Hayat tesadüflerle dolu Kemal Aydın. Ne zaman ne olacağını bilemezsin. Buna alışsan iyi olur. Kim bilir birgün bir tesadüfte seni bulur
Vural Saygın
_______________
"Şuna bak ya"Sinirle kalemi masaya fırlattım.
"Allah'ın belasının yüzünün gözüktüğü tek bir fotoğraf yok. Ahh çıldıracağım"
Sinirle tıslamamla bana korkulu gözlerle bakan Gözde'yle sakin olamaya çalıştım. Ama olamıyorum. Elim kolum bağlı durmaktan hiçbir şey yapamamaktan. Kanıt bulamamaktan artık yorulmuştum.
"Abi ne yapacağız"
Derin bir nefes aldım ve ellerimi saçlarıma geçirdim. Kamera kayıtlarında hiçbir şey bulamamıştık. Adam full şapka takmışlığı ve çoğunlukla kameraya ters açılarda durmuştu. İşini biliyordu.
Kolundaki dövme gözüme çarptı farklı bir şeye benziyordu.
"Dövmeden gidelim. Bi etrafa soralım ilginç bir dövmeye benziyor bunu her yer yapamaz. Belli bir yer yapıyordur. Dövmeciyi bulursak adamı da buluruz."
Tek umudum adamın kolundaki yarısı gözükmeyen dövmeydi.
"O zaman biz Gözde'yle dövmecilere bakıyoruz."
Başımı tamam anlamında salladım. İkisinin çıkmasıyla tekrar kamera görüntülerine döndüm.
Kapının birden açılmasıyla içeriye Selim amir girdi.
"İyi misin evlat?"
Başımı bilmiyorum dercesine salladım.
"Bilmiyorum koca bir boşluktayım. İçimde koca bir boşlukta var. Yaaa başaramazsam yaa anneme bunları yapanı bulamazsam."
Elini omzuma koydu ve hafifçe sıvazladı.
"Sakin ol emin ol her şey çözülecek sadece biraz sabırlı olman gerek o kadar"
Başımı tamam anlamında salladım ve önümdeki bilgisayara döndüm.
3 saat sonra
"Sergen"
Bana seslenen sesle sesin geldiği tarafa döndüm. Gözde bana eliyle gelmemi işaret ediyordu. Hızla yanına gitmemle bana bilgisayardan bir yer gösterdi.
"Burası çok büyük ve ünlü bir dövmeci. Hatırlıyor musun konuştuğumuz yerlerde bu adamdan bahsetti yapamadığı dövme türü yokmuş"
Gittiğimiz her mekân bu adamın hünerlerinden bahsetmişti.
"Ben Kemal başkomisere haber veriyim çıkalım"
Başını tamam anlamında salladı.
Hızla Kemal'in odasına girdim kapıyı birkaç kez tıklatmamla gir komutunu bekledim. Biraz daha bekledikten sonra kapıyı açmamla kapının kilitli olduğunu gördüm.
Cebimdeki telefonu çıkardım ve Kemal'i aradım.
Aradığınız kişiye şu an ula-
Telefonu kapattım. Nerdeydi bu adam. Hızla Selim amirin odasına doğru yürüdüm. Kapıya vurmak için elimi kaldırmamla kapı birden açıldı. Selim amir hızla odadan çıktı ve beni farketmedi ve acele bir tavırla çıktı.
Ne oluyordu lan!
"Ne oluyor neden bu kadar acele ile çıktı Selim amir"
Bilmiyorum dercesine omuz silktim.
"Bilmem birden çıktı gitti zaten Kemal başkomiserin de telefonu kapalı umarım kötü bir şey olmamıştır"
"Umarım"
3 saat önce.
Arabamı hastanenin önüne park etmemle arabadan indim. Hastaneye girmemle direkt danışmaya doğru yürüdüm.
Selim amir biraz daha karakolda kalırsam kafayı yiyeceğimi düşünmüş olucak ki beni buraya yolladı. 3 gün önce devriyede baya dövülmüş bir kenara atılmış bir adamı bulmuşlardı. Üzerinde ne kimlik ne de başka bir şey çıkmış. Adamı bugün uyandıracaklardı ben de onun ifadesini almaya gelmiştim.
Danışmadan öğrendiğim odaya doğru yürüdüm. Kapsının önüne gelmemle içeriden hemşire çıktı.
"Hastanın durumu nasıl"
Yüzüme siz kimsiniz dercesine bakmasıyla aklıma gelen şeyle kimliğimi gösterdim.
"Kusura bakmayın komiserim"
Başımı sakladım
"Sorun değil"
"Doktor bey hastayı uyandırdı. İfade için biraz daha beklemeniz lazım"
Başımı tamam anlamında salladım. Hemşirenin gitmesiyle arkasından baktım ve tekrar hastane kapısına döndüm. Odanın perdesinin açılmasıyla o tarafa doğru yürümeye başladım.
Pencereden içeriye bakmamla gördüğüm kişiyle kalbim sıkıştı. Hafifçe geriye doğru sendeledim. Ağzımdan çıkan kelimenin ağırlığı altında ezildim.
"B-baba"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asayiş Ben Kemal | Gay
Genç Kurgu[TAMAMLANDI] Başkomiser Kemal ve Savcı Alaz . Eşcinsel konuludur rahatsız olacaksınız okumayınız