26. Bölüm kesit

601 49 5
                                    

Herkese merhaba... Ne çok zaman geçti, ne çok ayrı kaldık. Ben iyim, işe başladım kızım büyüyor, on beş aylık oldu. Yürümeye başladı peşinden koşturtuyor bizi. Pandemi, hastalıklar, birçok zor şey oldu. Ama güzel olaylara tutunmaya çalışarak, devam ediyoruz hayata. Siz nasılsınız? 

Yazmayı, sizi çok özlemişim.

Ara verince geri dönmesi çok zor oluyor. Kusura bakmayın. Ama yazmaya başladım. Hızlıca Seçim Senin'e final yapıp yeni hikâyelere geçmek istiyorum.

Size kısa bir kesitle merhaba demek istedim.

Yazın bana, buradan özelden konuşalım dertleşelim.

İyi ki varsınız...

Keyifli Okumalar.

...

"Hakan Evren hasta."

"Dünya!" diyerek uyarıyor beni Evren.

"Bunu ikimiz tek başımıza atlatmayacağız Evren. Ailen de bilmeli, dostlarımızda."

"Ne demek hasta?" diyerek bakışmalarımızı bölüyor Hakan.

"Kanser." diyorum. Bu kelimeyi telaffuz etmek bile o kadar zor ki, ne kadar üstünde konuşulsa da kabullenmek çok zor. Hele ki benim için böyleyse Evren'i düşünemiyorum bile. Hakan'ın bakışları bir ona bir bana doğru gidip geliyor. Aklında çok soru var biliyorum. Anlatması ne kadar zor olsa da bilmesi lazım. En yakın arkadaşım ve sevgilimin yakın olmasını istiyorum.

"Akciğer kanseri. Daha önce atlatmış ve tekrar nüksetmiş. Tedaviyi ilk başta kabul etmemiş. Çözümü de beni bırakmakta bulmuş." Ağzımın içi kuruyor. Söylediğim her kelime sanki yakıyor dilimi. Ne kadar zaman geçse de durumu ne kadar çok kabullendim desem de olmuyor sanırım. Sindiremiyorum. Sindiremiyor insan...

Arkadaşımın şaşkın bakışları, Evren'e dönünce yerini yavaş yavaş hüzne bırakıyor. 'Ben' diyor yutkunuyor, ne diyeceğini bilmeyen bir halde bizi izliyor.

"Kusura bakma Hakan, seninle iyi tanışmıyoruz. Dünya'yı üzdüğümü düşünüyorsun ve evet üzdüm de, durumun bu noktaya gelme sebebi de benim biliyorum ama yapamadım işte, uzak duramadım. Şimdi de buradayız. Tedavi olacağım. Dünya'yı da çektim sonu belli olmayan bu durumun içine, çok üzgünüm."

"Evren böyle konuşmayı bırak artık!"

Hakan sonunda biraz olsun kendine gelebilmiş gibi, konuşmamızı hiddetle bölüyor.

"İyileşeceksin!" diyor. Hepimizi derin bir sessizlik alıyor. Tek bir kelimenin içinde ne ağır yükler var. Ne umut dolu bir hayat, ne büyük bir acı, ne büyük çaresizlik var.

"İyileşmek zorundasın! Dünya'nın senin yüzünden bir daha ağlamasını istemiyorum."

Yüzümde bir gülümseme ile doluyor gözlerim. Üzüntüsünü ve iyi dilek temennilerini bu şekilde ifade edişi, buruk bir gülümseme bırakıyor yüzümde. Korku her yanımı tekrar sarıyor. Derin bir nefes alıp, bütün olumsuz düşüncelerimi bastırıyorum. Hakan ile gözlerimiz dolu birbirini yakalıyor. Anlıyorum onu, hep yanımda oluşunu, Evren için her şeyi yapmaya hazır oluşunu. Şükrediyorum. Dostuma, sevdiğim adamın elini tutuyor oluşuma.

Evren, hüzünlü bakışları ve kasılı çenesi ile tamam anlamında başını sallıyor.

İyileşecek. İyileşmek zorunda!

...


SEÇİM SENİN!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin