşarak gittik nasıl evden çıkıp gittiğimizi bile hatırlayamıyorum. Uçurumun kenarında gerçekten bekliyordu, öylece uzaklara bakıyordu. Kaan abiyle her ne kadar anlaşamasalar da kardeşiydi ve o kadar korkmuştu ki onu daha önce böyle görmemiştim. Melek bize döndü sonra, gözleri ağlamaktan kızarmıştı sözde.. 'Abi' dedi 'ben çok özür dilerim ne kadar iğrençmişim' dedi. İnandık ona o gün yapma dedik abim yalvardı orda ona. Ben yanına ilerledim, bana sarıldı ama sonra bir anda ittirdi beni aşağı doğru." Neler anlatıyordu bu çocuk?!
"Öleceğim dedim o sırada, gerçekte-n bitti diye düşün..düşündüm" Ağlamaya başladığını fark edince ona sarıldım, bana sarıldığında konuşmaya devam etti.
"Kaan abim zar zor tuttu beni ölmedim.. ama.. ama o günden sonra abim asla eskisi gibi olmadı sinirini tam kontrol edemez oldu, hep yanında oldular ben şokta gibiydim. (Yapmayın) odamdan kolay kolay çıkmadım bir süre gözümün önünden geçiyordu her şey"
Bu kız neydi böyle? Emir'e daha sıkı sarıldım, o an bana öyle bir sarılıp ağladı ki buna ihtiyacı olduğunu hissettim, benim sevgime muhtaç gibiydi sanki. Asla bırakmadı beni annesine sarılan minik bir bebek gibiydi sanki. Omzumda hıçkırarak ağlarken benim de gözlerim doldu, Emir..
————————•————————
Selam!
Raporum olduğu için bugün de evdeydim bölüm atayım dedim.
Belki bugün bir bölüm daha gelir
Bu haftada sınavlarım var ama sonra tatil!
Yani sanırım 12 kasımdan biraz sonra tatil.
Neyse ben gideyim• Emir'in yaşadığı şeyler hakkında ne düşünmüyorsunuz?
• Kaan hakkında minik şeyler öğrendik ne düşünüyorsunuz?
• Eflin Emir'i affetmeli mi?
• Aytaç?
• Aras?
• Pars?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eflin || Yarı Texting
Teen FictionBir anda hayatı değişen Eflin ne yapabilir? Her şey yalan mıydı..?