18.

14 1 9
                                    

Baş ağrıma eşlik eden fısıltılar bilincimi açarken ne kadar dikkat kesilebilirsem o kadar dikkat kesildim.

-...bilsen bilsen sen bilirsin o alemi. Bak Cengiz eskiden oralıymış. Ka-

Bağırmaktan son anda vazgeçip bana doğru kafasını çevirdi. O bakmadan gözlerimi yumdum.

-Tamam bana işe yarar bir bilgi vermek için ne istiyorsun söyle. Bugün gelemem, arkadaşım evde. Tamam Allah'ın cezası, tamam!

Kendini tutamayıp bağırdığında yeni uyanıyormuş gibi yaptım. Yüzünde mahcup bir yarım gülümseme ile bana baktı. Kaşlarımı çatıp dudaklarımla "Ne oldu?" diye sordum. Kafasını iki yana salladı.

-Konum at, geleyim.

Derin bir nefes verdi.

-Ben senin sultanın falan değilim, kapat.

Söylediğinin aksine telefonu kendisi karşı tarafın suratına kapattı. Sonra bana doğru iki adım attı.

-Ya kusura bakma, işle ilgili bir mesele. Ben gitsem sorun olur mu?

Kafamı iki yana salladım.

-Ben de çıkarım zaten.

Bana daha da yaklaşıp kaşlarını çattı,

-Ben gidiyorum diye gitmiyorsun değil mi?

-Yoo, dedim rahat bir tavırla. Çocuğum bekliyor beni evde.

Yüzü gevşedi, gülümsedi.

-Hemen de kaynaştık galiba?

-Geç bile kaldık, dedim pencereye gözümü daldırarak, bir hafta oda arkadaşı olduk sonuçta. Neyse sen giyin hadi.

Bana bol gelen pijamalardan kurtulup kendi kıyafetlerimi giydiğimde Ahu da odasından çıkmış, salona gelmişti. Pencereye doğru yaklaşıp dışarı izlemeye başladım. Siyah bir araba ara sokağa yanaştığında tülü hafifçe araladım. Arka camları filmli olan lüks araba apartmanın önüne varınca yavaşladı. Ahu'ya döndüğümde parfümünü özenle sıkışını ve sarı kızıl saçlarını yana ayırışını izledim.

-Kime süsleniyorsun böyle?

-Aman parfüm sıkmak da süslenmek olmuş, kıskanç sevgilim benim!

Kollarımı kavuşturdum,

-Ben de aşağı ineceğim.

-İnersen in, dedi umursamayarak.

Tek kaşımı kaldırdım, sonra kollarımı çözüp eşyalarımı toparladım.

-Bisikleti sonra alacağım, sorun olur mu?

-Yoo, olmaz.

Kolyesini taktı ve parmaklarıyla kar taneli kolye ucuna dokunup gülümsedi.

-İş için fazla süslenmedin mi?

Bana döndü, kollarını kavuşturdu, tek kaşını kaldırdı.

-Asıl sen bugün çok fazla soru sormadın mı?

Ahu ile vedalaşırken arabadan çıkan şoföre baktım. Siyah takım elbisesi ve sert görünümü ile bana koruma olduğunu hissettirdi. Beni görünce kaşlarını çatıp gözlerini kıstı. Sonra kafasını görmek istemediği bir tanıdığı aniden görmüş gibi çevirdi. Bunu yaptığımda adamı tanıdığım fikri aniden beynimde yer etti. Tanıyorsam nereden?

Ahu kollarımdan ayrıldığında hafızamı zorlamaya devam ettim. Bunun gibi bir adamı nerede gö-

-Bir daha ortalardan kaybolma, tamam mı?

BurgonyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin