Burgonya

4.

-Bir daha salak salak konuşma öyle, dedim direksiyonu sola kırarken. Şaşkınlıkla bana baktı,

-Nasıl?

- "Bana bir şey olursa bırak git." gibi. Ben seni bırakıp nasıl gideyim? Şunu da al benden.

Ne zamandır kucağımda duran silahı ona doğru uzatınca elimi geri ittirdi,

-Sende kalsın. Zaten akşam bu meretten kurtulmamız lazım.

-Ne ki o?

Sustu, anlaşılan akşama kadar öğrenemeyeceğim. Olsun sonuçta bir şekilde öğreneceğiz. Asıl ben toplantıyı ne yapacağım?

Kuzey Bey ile toplantıya girmeden önce kendimi gruba motivasyon konuşması yaparken buldum,

-Arkadaşlar bu projeyi başarıyla tamamlarsak kariyerimize büyük katkısı olacak. İşimizi keyifle, yaratıcılıkla ve hep birlikte, ekipçe yaparsak çok güzel şeyler başarabileceğimize inanıyorum.

Kapının açılmasıyla konuşmam bitti. Kuzey Bey lacivert takım elbisesi ile karşımda duruyordu. Ağır adımlarla yürüyüp baş köşeye kuruldu. Ona değil de ekibime döndüğümde yüzlerindeki ciddi ifadeyi gördüm. Ortamda ciddi bir gerginlik vardı. Ekibim benden taraf gibi duruyordu. Bunun bir savaş olmaması gerekiyordu ama bu savaşı başlatan Kuzey'di. Bu soğuk sessizliği bozmak için konuştum,

-Evet arkadaşlar, başlayabilirsiniz.

-Onlar sizin arkadaşınız değil Lâl Hanım.

Yine aynı ukala ton. Ben duymaktan bıkmıştım ama Kuzey o tonu sesine yerleştirmekten bıkmamıştı. Seslice nefes verdim,

-Evet başlayabilirsiniz.

-Biz tasarım ekibi olarak müşterilerin konaklayacağı yerleri nasıl ayarlayacağımız konusunda çok düşündük, diye söze başladı iç mimarımız Leyla. Önce klasik otel odalarını nasıl yerleştireceğimizi tartıştık ama bu şekilde yaparsak az sayıda müşteri ağırlayabilirdik. Sonra Bahadır Bey başka bir fikir ortaya attı.

-Kapsül oteller. -Projeksiyonla görselleri yansıtmıştı.- Tam bir Japon harikası, yer tasarrufu için birebir. İnsanlar sırf meraklarından bu otellerde kalıyor.

-İnsanlar garip karşılamaz mı bu durumu, diye sordu merakla işletmeci Emre Bey.

-Gemi otelde kalacak insanların gelenekçi insanlar olacağını düşünmüyorum. Farklı deneyimler arayan insanlar olacaktır müşteri kitlemiz.

-Bu fikir üzerine Mert Bey de bir fikir sundu, diye devam etti Leyla. Sonra onu Mert Bey tamamladı,

-Bu insanlar deniz havası almaya gelmiş, belki uyurken de isterler. Hem yıldızları izlemek hoş olabilir. Ben diyorum ki güverteyi de kamp alanı haline getirebiliriz.

-Alandan bu kadar tasarruf edersek geminin içine birçok eğlence mekânı açabiliriz. Böylece diğer gemi otellerden farkı olur.

Cümlemi bitirdiğimde tepkisini görmek için Kuzey'e döndüm. Heyecandan oturmayı bile unuttuğumu o an fark ettim. Yerinden kalkıp konuştu,

-Projeyi yabancı ortakların ekibiyle konuşup çizim aşamasına geçin.

Kapıyı kapadığında durdum; ukala ses tonu, aşağılayıcı bakışları yoktu. Mağluptu, biz kazanmıştık. Kuzey bir Lâl bir.

-Ne zaman bunca şeyi düşündünüz?

Bahadır Bey utana sıkıla konuştu,

-Hafta sonu mesai yaptık hep birlikte. Lâl Hanım, sizin onurunuz bizim onurumuz.