22.

11 1 39
                                    

Arkamdan gelen adım sesleri sordu,
-Kaan kim? Aaa Ahu!
Adımlarını hızlandırıp bana çarparak önüme geçti, birkaç adım ötede Kaanla konuşan Ahu'nun üstüne atladı. Ahu neyse ki yeni başlayan müzikle birlikte bağırdı,
-Yuh!
Afallayıp Gökçe'ye baktı. Kızgınlıkla şaşkınlık arasında gidip geldikten sonra sarılmayı tercih etti,
-Kızım omzumu çıkardın ya.
Sallana sallana sarılıp sırtına pat pat vurduktan sonra Gökçe'yi kendinden zorla ayırdı.
-Niye haber vermedin geleceğini?
Gökçe göz devirip bana döndü,
-Siz ikiniz klon falan mısınız ya? Aynı soruları sorup duruyordunuz.
Aniden bakışları Kaan'ı buldu. Bir süre inceledikten sonra Kaan'ın duyamayacağı şekilde konuştu,
-Asıl buna yuh.
İçkisi elinde, başka yerlere bakmakla meşgul olan Kaan, bakışlar kendine dönünce yönünü bize döndü. Tek gözünü kırpıp "Hayırdır?" der gibi kafasını iki yana salladı. Ahu ile önce Kaan'a kitlenmiş Gökçe'ye, sonra birbirimize baktık. Bakışlarının yeterli gelmediğini düşünen Kaan, bu sefer konuştu.
-Ne var ya?

Gökçe elini uzatıp şuh bir şekilde konuştu,

-Merhaba, Gökçe ben. Sizinle daha önce neden tanışmamıştık?

Kaan Gökçe'nin uzattığı eli bir saliseliğine sıkıp geri bıraktı.

-Kaan.

-Ne kadar güzel bir isim, bana Orta Asya'dan Anadolu'ya at üstünde göç eden atalarımı hatırlattı. Siz de okçulukla ilgileniyor musunuz?

Ahu ile birbirimize anlık bakış attıktan sonra daha fazla tutamayarak kahkahayı patlattık. Kaan sıklıkla Ahu'ya bakarak Gökçe'yi cevapladı,

-Ben atlarla ilgileniyorum daha çok, mecmua hanımefendi, dedi Kaan Gökçe'nin kollarını incelerken.

-Aaaa! At çiftliğiniz mi var?

-Yok daha çok ganyan, dedi Kaan sırıtarak.

Bu cümleyi şarkı değişirken kurduğu için kahkahamızın üstüne gelen sessizlikle herkesin Ahu ile bana bakması bir oldu. Elimle bir şey yok gibisinden hareketler yaptıktan sonra yeni şarkının başlamasıyla herkes önüne döndü. Gökçe hiçbir şey olmamış gibi kaldığı yerden devam etti. Ahu elini omzuma koyup annemi gösterdi ve o tarafa yöneldi. Başımla onu hızlıca onayladım.

-Çok şıksınız bu arada. Bir sebebi var mı?

Kaan'ın bakışları Gökçe'den annemlerin yanına gitmekte olan Ahu'ya kaydığında Gökçe de kafasını Ahu'ya çevirdi. Birkaç saniye sonra suratı düştü.

-Ben sizi sıktım galiba, dedi. İyi eğlenceler.

Kuzey'in yanına kaçar gibi hızlıca gittiğinde Kaan'a yaklaştım.

-Niye ilk dakikadan kızı bozuyorsun ki?

Kaan bakışlarını Gökçe'nin üstünde tutarak konuştu.

-Küçük bir kız çocuğu, kime bulaştığının farkında değil. Hem Azrail'in kızı gibi dolaşıyo, bana uygun mu sence?

-Azrail'in kızı ne ya? Zaten mecmua da dedin arada, diye güldüm sinirle. Hem Ahu sana uygun mu?

Kaan cebinden sigara kutusunu çıkardı,

-Sen karışma bu işe.

Dudağına bir tane sigara koydu.

-Tüyeceğim birazdan, rahatlarsın o zaman.

-Hani Ahu'yu bırakacaktın?

-İstemedi, dedi omuz silkip. Zaten suratı beş karış. Araştırma yapmasa muhatap olmaz benle.

-Ne araştırması, dedim hızlıca. Sanki gerçekten kaçacakmış gibi davranıyordu.

-Sana söyleyemem minik fare, dedi yanağımdan makas alarak.

BurgonyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin